bugün

internet

sene; 1999 ben o zaman tanıştım internetle. belki de öyle zannettim.

ay-net internet cafe var evin az ötesinde, yeni açılmış. bulunduğum şehirde açılan ilk internet cafe. bu nedenle bilgisayar ve internetle pek tanışık olmayan bir şehrin, bu internet cafeye uzay mekiği minneti göstermesi tabiatıyla doğaldı. ben de gittim. o zaman da bu işlerden bir b.k anlamıyordum. şu sıralar da bir b.k anlamıyorum galiba. besg in girdiği bol bakınızlı entrylere baktım da harbiden bi b.k anlamıyorum ki ben daha geçen yıl sırf mozilla ya godzilla dedim diye her ortamda daşşah malzemesi oldum. hatta öyle abartan oldu ki adam sevgilisiyle kavga ediyor, kızın suratı mahkeme duvarı, sırf kız gülsün diye; "pyg mozillaya godzilla dedi biliyor musun" deyip ortamı yumuşatanlar oldu. hayırlara vesile oldum.

neyse asıl mevzuya dönecek olursak, ben yine o sessiz, sakin ama bir o kadar da güzel anadolu şehrindeyken internet denen peygamber icadı şehrimize teşrif etti.
mekan; ay-net internet cafe. giriyorum içeriye, hemen sacit abi karşılıyor beni...

- hoşgeldin pyg

+ hoşbulduk abi, boş masa var mı?

- hee var. mırc mı, araba yarışı mı, internet mi? (evet soru aynen bu zira mantalite de böyle)

+ abi internet

- 8 numaraya otur. (ne farkediyorsa her bilgisayarda her bi bok var zaten, hepsi aynı, olay sacit abinin egosantrik kaygılarından ileri geliyor esasında)

oturup açıyorum explorer penceresini, adres çubuğundaki ok işaretine tıklıyorum, ve önceden girilmiş adresler karşıma çıkıyor akabinde bunlardan birini seçip takılıyorum. babamın çalıştığı daireden biliyorum bunu da. enver abinin bilgisayarında penis com diye bi site hep geçmiş sayfasının en başında dururdu. babam, çok delikanlı adam der enver abi için ama ben bunu yadırgamam ki babam penis.com un içeriğini bilmez. [lan enver abi gay mı bea hala içimi kemirir bu düşünce]

ben bu internet denen dalgayı alışkanlık edintikten sonra, sınıf arkadaşım servet de bu olaya ilgi göstermeye başladı. "abi nolur bana da öğret çok merak ediyorum" ayaklarına yattı. cafede harcanılan zamanın ücretini servet in sırtına vurmak şartıyla yine ay-net internet cafe ye gittik.

servet: hadi girelim abi, aç bakalım

pygmalion: dur ok işaretini tıklayacağım

servet: e tıkla hadi

ok işaretini tıkladım. ama bir b.k yok. boş. önceden girilmiş hiçbir sitenin ismi yazmıyor. işin asıl faciası şu ki; ben internette bir sayfaya ulaşmak için o sayfanın adının yani adresinin adres çubuğuna yazılması gerektiğini bilmiyorum.

servet: olm ne oldu lan?

pygmalion: olum ok işareti boş çıktı

servet: e yani? ne oldu şimdi?

pygmalion: olum demek ki bugün internet yok

servet: olum benim şansım a.q, biliyordum böyle olacağını

pygmalion: olum görüyorsun ok işareti boş, yok abicim bugün internet

servet: hay a.q

***

şimdi bu nerden kafana esti diye sorabilirsiniz, yanıtlayayım hemen;

az evvel servet messengerde oturum açtı.

srvt... @turkcoder.org (dağda ya da sanalda farketmez, biz bu vatan için varız) şimdi oturum açtı.

hacker olmuş bizim servet. ne diyeyim servet be a.q senin.