fantazi aramaya gerek yok doğal olun ne saçma sapan konular amk. sese kulak verin. o sizi yönlendirecek

ah ahhhh. hazırlık hocam inci hocamı hatırladım. dünyada bu kadar kaliteli işini seven bir hoca tanımamıştım. bu kadar kusursuz ders anlatım insana ingilizceyi sevdiren. not ortalamamı 88 altına düşürmeyen hazırlığı geçmemde büyük pay sahibi olan bir kadındı. ve üstüne çok güzeldi tabii ki. tüm sınıf abayı yakmıştı. ama benim için güzel olsa bile her zaman güzeller güzeli en sevdiğim hocam olarak kalacak.

aaaaa bir de tabii ki demezsem ayıp olacak. fevzi hoca da hayatımda gördüğüm krallar kralı hocadır. bir fevzi hoca bir de inci hoca kusursuzdur. adam öyle bir geometri anlatırdı ki. geometri özürlüsü ben her boku anlardım. adam öyle biriydi ki. herkese iyilik edinmeyi borç olarak bilirdi. şöyle söyleyeyim. özel ders alırdım haftada 1 ders. ama bu adam bana 3 saat verdi sınav yaklaşırken. sonra fark ettim ki çoğu kişiye bunu yapıyormuş. ve ben çalışkan da değildim adını duyuracağı o sağlam öğrencilerden değildim sadece yardım. elinde kitap varsa al bu işine yarar diye bedavaya verirdi. anasını siktiğimin şu fem mevzusunda inşallah o etkilenmemiştir feto mevzusundan. çünkü her şeye inanırım o kadar kaliteli birinin akıllı birinin feto orospu çocuğuyla alakası olduğuna inanmam. gerçi sanmıyorum etkilendiğini. o darbeden sonra ne olursa olsun aramıştım ne kadar sevinmişti adam. kral adamdı. hey gidi.

iyi bir öğrenci için her zaman krallar gibi bir öğretmen olmak zorunda şu hayatta.
ben de isterdim matematik hocası olmayı. ama olmadım. neden? çünkü anlatmayı beceremiyorum? neden? çünkü olsaydım hoca olamazdım kimseyle ilgilenemezdim. allah aşkına şu işi yapanlar bu işi sevdiği için yapsın. aileler bu işte ne kadar önemli olursa olsun. kuyunun dibini boylayacak hayatı boka batmış yukarı çıkamayacak bir öğrenciyi bir öğretmen dipten alır en tepeye çıkarır. misal ilk okuldan bir örnek vereyim. sınıfımızda çok tembel biri vardı (benim kadar olmasın). ama fen hocası o kadar iyi anlatırdı ki ve bu çocuğa o kadar iyi davranırdı ki çocuğun fen hakkında bilmediği bir şey yoktu. eve gidip tek yaptığı fene çalışmaktı. sonra sene sonu geldi. fen hocası ders anlatırken bu çocuk tahtada sınıfa ders anlatıyo başka bir hoca girdi bizim sınıfa anlatan baktı oha dedi. bu tembel iğrenç yaramaz yaratık nasıl olurda ders anlatır dedi.
bizim fen hocası dumur. sanıyor ki sınıfın en çalışkanı bu çocuk.

neyse demem o ki öğretmenlik muazzam bir mertebe. ama bu işi layıkıyla yapan çok az.

fevzi ve inci hocamı tanıdığım için çok mutluyum. hocalığın tanımını ve öğrenci üzerindeki önemini tanımladı benim için.
çok büyük meslek vesselam. çok zor çok. bu işi aşk ile yapmıyorsan ne sen zevk alırsın ne de senin öğrencilerin bir sik anlar. allah aşkına aşk ile yapacaklar yapsın. yapmayacaklar siktirsin gitsin amına koyim.

ekleme: ilk okul hocamın amına koyayım. allahın belası karı neymişşşşş? sadece çalışkanlara iyi davranırdı orospu.
benim çişim gelmişti ilk okul 2. sınıfta tembelim diye beni wcye yollamadı 3 kez demiştim. altıma işemiştim 2. sınıfta.
ama rumeysası dilarası izin isteyince hemeeeen verirdi amına kodumun karısı. sikerim böyle işi. orospu çocukları. ayrımcı karaktersiz soyunu siktiklerimin çocukları.

