haydar ergülen

"iyiliğin kardeşlerine

kuzu, bu dünyada budalaydık ya bizi gökyüzündeki bahçeye de habersiz indirdiler.
otuz yıldır gökyüzünde saklıyoruz dedemi,
gözyaşını yük olur diye taşımayanların bakışlarından uzak,
kuzu sayıldığımız yıllar kuş gibi uçtu, yanında masum bir hayret.
hangi kuzuyla yüz yüze kalsak, sessizlik,
aramızdaki o yeni kardeş.
kelimelerse başka.
ağızlarda ağır ve kaba bir şöhret.
işte sular yükseldi, dilimize vuruyor tuz.
ayrılık adalarındayız ve sustukça kusursuz bir sessizliğe terkediyor kuzularını dünya,
ona yükümü bıraksam kuş sayılırdım ama,
gökyüzünü açık bıraktık ve bağlandık toprağa.
hala gariplerin yurdunda işittiğim gözyaşı,
hala iyiliğin gölgesine toplanacak kuzulari
çok çocuk kimsesiz bir çocuk.
tenha gibiyiz yine garip yine budala şimdi,
ağır bir kuşa benziyor omuzlarımda
ödünç kanatlı zaman, ödünç anıları da.

kuzuymuşuz daha gurbet kuşları'na ağladığımızda."