bugün

sahne sanatlarında seyirci faktörü

bu açıdan hiç düşünmemiştim fakat düşününce insan kendini bir garip hissediyor arkadaş. sen bir konsept geliştiriyorsun, bunu öyküleştiriyorsun. akabinde senaryolaştırıyorsun. oyuncu seçimi yapıyorsun, binbir zorlukla oyuncularla düşük bütçelerle anlaşmak, anlaşsan bile oyuncuların hali hazırda sahneledikleri oyun tarihlerinin kendi projendeki oyun tarihleri ile çakışmaması amaçlı kafa patlatıyorsun, bekliyorsun vesaire. Sahne buluyorsun, sponsor arayışına giriyorsun, sponsor bulamazsan cebinden karşılıyorsun cebinde para yoksa bankadan kredi çekiyorsun.

prodüksiyon ayarlıyorsun, ses, ışık, görsellik, afiş, satış, tanıtım işleri ile bizzat ilgileniyorsun.

oyunu prova ediyorsun, defalarca çalışıyorsun nasıl daha iyi olur diye kafa patlatıyorsun.

gün geliyor stresli, sıkıntılı, heyecaNlı (hele ki maliyetini karşılayamadıysan bak sen şu işe) sahne alıyorsun oyunu oynuyorsun/yönetiyorsun vs.

seyirci geliyor, sadece izliyor, gülüyor beğeniyor veya beğenmiyor. sonra evine gidiyor.

buradaki en önemli şahıs, seyirci oluyor. haha. ulan garip değil mi?

seyirci olmasın demiyorum evet en önemi şahıs seyirci, ama yineliyorum, garip değil mi?

kaldı ki o kadar götünden ter akıtıp sahnelediğin şeyden çoğu insanın haberi bile olmuyor.

yok arkadaş, tiyatro deli işi, yeminle.