bugün

entry'ler (98)

sıçılan bokun büyüklüğünü görünce hayrete düşmek

hayretinizi çakma nasrettin hoca olan ibne ev arkadaşınız giderir.
-olm sen burdaysan bok nerde bok burdaysa sen nerdesin.

gripken sigara içmek

dumanı burundan çeken benim gibi birini oldukça zorlar. önce gidilir burun spreyi (sekiz saatte bir dumansız burna) ile burun delikleri bir güzel açılır. sonra tüttürülür.

yök ün katsayı kararını danıştay ın durdurması

bu kararı haklı bulan kitlenin dayandığı temel argüman şu: e madem mühendislik, tıp istiyordun neden meslek lisesini tercih ettin? 14 yaşındaki bir çocuğun gitmek istediği liseyi seçemeyeceği ve ailesinin onun yerine karar verip onu bir okula yazdıracağı malum zaten ben o noktaya hiç değinmeyeceğim.

Benim anlatmak istediğim şu: sanırım bu kararı destekleyen kişiler üniversiteleri meslek öğretme yeri olarak görüyor. yanlışlıkta işte burada doğuyor. üniversiteler meslekle ile ilgili olarak bilgi sahibi yapar kişiyi fakat üniversiteler meslek değil bilim öğretir. kimya mühendisliği okuyan kişi kimya bilimini öğrenir, müzik okuyan biri müzik bilimini öğrenir. bu bilim evrensel bilgidir ve kişiyi evrensel bir insan yapmak içindir. üniversitenin kelime anlamı da budur zaten. sen o öğrendiğin bilimle ilgili çalışırsın çalışmazsın gider benzin istasyonu açar oturusun bu kişinin takdirindedir.

benim ters bulduğum devletin kişinin öğrenmek ve bilgi sahibi olmak istediği bilim konusunda vatandaşlarına sınırlama getirmesi. hayır sen bunu okuyamazsın demesi. bundan asırlar önce insanlar üniversitede fizikte okuyorlardı, tarihte, astronomi de. ama günümüzün türkiye'sinde bu mümkün olamıyor işte. leonardo da vinci'ye sen ressamsın niye icatlar(helikopterin temelini attı adam) yapıp duruyorsun, ya da manyak bilimadamısın nedir bu acayip resimler diyen zihniyet bundan beş asır önce rönensansta yoktu çok şükür ki biz bu adamın hep sanatından hem icatlarından faydalandık.

baklava dilimli karın

sıkı bir antremanla (günde 400-500 mekikten bahsediyorum) 4 ay gibi bir sürede sahip olduğum hede.
yapmak için sihirli kelime : sabır
karın bölgesinde yağ yoksa görünür hale gelir.

dave lombardo

dunyada dave lombardo kadar abartılmış bir başka müzisyen daha yoktur.
(bkz: overrated) teknik olarak sıfır olan abimizin single stroke harici bir vurusu yoktur davulda. o yüzden davul soloları bir boka benzemez. ha hızlı mıdır? hayvan gibi ama bu adama iyi demek şahine turbo motor takıp süper araba demek gibi bir şeydir.

porno arşivi 3 mb yi geçmeyen erkek

boşalmak için porno sitelerden indirdiği bir sample video ile yetinen ve her seferinde eski klibi silip yenisini indiren erkektir.

ivana fukalot

teen pornonun başarılı isimlerinden. oynadığı filmlerde partnerleri de kılsız, tüysüz, parlak oğlanlar olur.

rescue me

giriş müziği * çok gaz olan, new york itfayecilerini konu alan, şiddet ve cinsellik içermesine rağmen tnt'de pazartesi geceleri 23.30'da sansursuz yayınlanan super dizi. bence en güzel yanı çok gerçekçi olması. öyle bir oyunculuk ve gerçeklik var ki, bu adamlar aktör mü itfayeci mi diye düşünüyorum bazen.

--spoiler--
onların işi hayat kurtarmak ve bunun için hayatlarını ortaya koymak. new york itfayesinin 62 numaralı şaşkın ama yürekli itfayecileri ve liderleri tomy gavin'in hikayesi.
Başkaları için kahraman olanların, günlük yaşantılarındaki hüzünleri, acıları, öfkeleri, sevinçleri, kısaca en insani duygularını anlatan etkileyici bir dizi.
--spoiler--

soner canozer

sigortacılık yaptığını öğrendiğim almoranın herşeyi müzisyen. sadece müzikten kazandığınla yırtamazsın türkiye burası. yarısı kadar adamlar avrupa'da yaptıkları boktan müzikle iyi güzel geçinebilmektedirler oysa.

muhsin bey

--spoiler--
benim için bu filmdeki en güzel sahne muhsin bey'in sonunda çıkmış olan ali nazik kasedini hapishanede walkmanden dinlediği sahnedir. koltukları kabarır musin bey'in. yüzünde başarmış olmanın haklı gururuyla birlikte bir mutluluk vardır. o kasedi çıkarmak için muhsin bey işini gücünü kaybetmiş, arabada yatmış, dolandırıcılık yapmış, hapis yatmıştır. ama iddiayı kazanmıştır. ilk defa tuttuğunu koparmıştır.
--spoiler--

cep telefonunu tuvalete düşürmek

bir demet tiyatro'dan bir mizansen. fadıl cep telefonunu tuvalete düşürür, mükremin bulur bulaşık eldiveni ile çıkartır.

fadıl: aa telefonum. arayan var mı acaba?
mükremin: idrar tahlilinden aramışlar, not bırakmamışlar. *

gossip girl

o kadar karı kız içinde en taş hatunun serena'nın annesi lily * olduğu dizi. hatun hem eski rocker hem de olgunluğunun ve güzelliğinin zirvesinde. sadece onun için izliyorum evet.
(bkz: anlayın işte çok abazanım hacı)

20 aralik 2008 almora bursa konseri

öncelikle anlayan için (bkz: bırak sağı solu etraf karı kız dolu)

yok o metaldi, bu bilmem neydi, bu senfonik mi epik mi, iyisi var mı yok mu demeden cumartesi günü muhteşem bir konser izledim ben. bu ekonomik açıdan sıkıntılı olduğum dönemde de gittim gözümü kırpmadan 25 kağıdı bastım. değdi mi? hem de nasıl. muziğe doydum, kandım sonuna kadar.

bilet fiyatları bence makuldu. zira burada bahsettiğimiz remasterlar ve singlelar hariç babalar gibi 6 albume imza atmış, istanbul'dan gelen 7 kişilik bir grup. kaç kişi vardı resimli'de? max 200-250 çoğu öğrenci, belki de daha az bilemiyorum. el insaf. koca grubun alın teri var ortada. para kazanmak için değil kitlesine ulaşabilmek için gelmiş bir grup olduğu zaten belli. keşke kazansalar da orası ayrı.

neyse saat 23.00 gibi sahneye çıktılar. karanlıkta playlist kağıdından yanlış saymamışsam 19 parça çaldılar.
tum playlisti aralık vermeden bastan sona kadar çaldıkları canavar bir performans izledim ben. dur durak bilmeden, dinlenmeden çaldı adamlar. bu performansın yanında başka dikkatimi çeken nokta ise sanki konser izlemiyordum album kaydını dinliyordum. parçaları kayıttaki gibi bire bir çaldılar sololar dahil. sadece bu bile bazı çok satan sidikli rock grubuna gore almorayı bir adım öne çıkartır.

grup üyelerinin bireysel performanslarına gelince,
lead vokallerde yeni bir hatun vokal vardı. sanırım adı duygu sahin. bu vokal bence almoraya gelmiş olan en iyi vokal. nihan tahtaisleyen'in guzel ama yeri geldiği zaman çok tiz kaçan sesinden ve bir sonraki vokalistin beğenmediğim ses renginden sonra duygu sahin'in performansını çok beğendim ben şahsen ve ses rengini çok hoş buldum.

soner canözer soloları aynen çaldı ve sadece iyi bir kompozitör değil aynı zamanda iyi bir gitarist olduğunu da gösterdi. erkek vokalleri kendi yaptı. genelde başarılıydı ama bir erkek vokal bulsalar daha iyi olabilir.

