bugün
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel15
- uzağı göremeyen insan12
- kekeme olan biri doktor olurmu9
- anın görüntüsü20
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi18
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım13
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı18
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız12
- evlilik17
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu16
dün gece hayatıma girdiğin o ilk günü düşündüm..
benim olduğuna inanmayarak saatlerce yüzüne bakışımı, yanından ayrıldığım her an içimde yaşadığım garip yürek çarpıntısını, bu çarpıntıyla başedemeyip koşarak yanına dönüşümü ve gözümü ayırmaksızın sana bakarken hissettiğim, inanmazlıkla karışık mutluluğumu düşündüm.
seni görmezken ağzıma attığım her lokmanın büyüyüp beni boğmak üzere olduğunu, yaşadığım duygu karmaşası sebebiyle ayaklarımın yere basmayışını, varlığınla üstlendiğim sorumluluk ve hayatıma girmenle yaşayacağım değişiklikleri düşünürken aldığım korkuyla karışık hazzı, o ilk günlerin karmakarışık, şaşkın, uçucu, mutlu hislerini düşündüm.
neydi bu hissin adı, aşk mı? sevgi mi? hayır, biliyorum ki o sırada herşey birbirine karışıktı, duygularımın içinden işte bu diyip çıkarmak, ayırmak ve isimlendirmek mümkün değildi hissettiklerimi...
fakat biliyorum ki sevgi sonradan geldi, seninle olduğum her gün biraz daha artarak, anlamlı ve sebebi olarak çoğaldı.. her gün biraz daha fazla, en fazla ne kadar olabilirse...
bazen yüreğim öylesine şişiyordu ki, bundan fazlasını taşımaz bu organ diyordum, bazen öyle coşkuyla seviyordum ki severken coşkumu denetleyebilmek için kendi canımı yakıyordum.
sevmenin sınırı var mı, en fazlası ne kadardır bilmiyorum. ama tanımlamak için söyleyebileceğim şey şu, seni kendimden fazla seviyorum. seni her zaman kendimden fazla seveceğim. benim sınırım sensin, kişiliğimin sınırlarını esnetebileceğim, gerekirse oluşturduğum tüm doğruları yerle bir edeceğim tek sınır sensin. oldu mu, anlatabildim mi hissetiklerimi..
o günde biliyordum benim olmadığını, bana ait olmadığını.. bir insan ne kadar ait olabilirse bir diğerine ancak o kadar benimdin.. bu bilme hali, yüzüne baktığım zaman hissettiğim hazzı, gururu, mutluluğu eksiltmiyordu.
birlikte geçirdiğimiz yıllar içerisinde, varlığın sebebiyle hep şükran duydum, uyurken yüzüne baktığımda hissettiğim en belirgin şey, sevgiyle beraber bu şükran hissiydi. en dolu dolu teşekkürüm senin hayatıma girmiş olman içindi..
şimdi ise bunları bana bir kez daha düşündüren şey yavaş yavaş gitmekte olduğunu farketmek.. adım adım uzaklaşıyorsun hayatımdan.. bu günün geleceğini hep bildim, ama şimdi bakınca çok çabuk olmuş gibi geliyor.. gitmekte oluşunu görmek içimi yakıyor ama bir o kadar da gurur duyuyorum, sana kattığım şeyleri, seni, şu an geldiğin biçimi görüyor delice gurur duyuyorum..
hayatımızdaki bu değişim beni sarsıyor, ama elleriyle güvercinini azat eden biri gibi biliyorum ki gitmen gerek, kendi serüvenini yaşamak için gitmen gerek...
ben, bundan sonra senin hayatının bir misafiri olacağım, bu güne kadar birinci elden dahil olduğum şeylere sen müsade ettikçe katılabileceğim.
ben her zaman buradayım ve sen benim hayatımın baş köşesindesin bunu biliyorsun, her soluk almak istediğinde yanıma geleceksin..
güzel kızım, adım adım kendi hayat serüvenini yaşamak için gidiyorsun, senin yaşantındaki sıralamam değişiyor, ama sen benim hayatımda hep aynı kalacaksın..
