bugün

feriyantesaksafoni

Her şey sadece bir başlangıç gibi gelir insana ama bazı olaylar olur, ve sen bu olayın hiç bir şekilde bir son olacağını düşünemezsin.

Bu dünyada hiçbir şeye haddinden fazla bağlanmamak gerekir. Aslında hiç bağlanmamak gerekir. Neden diye soracak olursanız cevabını bulmak imkânsız değil. Çünkü şarkılara da konu oldu ya "ölümlü dünya ölümlü insan ha alim olsan ha zalim olsan" veya üstadında dediği gibi "dünya fani ölüm ani veren Allah alır canı"(öyle bi usta bulunamadı * )

konudan uzaklaşmadan devam ediyorum, Bu dünyada her şey son bulacak sonsuza kadar sürecek bişey yok ve bir insan bişeye bağlanırsa hayata ondan bakmaya başlar. Bu ne olabilir ? Mesela bir kız veya arkadaş bunlara bağlanırsan üzülürsün. Hayatta kimse üzülmeyi haketmez. Akdeniz ve sevdikleriniz başta olmak üzere herkese neşe kaynağı olun. Bu ne konuşuyo gibi şeyler söyleyebilirsiniz. Okumaya devam edin bi hele.

Üç günlük dünya muhabbetine girmeye gerek yok. Bi gün ye, diğer gün iç, diğer gün yat. Boşaltamadığınla da şişersin (tabutta şişik şişik kalırsın sonra). Hayatınızın tadını herşeyde arayın ve çıkarın. Yaşamayı bilen insan herşeyden zevk alır.Muhabbetten, maçtan, işten, yemekten (anlayın la işte her şeyden). yaşamayı öğrenmek lazım. Ama ilk önce maymun iştahlı olmamak lazım.

(Vaaz başlıyor) En büyük ders gençler (bak hele) "hırs". bu illet şey insanı ya başarıya taşır, ya da iflasa sürükler. Hırs yapacağınız yeri bileceksiniz. Hırsın en büyük silahı da öfke. Her boka bi şey söyleyen atalarımız buna da söylemiş ya "öfkeyle kalkan başa oturur" diye. Hayatımı anlatmak için yazmıyorum size bu yazıyı ama küçük bir anımı anlatsam benim ne demek istediğimi tam anlamıyla anlamış olursunuz artık ( anlayında bi zahmet)

ilk iki tekerlekli bisikletimi aldığım gün, tabi baya sevinçliyim dört tekerlekten kurtulmuşum sonuçta... Herkesten hızlı gittiğini sanan ben yolun bi orasında bi burasında mal gibi dolaşıyorum. Anayol da bu hareketi yapacak g.tü nerden bulduysam artık baa geldi bi tane araba "ççaaauooot" diye çarptı. Feleğim döndü, iyice mala bağladım adam geldi:" iyi misin çocuk, birader, lan, ulan, hulen, huleyn"dedi. Tabi (nerden esti anlamadim ama) bi anda büyüklere saygı damarım kabardı, "yok dayı bişey" dedim. Adam takmadı bile. insan bi ısrar eder "gıçın başın ağrıyomu" diye. Sonrasında hırs yapıp devam ettim. Aynı adam öte sokakta tekrar çarptı lan bana. Demek ki neymiş bisiklet kötü bişeymiş.

Neyse sonrasında anama laf eden bi mal vardı gördüğüm gibi hırs yapıp peşine takıldım (konu değiştirme hızım kalp ben). Bebenin peşinden son hız fırladım. O ara nolduysa akıl, beyin fosfat. Ön fren ile arka freni karıştıran ben, ön frene nasıl asıldıysam artık, en son gördüğüm şey, kodumun bisikleti bi tarafa ben bi tarafa gittim. Gariptir ki arkasında bunca olay olurken hiç arkasına bakmayan malı hâlâ anlamış değilim. o günden sonra 3 ay(saydim ya sanki) boyunca bisiklet sürmemiştim. Size anlatırken anladım ki hırsı bisiklet üzerindeyken yapıyomuşum, neyse dikkat ederim. Hayatımla arayı daha fazla açmadan kıssadan hisseye dönelim.

(Vaaz bitti hutbe başladı, buyur burdan yak) bu hayatta bizden önemli olan şeyler kişiye göre değişir ama bir elin parmaklarını geçmez. Her şey bir şeyin başlangıcı olduğu gibi sonu da olabilir. Hırs ve öfke insanın iki büyük düşmanıdır. çok dikkat etmek gerekir bunlara. Bağlananlara sesleniyorum "vakit kaybı ve üzüntü" hiçbir şeye bağlanmamak en iyisi. Sakın hemen vazgeçmeyin yaptığınız işlerden. Hani bi şey yapmaya başlarsın (bu kitap, dizi, film her şey olabilir) ondan sıkılırsın ya, hah işte sıkılma kardeşim. Hiç beklemediğin bir dersi ordan çıkarırsın o zaman anlarsın demek istediğimi. Unutmayın ne olursanız olun gidebileceğiniz sadece iki yer var.