yan flütte bilge kocaarslan yine çok güzel bir performans sundu. soloları ve riffleri kayıttaki gibi birebir çaldı. ayrıca çok zayıflamış gordum. bir de bilge'nin doğumgünüydü sahnede kutlandı, hoş oldu.

keman çalan adını bilmediğim hatun performansı ve güzelliğiyle goz doldurdu.

davulcu bastan sona kadar sekmeden çaldı. aralıksız bu kadar parçayı çalmak ciddi bir kondisyon gerektirir. ki parçaların çoğu tempolu, yüksek metrononomlu şarkılar.
bas ve çello çalan arkadaşları tanımıyorum ama gorevlerini en iyi şekilde yerine getirdiler.

yeni albumun gidenlerin ardından hariç hepsini çaldılar yanlış hatırlamıyorsam. tılsım, su masalı, kıyamet senfonisi zaten öne çıkmış şarkılar fakat ben bunların yanında daha önce dinlememiş olduğum ay ışığı savaşçısı'nı ve satılık krallar'ı ilk defa orda dinledim ve çok beğendim. kıyamet senfonisi albumu baştan sona çok iyi ve bunu cumartesi gecesi bir kez daha görmüş oldum.
geceye ait tek eksi ise bis yapmadan gitmeleriydi. seyirci de çağırmadı, belki cılızdık belki yorulduk belki müziğe doyduk.
bir de o kostumler nedir yahu? bu kadar mı güzel olur? hatunlara bu kadar mı yakışır? hayır bir de nerden buldunuz? versailles sarayı'ndan mı çaldınız? bir ara tudors izliyorum sandım. bir sonraki bursaya gelişlerinizi dort gözle bekliyorum.

oral seksi bulan insanin ilk sozleri

- de kime yaptircaz?!

sigara yaktıran şarkılar

bir grup cocuk-duman avcilariyiz biz

yemekteyiz

puanlamanın bi garip olduğu yarışma. ebru isimli 'cumhuriyet kadını' yarismaci -ki kendisi avrupa yakasındaki yaprak* ın 20 yıl sonraki halidir- armağan isimli cici kıza 1 puan verdi. evet yazıyla da 'bir'. armağan yemekte bu kadının tabağına sıçsa sonra da alıp o sıçmığı kadının yüzüne sıvasa kaç puan alacaktı? 'sıfır' puan. yani o lüks villada ağırlamalar, havuzbaşı meyveleri, hoşgeldin içeceği, 9 çeşit yemek vs. hepsi bir puan kazandırdı. ya ben lan neyse bir sey demiyorum

erdal sarızeybek

siyaset meydanında estirmis emekli albaydir. ilk defa bir televizyonda teror orgutunun modellendigine sahit oluyorum. bu modelin her parcasi icin nasil mucadele edilmesi gerektigini ve kimlere sorumluluk dustugunu anlatmaya calismistir. programda teror orgutunun sadece dagdaki teroristlerden ibaret olarak algilanmasindan yakinmistir.
son soyledigi duygu dolu sozler ali kırca yı bile yamulttu.

ekşi sözlük ile uludağ sözlük arasındaki farklar

uludag sozluk te yazarlar dusunduklerini, bildiklerini, inandiklarini, hissettiklerini yazarlar ya da sadece geyik olsun diye yazarlar ama bir samimiyet vardir. eksisozluk te hepsi olmasa bile onemli bir kisim yazar kendini humanist, nihilist, anarsist vb. tanimlamistir, dusunmese ve inanmasa bile bu pencereden manipulatif seyler yazar.

teoman

hakikaten kitlesini de umursamayan sarkici. bundan 7-8 yıl once odtu de sahneye iki saat gec cikip seyirciyle hic bir iletisime gecmeyip, sarkilarini soyleyip sahneden indigini bilirim. adam bir merhaba bile dememisti ki butun herkes ozur falan bekliyordu gec ciktigi icin. sonucta ne oldu? isliklar arasinda sarkilarini soyledi, ardindan cikan sebnem ferah la teselli bulmustuk.

vibratöre türkçe isim önerileri

(bkz: titretgecli sokturgac)