ve yine biliyorum ki, anne olduğunda maceramız farklı bir doygunluk ve biçim kazanacak, bekliyorum ve seni her zaman çook seviyorum..
benim olduğuna inanmayarak saatlerce yüzüne bakışımı, yanından ayrıldığım her an içimde yaşadığım garip yürek çarpıntısını, bu çarpıntıyla başedemeyip koşarak yanına dönüşümü ve gözümü ayırmaksızın sana bakarken hissettiğim, inanmazlıkla karışık mutluluğumu düşündüm.
seni görmezken ağzıma attığım her lokmanın büyüyüp beni boğmak üzere olduğunu, yaşadığım duygu karmaşası sebebiyle ayaklarımın yere basmayışını, varlığınla üstlendiğim sorumluluk ve hayatıma girmenle yaşayacağım değişiklikleri düşünürken aldığım korkuyla karışık hazzı, o ilk günlerin karmakarışık, şaşkın, uçucu, mutlu hislerini düşündüm.
neydi bu hissin adı, aşk mı? sevgi mi? hayır, biliyorum ki o sırada herşey birbirine karışıktı, duygularımın içinden işte bu diyip çıkarmak, ayırmak ve isimlendirmek mümkün değildi hissettiklerimi...
fakat biliyorum ki sevgi sonradan geldi, seninle olduğum her gün biraz daha artarak, anlamlı ve sebebi olarak çoğaldı.. her gün biraz daha fazla, en fazla ne kadar olabilirse...
bazen yüreğim öylesine şişiyordu ki, bundan fazlasını taşımaz bu organ diyordum, bazen öyle coşkuyla seviyordum ki severken coşkumu denetleyebilmek için kendi canımı yakıyordum.
sevmenin sınırı var mı, en fazlası ne kadardır bilmiyorum. ama tanımlamak için söyleyebileceğim şey şu, seni kendimden fazla seviyorum. seni her zaman kendimden fazla seveceğim. benim sınırım sensin, kişiliğimin sınırlarını esnetebileceğim, gerekirse oluşturduğum tüm doğruları yerle bir edeceğim tek sınır sensin. oldu mu, anlatabildim mi hissetiklerimi..
o günde biliyordum benim olmadığını, bana ait olmadığını.. bir insan ne kadar ait olabilirse bir diğerine ancak o kadar benimdin.. bu bilme hali, yüzüne baktığım zaman hissettiğim hazzı, gururu, mutluluğu eksiltmiyordu.
birlikte geçirdiğimiz yıllar içerisinde, varlığın sebebiyle hep şükran duydum, uyurken yüzüne baktığımda hissettiğim en belirgin şey, sevgiyle beraber bu şükran hissiydi. en dolu dolu teşekkürüm senin hayatıma girmiş olman içindi..
şimdi ise bunları bana bir kez daha düşündüren şey yavaş yavaş gitmekte olduğunu farketmek.. adım adım uzaklaşıyorsun hayatımdan.. bu günün geleceğini hep bildim, ama şimdi bakınca çok çabuk olmuş gibi geliyor.. gitmekte oluşunu görmek içimi yakıyor ama bir o kadar da gurur duyuyorum, sana kattığım şeyleri, seni, şu an geldiğin biçimi görüyor delice gurur duyuyorum..
hayatımızdaki bu değişim beni sarsıyor, ama elleriyle güvercinini azat eden biri gibi biliyorum ki gitmen gerek, kendi serüvenini yaşamak için gitmen gerek...
ben, bundan sonra senin hayatının bir misafiri olacağım, bu güne kadar birinci elden dahil olduğum şeylere sen müsade ettikçe katılabileceğim.
ben her zaman buradayım ve sen benim hayatımın baş köşesindesin bunu biliyorsun, her soluk almak istediğinde yanıma geleceksin..
güzel kızım, adım adım kendi hayat serüvenini yaşamak için gidiyorsun, senin yaşantındaki sıralamam değişiyor, ama sen benim hayatımda hep aynı kalacaksın..
ve yine biliyorum ki, anne olduğunda maceramız farklı bir doygunluk ve biçim kazanacak, bekliyorum ve seni her zaman çook seviyorum..
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar