bugün

öğrencinin öğretmene tebeşir fırlatması

orta okuldaydım. sınıfın 15 yaşındaki 2 metre çocuğu melih, kızlara ohh ohh yapıyor, futbol maçlarında defansta sanki bir pepe'ymişçesine mücadele ediyor, en arka sıranın mastürbasyon manyağı çocuğu rolünde oscar'a aday oluyordu. melih'in ön sırasında oturan, orta boy, kızlara karşı çekingen, erkeklere karşı çekirge, öğretmenlere karşı çekilmez derecede çalışkan olan bir öğrenciydim.

din dersimize mülayim bir öğretmenceğiz geliyordu. orta boy, hafif kavruk tenli, sımsıkı bir öğretmendi. tam da bize diğer sınıflarda yaşadığı, üzücü(?) bir hikayeyi anlatıyordu. anlattığı üzere; bir ders önce, okula yeni gelen, sarı saçlı, beyaz tenli, ipince ve hafif uzunca bir kız öğrenci bu mülayim öğretmenimize;

''benim ailem hristiyan. ben bu dersi almak istemiyorum. müdürle konuştum. size de söylemek istedim. hoşçakalın'' demiş olgun bir kız edasında.

din öğretmenimizin başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibiydi gençler. ayakta duramıyordu neredeyse. ağlamaklı yüz ifadesini atıp bir kulvalla eyhat allah üs samet. ben dedim velam yulet diyecek taakati yoktu. bütün sınıf hayretle izliyorduk ve olanlara anlam vermeye çalışıyorduk.

melih piçi, tam o sırada, öğretmenin zaafını yakaladığını anlamıştı ve kafasında bin bir tilki dolaşıyordu. daha önce bu din öğretmeninin melih'i susturmak için tebeşir fırlattığına şahit olmuştuk. o aunakodumun tebeşiri bana denk gelmişti gençler. bütün sınıf -melih de dahil- gülmüşlerdi bana. benim ne suçum vardı lan inek olmaktan başka. her neyse konumuz bu değil.

melih hazırlık yapıyordu. küçük bir tebeşire hemen arka taraftaki panodan bulduğu bir iğneyi batırdı. ölümcül bir silah hazırlamıştı pezevenk. tek görense bendim ve her şey sanki ışık hızıyla hareket ediyordu. melih'e ''dur mınakoyım. dava benim davam. ben bu kadar dert etmedim. sana noluyo göt?'' demek istiyordum ama hareket edemiyordum. adeta bir korku filmi izliyordum ve müdahale kavramım çökmüştü.

o esnada melih açıyı ayarlamaya çalışıyordu. ve ayarladı da. gerilerek, bütün vücudunun 2 metresini o tebeşire vererek atış yaptı. evet. tebeşir havadaydı. gidiyordu. o 1 saniyelik sessizliği bütün sınıf derinden hissediyordu. din öğretmenimiz ölecekti gençler. az kalmıştı. bir eşedüyen layilahe illallah diyemeyecekti.

hepsi benim yüzümdendi. s.k gibi öğretmenin melih'e attığı tebeşirin önünde durmuştum ve o tebeşir bana isabet etmişti. melih'le arkadaşlığımı gözden geçirmem gerekiyordu ondan sonra bütün bu olacakları hesaba katıp. sırf o tebeşir bana isabet etti diye, beni arkadaşı olarak gördüğü için bu suikasti düzenlemişti. şimdiyse yapacak hiçbir şeyim yoktu ve olan oldu gençler. din öğretmenimiz birden ayağa kalktı isabetin şokuyla. melih, tam 12'den vurmuştu. herkes gülüyordu. ama ortada çok trajik bir olay vardı aslında sadece melih ve benim bildiğimiz...

aradan 3-4 saniye geçti. öğretmenimiz yaşıyordu. acıdan bağırmıyordu veya bir kanaması yoktu. nabzı bile atıyordu, hissediyordum. sınıf daha bir güler hale gelmişti. öğretmenin suratındaki cesur yürek stili beyaz boya, 10 metreden farkediliyordu. apar topar sınıftan çıktı. gidiyordu. ama dönüşü muhteşem olacaktı. tek de gelmeyecekti hatta. melih şimdi 2 metre değildi. gerizekalı melih yaptığı hareketin ciddiyetini yeni yeni farkediyordu. iğnenin havadayken düşmesi bile onu kurtarmayacaktı artık. 2 metre değildi melih. benim kadar olmuştu. hatta benden de kısa. artık yeni melih bendim. en arka sıraya geçtim akabinde.

melih şimdi ne mi yapıyor?
banane .mına koyim.