bugün

ya atatürk yanılıyor ya da aziz nesin

yanılan yok. ikisi de haklı. 20. yüzyılın başında türk milleti gerçekten çalışkandı, zekiydi. bir bilinç kültürü vardı ve halk bunun çin tek yumruk olarak çalışıyordu. 20. yüzyılda kurtuluş sonrasındaki dönem, kahvenin önünden geçerken tarlaya çalışmaya giden adamın kahvedeki arkadaşını kendisi ile beraber gelmesi için çağırdığı dönemdi.

aradan zaman geçti, o tarlaya çalışmaya gitmek isteyen adam gitmek istemedi. onun yerine tam tersi bir durumda, kahvedeki arkadaşı bunu okeye çağırdı, bu da gitti.

türk milleti geçmişinin gölgeleri arasında kayboldu. eski gondorlu krallar gibi, geçmişteki başarılarına bakarak onlarla avundu. o kadar avundu ki geleceğini göremedi. çalışmayı bıraktı, okumayı bıraktı, osmanlıya, ccc'lere sığındı bir anda. kimi gitti "ne varsa allah'tan gelir" diyerek tüm ipleri saldı. milyonlarca insan uzun bir süreçte bir anda asalaklığın, şapşallığın pençesine takıldı. asalaklaşan halşk kendi içerisinden asalakları yetiştirdi ve günümüzde bu asalakları medyadan tutun politikaya kadar her dalda görebiliriz. aziz nesin de tespitinde haklıydı.

iki büyük insanın da yaptığı tespitlerde herhangi bir sorun yok. sıkıştıracak bir durum da yok. ortada sadece "asalaklaşma süreci" var. bugün zeki olan insan 10 yıl sonra da zeki kalacak diye bir şey yok. einstein'a da 10 yıl seda sayan izletsen, mozart'a 10 yıl yemekteyiz programını versen 10 yıl sonra ne einstein teorem kurar, ne de mozart beste yapar. durum budur.