edit: lan adfsşkfsadkşfksdşjfdsfsdasdfas olm ben bunu yazdım ama baya zaman aldı 10dk falan. şimdi başlığı gördüm de benim bu yazımla ne alakası var amk.
başlığın öğretmenlerin çocuklar üzerindeki etkisi falan bekliyordum. şaştım kaldım.

para için o maça çıkmıştır. yenileceği en başından belliydi. kendi dalında yener miydi yenerdi. ama işte gelmezler. sen de gitmeyeceksin. ama o paraya ben de giderim daha fazla dayak yemeye varım.

belli bir ilişkiye zaman geçirilmiş ilişkiye mesafe girdiyse mesafe tanımaz. ama mesafe ile başlandıysa ilişki çok büyük ihtimalle devam etmez. ilişkiyi ayakta tutan sevgidir öpmek sarılmaktır onu hissetmektir.

soğanlı da güzeldir. teyzem hastasıdır. ama soğansızı da güzeldir. biz ailecek soğansız tercih ediyoruz. ve yukarıda da denildiği gibi dışarıda kaliteli mekanlarda da göreceğiniz üzere hatta normal mekanlarda da soğansızdır menemen. asıl usulü bunun soğansızdır.

bu soğan meselesi o her şeye kırmızı biber katan tipler vardır. onlar türetmiştir efenim. başka bir şey değil.

uzun uzun bir acı çekmiş biri olarak bunu doğru buluyorum.
çünkü bir insan ağlaya ağlaya o acıyı çeke çeke kurtulur. anlata anlata rahatlayarak kurtulur.
erkek ne mi yapıyor? içeri atıyor unutmaya çalışıyor.
kadın ne mi yapıyor? tüm arkadaşlarına anlatıyor her gün ağlıyor. hoooop daha hızlı unutuyor.

ama bazı gördüğüm gerizekalı kızlar ise bile bile eski sevgilisinin fotoğraflarına bakıyor. ve bu da acıyı uzatıyor. eski sevgiliyi takip etmek tamamen saçmalık. unutamazsınız.
bazı diğer aptallar ise. ki bu çok yaygın. aşk acısı çekerken dramatik şarkılar dinliyor. la amına koduğum açsana yabancı hızlı şarkılar. anlama ki kafan uyuşsun şarkıyla seni zor da olsa arada uzaklaştırsın.

bu insanlar acı çekmeyi seviyor olay o.

şahsen canlı yayını da videoyu da izlemedim. ama bu sövme işlemleri tamamen prim ile alakalıdır. bu da bir insanın kalitesini gösterir. ne ahmet çakarı tanırım dinlerim ne de hakan hepcanı.
ahmet çakarı tanımam sadece ismendir.
hakan hepcan ise zerre sikimde olmadı şuan. yani bir gazla saçma sapan yazmış acısını da çekecek anlaşılan.

daha doğrusu bu olaydaki hiç kimse sikimde değil. boş bir olay konuşması da boş tartışması da boş.

thanks for saying. because you didn't say it, we can't know it. because we have no any translate programs.

may engliş ilkokul seviye.

allah aşkına bunu çevirdin de noldu amk bu nasıl bir entry girme mevzusu.

olom kadın kısır kısır.

5 sene sonra 30 yaşında olmaktan iyidir.

vallahi her boş anını güzel yaşamak lazım mutlu yaşamak lazım. ve ileride yapılamayacak şeyleri şu yaşınızda yapmanız lazım. vallahi böyle hedeflerim var. geç atıldığım şu hayatta önümde sadece 4 sene var çoğu şeyi yapabilecek. 4 sene geçtikten sonra hayatımda yapılabilecekler sayısı parmak sayısını geçemeyecek belki de. o yüzden bombok zaman geçirmez isek 30 olunca da hayatım bitti triplerine girmeyiz.

saçmadır. eğer 5-6 sene aşağısı ilişkiye sahipseniz. ki bence öyle bile saçmadır. bilmiyorum böyle ayrılma şekline yıllardır hep doğru deniliyor ama düşünemiyorum böyle bir ayrılık. benim sevgilim olduğum kişi benle buluşup ayrılcak vs. gerek yok böyle şeylere. sadece ayrılınıyorsa gerçekten samimi bir şekilde cevap verilirse bu o kişinin acısını bir nebze azaltabilir.
acıyı azaltmaz aslında ama kabullenme olayını erken çözer.
şimdi misal aldatılmış ve ayrılan kişi aldatıyorum seni başkasını seviyorum derse. çok acı çeker. ama artık onun kafasında (büyük ihtimal) tamamen bitmiştir ve artık o eskiye karşı bir düşünce yoktur. herhangi bir açık kapı olduğunu düşünmez.

