bugün

kıyamet

Söylemiştim sana kaptan
sıvazlamadan sakalını
Bir gün ağrıyacak başın bu uzaklıktan
Kırbaçtan kelepçeden ayrılıktan
Küstahça geçtin kırçıl denizlerin aklını
Ders almadın hiç bir anafordan

Fenerin pinpirikli kaptan
rotan sisler içinde
Aşk değil yelkenlerinde kanatlanan
Açlık inceliyor gitgide
birazdan hava bozacak
Kulak ver ambarındaki her tıkırtıya
Kulak ver gülümseyen bir liman
göster bana
Öfkeli bir bulut silah kuşanacak

Kıyamete beş var kaptan
suların sabrı buraya kadar
Bütün vedaları eskittin son seferinle
Alnınla yarışıyor purondaki kırışıklıklar
Pa-ram-par-ça dönüşünden usandık
Seni hangi şarap yatıştırır bilemem
Yıpranmış paftalarını ufkuma germe
Dürbününün camı olsam çatlardım hemen
Asla dönüp bakmazdım seyir defterine
Çünkü kan damlıyor sayfalarından
Ölümü çektin ya bordona
hayretmezsin artık

Sana iyi geceler kaptan
aymazlığın kalsın üzerinde
Çıplaklığını örtüyor tayfaların
kaptan köşküne taşınan bayrakları
Gözü kara marşlar geziniyor güverktede
Saf tutuyor gündoğusunda
durdurulmaz bir isyanın okları

Yürek yaralı bodoslamadan...

(bkz: Ahmet GÜNBAŞ)