bugün

40 yaşına kadar okuma yazma öğrenememiş peygamber

bu başlığı açan kişi ve hakaret alay içerikli entry giren insanlar kaç yaşında acaba?
ey yaratık ilk önce insanların dinine ve inançlarına saygı duymayı öğrenmeni diliyorum. kimse seni alay ettiğin dine girmene zorlamıyor.
umarım ahlaklı ve duyarlı bir insan olabilirsin.
ve ve ve bir şeyle dalga geçmeden önce az bilgilen tamam mı cahil insancık?

Bu konuda iki ezberci anlayış var.

1. Ezberci Anlayış: Hz. Muhammed’in okuma yazması olduğunu, bu açıdan bizzat kendisinin bazen de kendi arkadaşları ile beraber Kuranı yazdığını söyleyen islam karşıtı anlayıştır. Bu söylediklerimiz ve söyleyeceklerimiz onların bu iddialarını çürütmektedir.

2. Ezberci Anlayış: Hz. Muhammed’in okuma-yazması olmayan cahilin teki olduğunu düşünen bir kısım Müslümanların görüşüdür. Bunlara göre de vahiy gelmeyene kadar okuması ve yazması olmayan peygamber,"oku" ayetinden sonra okumayı öğrenmiştir.

Gerçi burada konu onun "kültürel düzeyi" değil de "dini inancı" dır.Ama kendisinin daha çok çobanlık,ticari eşya nakliyatı memurluğu ve en son tenhalarda insanlardan uzak kalan bir münzevi hayatı tercih etmesi onun peygamberlikten önce de bilge,alim,öğrenci v.s olmadığını gösteriyor.Bu anlamda hayatı ve evreni okuyabilme,felsefe yapabilme,insanları yönetebilme gibi bir tecrübesi ve okuması yoktur.Bu durum,peygamberliğe hazırlık yapmadığı anlamını da verir.

Ancak bu durumu, bazı insanların onun zaten okuma ve yazmayı hiç bilmediği anlayışına sürüklediğini de görüyoruz. Halkın anladığına ve inandığına göre Hz. Muhammed okuması yazması olmayan birisiydi. Kuran’da onun hakkında kullanılan "ümmi nebi" deyimine ve Hira mağarasında aldığı ilk vahiyde "Oku" denince söylediği "Ben okuma bilmem" sözüne dayanılarak geliştirilen bir argümanla, birçok kişi, peygamberinin okuması yazması olmayan birisi olduğuna inanıyor.

Oysa ümmi kavramı çok kaba bir tercümeyle ancak okuma yazması olmayan anlama gelebilir. Gerçekte ümmi kelimesi, halkın aleyhine bir kasıtla oluşturulmuş her hangi bir sınıfa, kasta, hanedana, oligarşiye mensup olmayan, anasından doğduğu gibi kalarak umuma ait olan, kamunun içinden gelen, Türkçedeki güzel tabirle "halkın bağrından çıkan" anlamına gelebilecek bir anlamı var. Yoksa deftere bakıp da ne yazıldığını anlamayan eline kalem geçirse bir şey yazamayacak durumda bir ümmilik değil bu. Zaten ilk emir olan "oku" hayatı ve insanı okuma değil de defteri ve kitabı okuma olsaydı peygamberlikten sonra kendisinin okuma-yazma faaliyetlerine girişmesi de gerekiyordu. Kaynaklara baktığımızda böyle bir olayla karşılaşmıyoruz.

Ankebut 48 de anlatılan" Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı" ayetine de bu yönden bakmak gerekir. Yani "sen bu uğraşların içinde değildin" deniyor. Yoksa "okuma-yazmayı bilmiyordun da bu kuran sayesinde öğrendin" denmiyor. Zaten ilk vahiyde verdiği cevap da motamo tercüme ettiğimizde "okumayı bilmiyorum" değil de "okuyan değilim" anlamı çıkar. Yani kari(okuyan) sıfatım ve özelliğim yoktur.Dikkatlice okuyalım:

Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın.

Şimdi yukarıdaki cümleden muhatabın söz konusu zaman kadar bir şeyler yazmadığını mı yoksa yazmayı ve okumayı bilmediği mi anlaşılıyor? Eğer konu bilmemek ise neden ''sen bundan önce ''okuyamazdın'' veya ''okumayı bilmezdin'' gibi değişik fillere başvurması gerekiyordu. Hâlbuki ayette şöyle bir devam getirebiliriz. Sen bundan önce böyle bir işe girişmedin.40 yaşına kadar bolca okuyan ve de devamlı yazan bir halin yoktu. O halde sen bu işe hazırlık yapmadın. Eğer 20 veya 25 veya 30 yaşından sonra bu işlere girseydin Kuranı senin yazdığın konusunda şüpheye düşenler şüphelenmekte haklı olabilirlerdi.