saçma yüz yüze ayrılmak.

hadi yüz yüze ayrılınsın diyelim. ulan hadi aldattın diyelim ne diyeceksin? boş işler bir yalan adına karşındakiyle buluşuyorsun ve tek düşündüğün sen ondan ayrılırken ne kadar acı çektiğini gözlerinde görmek bence. yoksa bir sik düşünceliliği yok bunun.

vallah normal bir arkadaştan ötesi en yakın arkadaşın ölmesidir.
ilkokul arkadaşın ile 18 yaşına kadar takıldığını düşün. hep berabersin. 2013 senesi ve pes manyağısınız her gün pese gidersiniz en az 15 tl bırakır oradan çıkar eve gider pcde takılırsınız sonra gece tekrar çıkar gezersiniz. ev ahalisi herkes tanır her akşam neredeyse yemeğe gelir. bir sürü hayaller kurulur beraber. sevgilim olduğunda beraber 4 kişi buluşuruz güzel olur der. ve 18 yıl boyunca hayatı boyunca çalışan bu kişi daha işten yeni çıkmış sadece 1 ay tatil yapıcam der. hayatı boyunca tatil yapmamıştır ve daha tatil olalı 2 gün olmuşken araba kazasında annesiyle beraber vefat edip arkada 3 kardeş bırakmıştır.
ve işin kötü yanı öldüğü günün önceki akşamında ayrılınır. hatta sabahında mesajlaşılır akşama pese gitmeye anlaşılır.
o günde babadan ötürü telefonu kapatan ben taaaa akşam öğrenirim öldüğünü. ve başta taşak geçiyor sanıyorum sonuçta faceden öldü diye durum atılır. garip bir durumdur. ilk zamanlar akla geldikçe geceleri gözden yaş gelir. ama sonradan alışılır tabii ki her şey gibi. o yaş hala gelir ama bazı şeyler geçmişte kalıyor.

ve kötü yanı ona mı üzüleceğini yoksa kardeşlerine mi üzüleceğini şaşırırsın. hadi abi gitti yanında ana gitmesin ne gerek var.
tabi baba durur mu yüklü bir tazminat ile hemen yanına bir kadın alır. oh keyfim.

tek yapacağınız en son hangi domain ile giriyorsanız sayıyı bir arttırın. misal en son 3müş. tek tek denedim buldum.
şuan "http://dizimag4.co/"; bu geçerlidir.

ama bir dizici olarak ben burayı kullanmıyorum. o dizimag olayı eskidendi. çakmalarda kalite yok. oradan buradan altyazıyı alan kişiler. kendisine özgü bir çevirmeni bile olduğunu sanmıyorum. isimden dolayı hala para kazanan beleş tekne. garip.

bu arada bir dizici olarak en iyileri, dizibox dır. dizipub da iyidir. normalde diziay da derdim. kendisine ait çevirmeni olan bir site ama çok yavaştı. favorim olduğu halde kendisinden bu yüzden soğutmuştur. dizibox şuan tek tercihim bu yüzden. orada bulamazsam dizipub veya diğer genel siteler. amına koyayım o neresi daha kaliteli olayı dizimagdı eskiden tek oradan izlenirdi artık öyle bir şey yok. eski dizimagdi. şuan nerede bulursak oradan izliyoruz. öyle de garip mevzular.

vallah olay çocuk yaşta o dili görmekle alakalı. tabii ki konuşur. misal ben tatile geçen yıl marmarise 4 arkadaş gitmiştim. futbol sahasında 2 yabancı adam ve yanlarında en fazla 10 yaşında çocuk vardı. ben bunlardan oldum bizim arkadaşlar rakibimiz oldu. ama bu şerefsiz bebe bana hiç atmıyor pas. ben de dedim türkçe bu göt tam bir bencil diye. çocuk türkçe konuştu abi ben türküm dedi. ama 2 saattir kusursuz ingilizce konuşuyor. almanyada yaşamış almancası anadili. ingilizcesi kusursuz türkçesi mesut özil. yok daha neler amına koyim.
sonraki yaşlarda tabii ki öğrenilir ama 2 dili birbirine karıştırmaktan öğrenmemiz zorlaşıyor. ne kadar da 1 dili bilmek diğerini öğrenmeyi kolaylaştırıyor dense de bence zor. sonuçta ana dilimizce düşünüyoruz öğrenme aşamasında uzun süre. bunun speakingi var vs. bir sürü mevzu amk.
bir de kim öğrenmek istiyor yabancı dil? kaç kişi dinliyor ki okullarda. sikinie takmıyor kimse.

