bugün

7 ocak 2012 bursaspor mersin idman yurdu maçı

tribünlerden uzun bir zaman sonra "şampiyon" seslerinin yükseldiği maçtır.
kısaca özet geçmek gerekirse;
bursaspor'da maçın adamı pablo martin batalla'dır. o'nun dışında ise stanislav sestak ve Michael Chretien Basser'in kendilerini göstermiş olduğu karşılaşma olmuştur. turgay bahadır geçen hafta "acaba mı?" diye düşündürse de bu hafta yine özüne dönmüş ve sahaya dikeceğiniz herhangi bir ağaç ile aynı performansı göstermiş ama yine de yuhalanmayı hak etmemiştir.
mersin idman yurdu'na gelince aklıma gelen ilk şey kalecileri, ikinci şey ise sert oynayan taraf olmalarına rağmen yerden kalkmamalarıdır. belli ki oynamaya değil, oynatmamaya gelmişlerdir fakat üzülmeyerek söylüyorum ki elleri boş dönmüşlerdir.
hakem hakkında da konuşmak isterdim ama hiç uzatasım gelmedi. başlarken de söylediğim gibi özet geçiyorum sonuçta. şöyle böyle bir maç yönetti işte. ortalama 58 haftada bir penaltı kullanan takımız sonuçta daha ne olacaktı?
hakem hakkında yazmaya üşendim ama tribünler hakkında birkaç satır yazmadan edemeyeceğim. evet hınca hınç dolu değildi bursa atatürk stadyumu ama takıma küskün taraftar gitmiş yerine bursaspor'un eski hak ettiği yerlere çıkmasını gönülden isteyen bir taraftar gelmişti. küfür -bireysel olanlar hariç- neredeyse yoktu ama yine de atılan ses bombasıvari dalgalardan ceza yiyeceğimiz aşikar. en önemlisi tezahuratın, takıma desteğin hiç kesilmemiş olması. bir taraftar isterse kaleciye elindeki topu düşüttürür, bunu görmüş olduk. son olarak yan tarafımda oturan, sağa ve sola gitmeyen top fikrinin temellerini atarken ofsayt olan bir pozisyonda ofsaytı gördüğü için yan hakeme söven amcaya saygılarımı iletiyorum. büyüksün...