bugün

simurg

kelime anlamı 30 kuş demektir. feriduddin attar'ın kitabında geçen hikayeye göre kuşlar simurg'a ulaşmaya çalışır. ancak zorlu 7 vadiden geçmek zorundadırlar.

1- iSTEK VADiSi: istek vadisinde başına yüzlerce belâ ve zahmet gelip burada mal ve mülkten arınmak gerek. Kan yut sabırla ercesine bekle birşeye bağlanma, putu kır yoluna devam et. Ya RAB kapı aç deme o kapı hiç kapanmaz.!

2- AŞK VADiSi: Aşk vadisi yanıp yakılma makamıdır.! Başkalarına sevgili yarın görünecek diye vadetmişler ama âşıkın bugünü yarınıdır o sevgiliyi burada seyreder balık gibidir.! Kendisine herşey olan suya kanmaz arza ayak bastı mı çırpınır durur.! Aşk ateştir, akıl ise duman, aşk geldi mi akıl gider çünkü aşk anadan doğma aklın işi değildir.! Aşk hür adamın işidir, aşkın gözünde cennet bir buğday tanesidir.! Gönül post içinde Dosttan haber aldı, artık ben nasıl olurda bu posta hizmet ederim, içte o öz varken.!Âşık sevgilisini öldürür böylece dünyâda kısas ile, ahrette yanma ile sevgilisi için can verir.! ibrahim gibi canını ne dünyâ için ne ahret için azraile, yalnız "O"na verir.!

3- MARiFET VADiSi: Marifet vadisinde deriyi değil içindeki sırrı görür sırlar açıldıkça susuzluğu artar hem bekçi hem âşıktır, erse ondan kadın ; kadınsa er doğar.! Havvâ'nın ve isâ'nın doğuşu gibi.!

4- iSTiĞNA VADiSi: istiğna vadisinde ne dava vardır ne de mânâ..! Burada 7 cehennem donmuş, 8 cennet hükümsüz kalmıştır.! Âdem'e bir mum yanasısında ışık versin diye binlerce yeşiller (can) giymiş melek gamdan yanar, yakılır.! Nûh o kapıda dülger olsun diye yüzbinlerce cisim rûhsuz kalmıştır aralarından bir ibrahim çıksın diye orduya yüzbinlerce sinek üşüşmüştür.! Tanrı kelimi (Hz.Musa) can gözüne sahip olsun diye yüzbinlerce çocuğun başı kesilmiştir.! Yüzbinlerce halk zünnar kuşanmış da bir isa sırra mahrem olmuştur.! Nice gönül yağma edilmiş de sonunda Ahmed bir gececik mîrâç yapmıştır.! Bu vadide iki cihanda seraptır, ne soy ne akrabalık kalır.! (Zünnar = dervişlerin bellerine bağlayıp uçlarını sarkıttıkları kıl veya yünden sert kuşak.)

5- TEVHiD VADiSi: Tecrit ve Tefrit konağıdır.! Bütün yüzler bu vadiye yönelse herkes bir gömlekten baş çıkarır, sayı ne olursa olsun bu yolda birlikte birleşip hep bir olur, her şey birin bir kere daha tekrârından ibarettir.! Fakat buracıkta sana zahir olan bir o tek Tanrı değildir.! Sayıda tekrârlanıp duran bir'dir.! Bunun ne haddi vardır ne hesabı, şu hâlde ezele de bakma ebede de.! Ezel de ebed de dâimi mahvoldu mu orada ne kalır hiç.! Hem herşey "O"ndadır, hem "O"ndandır.! Hem "O"nunla kaimdir, hem de "O"nun varlığı bu üçünden münezzehtir.! Fakat, ister hünerli olsun ister kusurlu kimin "Gayb" âleminde gizlenmiş bir güneşi varsa birgün bulutlardan sıyrılır onun üstüne doğar, ışıklarını yayar kim kendi güneşine ulaşırsa iyice bil ki iyiden de kurtulur, kötüden de.! Sen var oldukça iyi ve kötü vardır ; sen kaybolup aradan çıktın mı hepsi boş şeylerdir, zaten önce yoktun sen keşke yine öyle kalsaydın.! Yılanlar seninle örtü altına gizlenmişlerdir, arınmadın mı kıyâmete dek sana azap eder, sokup dururlar.! (Hırs,tamah, şehvet) Tevhid makamında herşey dilsiz olur, O söyler öyle bir suret oluşur ki ne cismi vardır, ne canı, ne cüzü ne de küllü.! Yüzbinler, yüzbinlerden temiz olarak zuhur eder, burada akıl kimdir ki kapı dibine düşmüş anadan doğma kör ve sağır, dilsiz bir çocuk.! Bu sırrın bir zerresi kime vursa, kimi ışıklandırsa o iki cihanın sultanlığına erişir.! O adam tamamıyla yok olmuştur ama herşey o adamdan ibârettir varlıktan meydana gelmiştir ama yokluk yine o adamdır.! Bir kul ihtiyarlayıp güçlerinden yoksun oldu mu onu azad ederler hür olur.! Sen "O"nda yok olursun tevhid budur.! Bu yok oluşu da yok et işte tefrit budur.!

6- HAYRET VADiSi: Altıncı vadi hayret vadisidir.! Bir şarap içer, sevişir sonra ayılırsın.! Sorduklarında ben mi gördüm, başkası mı gördü kendimde değildim ki..! ‘Rüyâda mı gördüm uyanık mı, sarhoş mı, ayık mı' der.! Ahrette düştüğüm hayret dünyâdakiyle hiç ölçülür mü.? insânların nasibi ancak hayâldir, kimse hâl ne bilmez.! Ne yapayım diyene de ki : "birşey yapma, şimdiye kadar hep sen yaptın..!"

7-YOKLUK VADi: Yedinci vadi fakru fena vadisidir.! Herşeyi unutmuşum, sağırlığın, dilsizliğin, hayranlığın yurduna gelmişim.! iki âlemde o denizin nakşından ibâret.! Öd ağacıyla odun bir ateşe atıldı mı ikisi de kil olur ; ama surette, sıfatta farklıdırlar.! Pis birisi külli denize dalarsa yine aşağılık hâlde kendi sıfatlarında kalır fakat temiz kişi denizde denizin hareketi olur hem vardır hem yok.! O aradan çıkmıştır.!

Bütün vadileri aşarak menzil-i maksudlarına yorgun ve bitkin bir halde uzanan 30 kuş, rastladıkları kişiye kendilerine padişah yapmak için aradıkları Simurg'u sorarlar.

Simurg tarafından bir görevli gelir...

Görevli, otuz kuşun ayrı ayrı hepsine birer yazı verip okumalarını ister. Yazılarda, otuz kuşun yolculuk sırasında birer birer başlarına gelenler ve bütün yaptıkları yazılıdır.

Bu sırada, Simurg tecelli eder...

Fakat, otuz kuş, tecelli edenin (!) bizzat kendileri olduğunu; yani, Simurg'un mânâ bakımından otuz kuştan ibaret olduklarını görüp şaşırırlar.

Çünkü, kendilerini Simurg olarak görmüşlerdir.

Kuşlar Simurg, Simurg da kuşlardır.

Bu sırada Simurg'dan ses gelir:

"Siz buraya otuz kuş geldiniz, otuz kuş göründünüz. Daha fazla veya daha az gelseydiniz o kadar görünürdünüz. Çünkü, burası bir aynadır!"

Hasılı, otuz kuş, Simurg'un kendileri olduğunu anlayınca; artık, ortada, ne yolcu kalır, ne yol, ne de kılavuz...

Çünkü, hepsi BiR'dir.

Aynı, aşıkla, maşukun aşkta; habible, mahbubun muhabbette; sacidle, mescudun secdede; bir olması gibi...

Aradan zaman geçer, "fenâda kaybolan kuşlar yeniden bekâya dönüp", yokluktan varlığa ererler..."

Kuşdili sembolizması yukarıda özetlenmiştir.

Attar, "ölümden sonraki ölümsüzlüğün sırrına" lâyık olacakların bilinciyle; ancak, bunları yazabilir Kuşdili olarak; sembolik lisanla!

Tabiî ki, okuyup da anlayanlara (!)...

Kuşdili, mesnevî anlam ve kapsam olarak zengin bir sembolizmadır.

Kuşlar, "Hakikât Yolunun Yolcuları" ; Simurg, "Hakikât" olarak tanımlanır. insan ömrünün engebelerine eşdeğer merdiven basamaklarını çıkabilmek ve sonunda ancak çok az kişinin hedefine ulaşabilmesi şeklinde düşünülebilir. Bunlar, tekamül merdiveninin, istek'ten Fenâ'ya doğru çıkan basamaklarıdır. Açıklandığı gibi, kuşların bazıları, Fenâ'dan daha ileri gide­rek Fenânın da Fenâsını, yani Bekâ'yı idrak eder.

Sembolik evrende terk etme , yegâne kemalât yoludur.

Bu sembolizmada, kuşlar sâlikleri, kılavuz Hüdhüd kuşu mürşidi temsil eder. Sîmurg (otuz kuş), yani Anka ise, Allah'ın zuhûr ve taayyünü­dür.

Tûyurname, bir vadiden öteki vadiye sırayla geçilerek olgunlaşmak şeklinde kuşlarla temsil edilen ilginç bir örneğidir.

http://www.historicalsense.com/Archive/Fener42.htm