bugün

blackberry

9700 bold modelini kullandığım süreçte olur olmaz zamanlarda ekranın ortasında beliren küçük piç saat yüzünden* sabır sınırlarını test ettirmesi, telefona en fazla ihtiyaç duyulduğu anlarda durup dururken veya biraz fazla yüklenildiğinde donması, kendi kendine restart atması, açılma süresinin de 4-5 dk'dan aşağı sürede olmaması*, şu meşhur blackberry internet service mevzusu (..ki bu bis olayının ne s.kime derman olduğunu hala anlamış değilim, gerçekten gereksizdi), telefonla görüşürken sesin az gelmesi vs sebeplerle en yakası açılmadık küfürlerin muhatabı olmasına rağmen; yine de fiziksel klavyesinden ve kendine has duruşundan vazgeçemeyip, yeni işletim sistemine tav olarak, kendisiyle olan seviyeli ilişkimi q10'la bir üst mertebeye taşıdığım telefon markası.

önünde nokia gibi bir örnek varken ve netice belliyken, nokia'nın "inadım inat, g.tüm iki kanat" politikasıyla kendini bitirme yolunda attığı adımların izinden yürüyerek şirket olarak kendini düşürdüğü durum üzücüydü evet ama markanın son dönemde (biraz geç de olsa) iyi sayılabilecek seviyede bir geri dönüş yaptığını söylemek yanlış olmaz. (blackberry passport çıktığı ilk 2 günde 200 bin adet sattı örneğin) blackberry 10 vakitlice tanıtılıp piyasaya sürülseydi ortalığın .mına koyabilirdi, en azından eskiden sahip olduğu pazar payını kaybetmezdi ancak tr dahilindeki parlak günlerini biraz arayacak diye düşünüyorum, türkiye'de yaşayan çoğu insan için blackberry'nin ifade ettiği tek anlam artık sadece "böğürtlen". eski nesil modellerle edinilen kötü tecrübelerle birlikte, tamamen touchscreen telefonların yarattığı alışkanlıklardan sonra şu an için bb q10'a 2000 tl, bb passport'a 2500-3000 tl bandında para coşacak bir kitleyi yakalamak zor görünüyor.

bunun yanında, touchscreen telefonların neredeyse bütün piyasayı ele geçirmesine rağmen, modernize edilmiş modellerinin çoğunda fiziksel klavyeden vazgeçmeyerek karakterinden taviz vermemesi takdir edilesi (en azından benim için). şarjının uzun dayanması, blackberry hub, blackberry protect gibi ilk akla gelen bazı olumlu detayları da anmamak olmaz tabi bu noktada. eleştirilecek yönlerinin yanında bazı övgüleri de hak etmiyor değil bu açıdan, yiğidi öldür hakkını yeme.

(okumaya üşenenler için özet: bildirim geldiğinde yanıp sönen kırmızı led'ine kurban, seviyoruz.)