bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı12
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır8
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak20
- jose mourinho15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- anın görüntüsü20
- günahların takımı galatasaray12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu21
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190511
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması11
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması9
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması13
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
Ölüme ilişkin çokça anlatılan dramatik bir efsane vardır hani yaşamın film şeridi gibi ölen kişinin gözlerinin önünden geçmesi. işte bu ölümde de içinde yaşadığımız kokuşmuşluk bir film şeridi gibi geçti gözlerimizin önünden.
Bir kadın öldü...
Günlerdir medyada bu kadının bedenini ve ahlakını otopsi masasına yatırıyoruz. Önce kendimizi temizliyoruz, steril oluyoruz otopsi odasına girmeden. Hijyenik eldivenlerimizi takıyor, özel kıyafetlerimizi giyiyoruz. Yüzümüze bir maske geçiriyoruz hastalık kapmayalım diye.
Tertemiziz biz, steriliz, hijyeğiniz.
Sonra alıyoruz elimize türlü metal aletimizi başlıyoruz kesmeye, didiklemeye. Ölünün etlerini kanırttıkça zevk alıyoruz. Çünkü gerçeği öğreniyoruz.
Sonra?
Sonra, hep beraber bir ölüye bekaret testi yapıyor, alkol aldı mı anlayalım diye şöyle bir göğsüne çöküyoruz son nefesi çıksın da koklayalım diye. Sonra yine hep birlikte kanının tadına bakıyoruz uyuşturucu almış mı anlamak için? Çünkü çok iyi biliyoruz hayat alkol ve seksten ibaret değil!
Bunları yaparken yüzümüz bile kızarmıyor. Neden kızarsın? Biz tertemiziz, hijyeğiniz. Dinimiz, ahlakımız, aile yapımız, kutsal değerlerimiz var. Başbakanımız demedi mi yaşarken lime lime edilen genç kadın için; Kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya diye... işte o yüzden kimseyi kendi başına bırakmayız... Dirisini de ölüsünü de...
Sonra birimizin soyadı Uluç (erdemli, yüce), diğerimizin soyadı Ar-seven. Atalarımızdan yadigar bize bu namus, bu erdem. Madem böyle bir emanet var... Kuşanıyoruz kalemimizi, sözümüzü, kinimizi ve bütün gericiliğimizi başlıyoruz yazmaya, söylemeye... Televizyonda, gazetede, sosyal medya sitelerinde, okuyucu yorumlarında, sokakta, kahvede, günlerde, vapurda, otobüste, işyerinde...
iki kişi değiliz ki, biniz, milyonuz... Milyonlarca uluçuz, milyonlarca arseveniz.
Bir kadın öldü...
Yüksek Halk Goygoyculuğu Mahkemesinde yargılıyoruz şimdi kendisini. Ellerinden astık ölü bedenini tavana. Bakıyoruz sorgulayan gözlerimizle. Sallanıyor bir o yana bir bu yana kadının bedeni hepimizin evinin salonunda. Davanın sonucu da belli. Çünkü şahitlerimiz çok kuvvetli. Hüküm giymesi garanti anlayacağınız kadının: ilk sırada Halkımızın Değerleri Beyefendi, ikinci sırada Bay Türk Anası, üçüncü sırada Mahallenin imamı Efendi, sonra Komiser Ağabey, sonra Mr. Başbakan falan... Sonra ölürken yanında olan adam.Bekar evi isimli balta girmemiş ormanın sahibi...
Dinliyoruz kendisini ki kadının ahlaksızlığını ilk elden duyalım. Kendisine de kızıyoruz ama; Ah be koçum neden ambulans çağırmadın da koştun doktor aradın... Kadının ahlaksızlığını öğrenmez olurduk biz de sen ambulans çağırsan. Parmağımızı sallıyor, uğurluyoruz kendisini. Gitsin biraz açılsın.
Bir kadın öldü...
Ben şimdi ne yazayım?
Genelev patroniçesinin vergi rekortmeni olduğu bir ülkenin kimliğini taşıyan bir erkek olarak ben şimdi ne yazabilirim?
Hıncal Beyin iki kolunda iki manken gece kulüplerinde gezişini, sonra bu mankenlerin fuhuştan yakalanmasını mı yazayım?
Hıncal Beyin yazdığı gazetede Emre Aköz isimli bir adam olduğunu onun bir zamanlar porno dergi yöneticiliği yaptığını mı?
Engin Ardıç'ın küfürlerinden yüzünün neden kızarmadığını mı sorayım Hıncal Uluç'a?
Bir kadın öldü...
Hangi soruyu sormalı?
AKP nin hayatımıza müdahale ederken bu cüreti nereden bulduğu, ileride rejim muhafızlarının nereden devşireleceği, kadının neden sokağa çıkarken kafasını kapatması ve mümkünse sokağa çıkmaması gerektiği soruları artık anlamsız.
Hepimiz bu soruların yanıtını veriyoruz günlerdir.
