bugün

aşti

dün gece hayatımın en rezil otobüs macerasını bana yasatmış olan mezbele.

anadolu'nun bir şehrinden istanbul'a direk otobüs bulamayınca gözlerini para hırsı bürümüş bir firma*nın satış elemanının "ya ankara'ya gidersiniz orda zaten her 15 dk da bir istanbul'a araba var, meraklanmayın" palavrasıyla yola düşülür, saat gece 12 civarı aşti denen rezil ötesi yere varılır. tüm aramalara karşılık bir türlü yer bulunamaz. heryer doludur. bu sıkıntıyı istismar eden mafya kılıklı adamlar devreye girer. abi gelin istanbul'a otobüs var denmektedir. otobüs bileti bulabilme umudunu yitirmiş ve artık otel bulabilme düşüncesindeki gergin yolcu için bu yeni bir umut ışığıdır. evet bu ankara denen illet şehirden hemen bu gece kurtulmak belkide mümkün olacaktır. saat 01.00'de falanca nolu peronda beklenir beklenir. gelen giden yoktur. yaklaşık 50 kişi dolandırılmış olabilme bunalımındadır artık. ancak kel kafalı mafyavari bir başka adam çıkıverir ve beni takip edin der. aşti'den ayrılan kortej gri şehrin bunalımlı sokaklarında dolanmaya başlar. sonunda sarı renkli eski büskü bir otobüse ulaşılır, en arkanın en son numarasında * oturulur. endişe ile çifte rezervasyon saçmalığı yaşanıp yaşanmadığını beklenir. şükürdür hiçbir yolcu gelip ya bana da sizin koltuğa vermişler dememiştir. şükürdür yanda hoşsohbet bir astsubay oturmuştur. hiç bir yerde durmadan istanbul'a varılır. ve tevbe edilir. eve varılınca. ankara'dan da. aşti'den de. metro'dan da.