bugün
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması12
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür12
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız8
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- kova burcu erkeği8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho66
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi25
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız20
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento12
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
belli bir aralığın içinden süzülen güneş ışıklarının yarattığı hüzmeleri yakalamak gibi, umut kokan ama sonuçta hayâl kırıklığı ile bütünleşecek içsel bir hisdir. pek çok durum bu his için farkedilmeden zemin hazırlasa da, farkına varılamayışın içinde kalan, aynı zamanda buram buram buhran kokan periyodlar dahilince sonuca ulaşılır. yaşamsal kurgu dahilinde; doğum, yaşam ve ölüm gibi kilit noktaların görmezden gelinmek istemesi, bu durakların zamansızlığı ile güzel bi uyumun oluşturması yanına, ansızın gelişi ile yaşanılan ambiyansın çöküşünü ne yazık ki hızlandırır.
kişinin iç yansıması ölüm kadar soğuk ve karanlıktır. zaten bilindiği gibi ölen biri, kişinin başkasından biri değildir. evvela yaşanılan güzellikler, mutlu eden eylemler ölür. bunlar son nefeslerini verdikten sonra "hayâl" çığlık atmaya başlar. bir bakmışsınız ki o da can vermiş. çocukluğunuza dair detayları hatırlamakta güçlük çeker bi durumda boş boş etrafınıza bakıp, olanları anlamaya çalıştığınızda kimi zaman kulağınıza bir melodi gelir. sanki notalar dile gelmiş, size talimatlar yağdırıp yapmanız gerektiğini söylüyor. gerçi böyle durumlarda melodi çok acımasız oluyor. aslında tembel de diyebiliriz ki; yatıp uyu diyor, kalkma, sadece uyu, sakın gözlerini açma.. bu telkinler beyin kıvrımlarında raks ederken, ansızın çocukluğa dair ince detaylar gelir zihne. akabinde zaten kıyaslamalar vuku bulur. melodilerin verdiği telkin inceliğinde anne söylemleri, kulakta çınlar. ama bunlarda bir farklılık vardır. emir cümleleri, canım, tatlım, bebeğim gibi kelimeler ile desteklenmiştir. zaten bu kıyaslamanın verdiği duygu yoğunluğu buraya yazılabilecek kadar sığ olmamakla birlikte, kelimeler ile anlatılamaz.
insanın kendisine suni teneffüs yapma isteği sivrilir. zaten kendi ipini çeken benliğin zihni, bu sefer benliği kurtarmak için harekete geçer. ama dışarıya ilk adım atıldığında; inşa etmenin, yıkmaktan daha zor olduğunun farkına varılır. asıl karar mekanizmasının kendisini göstereceği kısım bu andır. "ya hep, ya hiç" diye ikilemler arasında mekik dokuyan zihne, şizofrenik olarak bir yanıt verilmesi lazım gelir.
-inşa etmeye baştan mı başlamalı?
yoksa;
-inşa edilmiş yıkıntıların altında mı kalmalı?
işte bunun cevabını en net; "içinde ölen biri olan adam" yanıtlayabilir.
kişinin iç yansıması ölüm kadar soğuk ve karanlıktır. zaten bilindiği gibi ölen biri, kişinin başkasından biri değildir. evvela yaşanılan güzellikler, mutlu eden eylemler ölür. bunlar son nefeslerini verdikten sonra "hayâl" çığlık atmaya başlar. bir bakmışsınız ki o da can vermiş. çocukluğunuza dair detayları hatırlamakta güçlük çeker bi durumda boş boş etrafınıza bakıp, olanları anlamaya çalıştığınızda kimi zaman kulağınıza bir melodi gelir. sanki notalar dile gelmiş, size talimatlar yağdırıp yapmanız gerektiğini söylüyor. gerçi böyle durumlarda melodi çok acımasız oluyor. aslında tembel de diyebiliriz ki; yatıp uyu diyor, kalkma, sadece uyu, sakın gözlerini açma.. bu telkinler beyin kıvrımlarında raks ederken, ansızın çocukluğa dair ince detaylar gelir zihne. akabinde zaten kıyaslamalar vuku bulur. melodilerin verdiği telkin inceliğinde anne söylemleri, kulakta çınlar. ama bunlarda bir farklılık vardır. emir cümleleri, canım, tatlım, bebeğim gibi kelimeler ile desteklenmiştir. zaten bu kıyaslamanın verdiği duygu yoğunluğu buraya yazılabilecek kadar sığ olmamakla birlikte, kelimeler ile anlatılamaz.
insanın kendisine suni teneffüs yapma isteği sivrilir. zaten kendi ipini çeken benliğin zihni, bu sefer benliği kurtarmak için harekete geçer. ama dışarıya ilk adım atıldığında; inşa etmenin, yıkmaktan daha zor olduğunun farkına varılır. asıl karar mekanizmasının kendisini göstereceği kısım bu andır. "ya hep, ya hiç" diye ikilemler arasında mekik dokuyan zihne, şizofrenik olarak bir yanıt verilmesi lazım gelir.
-inşa etmeye baştan mı başlamalı?
yoksa;
-inşa edilmiş yıkıntıların altında mı kalmalı?
işte bunun cevabını en net; "içinde ölen biri olan adam" yanıtlayabilir.
güncel Önemli Başlıklar