Bir kadın öldü...
Woody Allen diyordu sanırsam hayat sanatı değil, kötü televizyon programlarını taklit eder diye.
işte bu kötü programın film şeridi geçti gözlerimizin önünden.
Bir kadın öldü...
Günlerdir medyada bu kadının bedenini ve ahlakını otopsi masasına yatırıyoruz. Önce kendimizi temizliyoruz, steril oluyoruz otopsi odasına girmeden. Hijyenik eldivenlerimizi takıyor, özel kıyafetlerimizi giyiyoruz. Yüzümüze bir maske geçiriyoruz hastalık kapmayalım diye.
Tertemiziz biz, steriliz, hijyeğiniz.
Sonra alıyoruz elimize türlü metal aletimizi başlıyoruz kesmeye, didiklemeye. Ölünün etlerini kanırttıkça zevk alıyoruz. Çünkü gerçeği öğreniyoruz.
Sonra?
Sonra, hep beraber bir ölüye bekaret testi yapıyor, alkol aldı mı anlayalım diye şöyle bir göğsüne çöküyoruz son nefesi çıksın da koklayalım diye. Sonra yine hep birlikte kanının tadına bakıyoruz uyuşturucu almış mı anlamak için? Çünkü çok iyi biliyoruz hayat alkol ve seksten ibaret değil!
Bunları yaparken yüzümüz bile kızarmıyor. Neden kızarsın? Biz tertemiziz, hijyeğiniz. Dinimiz, ahlakımız, aile yapımız, kutsal değerlerimiz var. Başbakanımız demedi mi yaşarken lime lime edilen genç kadın için; Kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya diye... işte o yüzden kimseyi kendi başına bırakmayız... Dirisini de ölüsünü de...
Sonra birimizin soyadı Uluç (erdemli, yüce), diğerimizin soyadı Ar-seven. Atalarımızdan yadigar bize bu namus, bu erdem. Madem böyle bir emanet var... Kuşanıyoruz kalemimizi, sözümüzü, kinimizi ve bütün gericiliğimizi başlıyoruz yazmaya, söylemeye... Televizyonda, gazetede, sosyal medya sitelerinde, okuyucu yorumlarında, sokakta, kahvede, günlerde, vapurda, otobüste, işyerinde...
iki kişi değiliz ki, biniz, milyonuz... Milyonlarca uluçuz, milyonlarca arseveniz.
Bir kadın öldü...
Yüksek Halk Goygoyculuğu Mahkemesinde yargılıyoruz şimdi kendisini. Ellerinden astık ölü bedenini tavana. Bakıyoruz sorgulayan gözlerimizle. Sallanıyor bir o yana bir bu yana kadının bedeni hepimizin evinin salonunda. Davanın sonucu da belli. Çünkü şahitlerimiz çok kuvvetli. Hüküm giymesi garanti anlayacağınız kadının: ilk sırada Halkımızın Değerleri Beyefendi, ikinci sırada Bay Türk Anası, üçüncü sırada Mahallenin imamı Efendi, sonra Komiser Ağabey, sonra Mr. Başbakan falan... Sonra ölürken yanında olan adam.Bekar evi isimli balta girmemiş ormanın sahibi...
Dinliyoruz kendisini ki kadının ahlaksızlığını ilk elden duyalım. Kendisine de kızıyoruz ama; Ah be koçum neden ambulans çağırmadın da koştun doktor aradın... Kadının ahlaksızlığını öğrenmez olurduk biz de sen ambulans çağırsan. Parmağımızı sallıyor, uğurluyoruz kendisini. Gitsin biraz açılsın.
Bir kadın öldü...
Ben şimdi ne yazayım?
Genelev patroniçesinin vergi rekortmeni olduğu bir ülkenin kimliğini taşıyan bir erkek olarak ben şimdi ne yazabilirim?
Hıncal Beyin iki kolunda iki manken gece kulüplerinde gezişini, sonra bu mankenlerin fuhuştan yakalanmasını mı yazayım?
Hıncal Beyin yazdığı gazetede Emre Aköz isimli bir adam olduğunu onun bir zamanlar porno dergi yöneticiliği yaptığını mı?
Engin Ardıç'ın küfürlerinden yüzünün neden kızarmadığını mı sorayım Hıncal Uluç'a?
Bir kadın öldü...
Hangi soruyu sormalı?
AKP nin hayatımıza müdahale ederken bu cüreti nereden bulduğu, ileride rejim muhafızlarının nereden devşireleceği, kadının neden sokağa çıkarken kafasını kapatması ve mümkünse sokağa çıkmaması gerektiği soruları artık anlamsız.
Hepimiz bu soruların yanıtını veriyoruz günlerdir.
Bir kadın öldü...
Woody Allen diyordu sanırsam hayat sanatı değil, kötü televizyon programlarını taklit eder diye.
işte bu kötü programın film şeridi geçti gözlerimizin önünden.
güncel Önemli Başlıklar