bugün

karadayı

kenan imirzalıoğlu'nun sadece bu dizide tükettiği çay miktarı, oynadığı bütün dizilerde dövdüğü adam sayısından fazla olan dizi. dizinin kendisi desen vıcık vıcık aşk sahnelerinden ibaret. geriye kalan zamanda da (dizi bu arada 2 saat falan sürüyor) hikaye bin bir çeşit entrika etrafında dönüyor. bir kötü adam ölse de hemen yerine bir yenisi geliyor. sırf reyting getirsin diye akla sığmayacak abartılı bir sevda hikayesi anlatılması ilk başta etkileyici gelse de bir süre sonra insanın içini bayıyor. bu zamanda böyle bir sevda yaşayan yetişkin bir insan mı kaldı yahu. koskoca kadın hakimlik kariyerini, itibarını, ailesini ve hayatını bitirmek uğruna yine de aşkından bir türlü vazgeçemiyor. aşkı desen ailecek hapishane müdavimi olmuş zaten. babaları hapse girip çıka çıka artık folloş oldu. küçük kardeşi desen koğuş ağası bile oldu. ayrıca bir adet türkan şoray benzeri 1.45 boylarında kız var. o nasıl bir itici oyunculuk ve ses tonudur yarabbim. işin kötüsü onca kadın karakter öldü bu hala yaşıyor. bu arada bergüzar korel'in kenan la olan aşk sahneleri halit ergenç için fazla sorun oluşturmuyor sanırım. belli ki bölüm başı için oldukça iyi para teklif edilmiş. maşallah zamk gibi yapışmış bir vaziyette birbirlerinin tükürüklerini ve terlerini içmedikleri kaldı.