galiba kickbox yazmıyordu. ve yapanlar bilir kusursuz bir spordur. başta çok zorlayıcıdır. antremanlar çok yorar alışmak 2-3 hafta belki 1 ayı bulur. ama 2 haftada bile gelişme belli olur ve sen geliştikçe dahasını istersin. ve işin güzel yanı bacakların açıldıkça açılır. bacakların sıfıra yaklaştıkça aldığın zevk de paha biçilemez. lapa ile çalışmak bile apayrı zevk iken sparringden bahsetmeyeceğim bile. kusursuz bir spor.

edit: başta çok zorlayıcıdır demişim. her zaman zorlayıcıdır. ama alışıyorsun tabii ki.

bir de işin uzmanı bir kickboxcunun ilk gün fitnessdan bu spora geldiğim gün. fitness kız sporu demişliği vardır.
kesinlikle ben böyle bir görüşte değilim. bir kişinin beyanından bahsediyorum. sadece not düşülsün.
ama fitness yapmış biri olarak kickboxun zevkinin ve zorlayıcılığının yanından geçemez. profesyonel veya çok uzman fitnesscılardan bahsetmiyorum. farkındayım onların ne kadar zorlandıklarından. ben amatör düzeyde bir spor yapıp hangisinin nasıl olduğunu kıyasladım bu yazımda.

ve ben fitnessı ara spor olarak düşünüyorum tek yapılması saçma olan spor. fitness vücudu toparlayan her sporun alt koludur gibi geliyor. ve bunun için de muazzam bir beslenme programı gerekiyor ve para.

#4816299
burada her proficiency için geçerlidir diyor.
ikisini de doğru bilmiş biri olarak sınav sonunda burayı güncelleyeceğim. eğer geçersem doğru bir teoridir. afdfsdfsd

collapse herhal.

erasmus anlayışınızı sikim ya. azerbaycan nedir ya. türkiyede kal daha iyi en azından senin aksanın ile türkçe konuşuyor olursun dfsasdfsdfa

eksileyenler için = gerçekten bir bildiğiniz var ise özelden yazarsanız cidden makul olur. sonuçta dil öğrenmek için erasmus yapılır. ayriyetten bir sürü katkısı vs var ama asıl mesele dil orada sonuçta. cidden ileride yapacak biri olarak soruyorum. gerçekten bi düşündüğünüz bir şey varsa doğru olan söyleyin bileyim. yanlış anlaşılmasın sakın.

belki de o yüzden şuan 3 yılı devirdik. çok zeki maşallah benim kadar olmasın. benden kat kat da bilgili maşallahı var. böyle söyleyince de götü kalkıyor ama ne diyim yani. doğruya doğru.

benim için kusursuzdur. hayatımda 1 roman bile okumadım inanabiliyor musunuz?
çok mutsuzum bu yüzden. çok cahilim ve buna dur demem lazım. hayvani derecede dizi, film hastasıyım. 150-200 arasında dizi izlemişliğim var yabancı 2000den fazla film var. kitap okumak istiyorum ama şu film hobim gibi yer ettirebilmem gerekiyor. onun içinde başlamam gerekiyor. o kadar cahilim ki "genius" dizisini duyar duymaz kooştum. abi okuyamıyorum bari izleyerek bilgi edineyim dedim. iyi de oldu. güzel dizi kaçırmayın. albert einsteini anlatıyor.
neyse arkadaşlar bir gün "tarih ve coğrafi kitapları okuyarak başlayacam bu cahillikten çıkma oluşumuma"
inşallah 2 ay sonra hadi bakalım.
tarih veya coğrafik bilgiler üzerine ya da genel kültür üzerine çok iyi kitap bilen varsa bir pm kadar uzağım.
araştırmadım şahsen ama okuyanlardan kaliteli yoruma açığım.
cahil yaşadım şu yaşa kadar düzelmek istiyorum :/