bugün
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri26
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz13
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil30
- ruh varsa neden görünmüyor12
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi12
- anın görüntüsü17
- türklerden adam çıkmaması13
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- türklerin çok kolay devlet kurması12
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı22
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
entry'ler (227)
Özellikle 4. bölümünün açılış sahnesiyle oldukça etkilemiş olan, tasavvuf ögeleriyle bezenmiş, bir blutv & fx ortak yapımı polisiye dizisi. Ahmet Mümtaz Taylan'ın oyunculuğunu, Emin Alper'in ise yönetmenliği konuşturduğu yapımdır. Bölüm sürelerinin kısa olması dışında senaryonun ilgi çekiciliği, müzikleri ve oyuncu kadrosu ile oldukça beğenimi kazanmıştır. Özellikle sufizme, Osmanlı dönemindeki tarikat/tekkelere dair okumalar yapmayı seven biri olarak dizi gayet hoşuma gitti.
Bu arada dizinin müzikleri, Türkiye'de mistik, sufi müziğin kralı denebilecek olan Mercan dede'ye ait, özellikle jenerik muhteşem olmuş.
(bkz: mercan dede)
(bkz: emin alper)
Bu arada dizinin müzikleri, Türkiye'de mistik, sufi müziğin kralı denebilecek olan Mercan dede'ye ait, özellikle jenerik muhteşem olmuş.
(bkz: mercan dede)
(bkz: emin alper)
4. bölümüne hayran kaldığım dizi. Zikir sahneleri bayağı etkileyiciydi, özellikle de açılış sahnesi iyi çekilmiş.
Lotr serisi için Howard Shore tarafından bestelenmiş muazzam müzik aşağıya Danimarka senfoni orkestrası nın harika performansının linkini bırakıyorum;
https://youtu.be/LZ0w3Lig9Cg
Bestenin sözleri de ilgi çekici, Türkçe altyazılı versiyonu;
https://youtu.be/upYXwD3OqzE
Bu arada, The Fellowship of the Ring birinci kitap 11. bölüm ismi,
(bkz: karanlıkta bir bıçak)
https://youtu.be/LZ0w3Lig9Cg
Bestenin sözleri de ilgi çekici, Türkçe altyazılı versiyonu;
https://youtu.be/upYXwD3OqzE
Bu arada, The Fellowship of the Ring birinci kitap 11. bölüm ismi,
(bkz: karanlıkta bir bıçak)
hocam yalnız bu lafın bana; George Best'in, 81 senesinde San Jose Earthquakes'e attığı klas golü hatırlattı.
vergi rekortmeni.
(bkz: çok yakında)
(bkz: çok yakında)
devrimcilerin, sadece entelektüellik farkıyla bile alabileceği kapışmadır.
aşırı derecede psikopat ve çoğu sahnesinin izleyiciyi zorladığı 2019 yapımı, siyah beyaz olan bir robert eggers filmi. gerilimi son derece iyi işleyen, iki deniz feneri işçisinin yalnızlıkla ve birbiriyle olan mücadelesini, robert pattinson ve willem dafoe'nin muhteşem performansları eşliğinde seyrediyorsunuz. 8/10
Macar yönetmen Bela Tarr'ın 94 yapımı siyah beyaz olarak çekilmiş sanat filmidir, 7.5 saat olmasından dolayı kolay kolay seyredilmeyen fakat seveni bol olan bir yapımdır. Dizi izler gibi düşünüldüğünde parça parça izlenebilir, sinema geek i olmak isteyenlerin mutlak suretle seyretmesi gerekmektedir. Bir diğer filmi Torino Atı da izlenmesi gereken filmlerindendir.
''Kendimi bütün ruhumla unutmanın uykusuna bırakmak istiyordum. Unutmam mümkün olsaydı, unutmak sürekli olsaydı, gözlerim kapansaydı da azar azar uykunun ötesine, mutlak hiçliğe gömülebilseydim, varlığını artık hissedemez olacağım noktaya varsaydım, bir mürekkep damlasında, bir musiki ahenginde ya da renkli bir ışında erir giderdim ve sonunda dalgalar ve şekiller öyle büyürlerdi ki, hissedilemezin içinde silinir, yok olurlardı. O zaman dileğime kavuşurdum...''
Sadık Hidayet - Kör Baykuş
Sadık Hidayet - Kör Baykuş
Varılması gereken noktadır, eşitlik, özgürlük, adalet gibi kavramları içinde bulundurur. işçiden-emekçiden yana olan bir ideolojidir.
Eternity and a day (1998) - Theo Angelopoulos;
https://youtu.be/RVRPCnl3-HI
Barry Lyndon (1975) - Stanley Kubrick;
https://youtu.be/AWMR79IMQ-M
Ahlat Ağacı (2018) - Nuri Bilge Ceylan;
https://youtu.be/EV_QpLEQ2GY
https://youtu.be/RVRPCnl3-HI
Barry Lyndon (1975) - Stanley Kubrick;
https://youtu.be/AWMR79IMQ-M
Ahlat Ağacı (2018) - Nuri Bilge Ceylan;
https://youtu.be/EV_QpLEQ2GY
En son Louis-Ferdinand Céline'nin Taksitle Ölüm ve Gecenin Sonuna Yolculuk isimli kitaplarını aldım. Kral Lear bittiği gibi okuyacağım, çok merak ettiğim bir yazar kendisi.
Katarsis, Aristoteles'in Poetica adlı eserinden alınmıştır ve ilgili yapıtta trajedinin izleyiciler üzerindeki etkisini anlatır. Kelime anlamı iç arınma veya duygusal boşalımdır. Psikolojide katarsis, negatif duygularımızı boşalttığımız bir yöntem olarak açıklanabilir. Aristoteles'e göre, insanların kendi problemlerini dışarı yansıtmak, onları hissetmek ve sonunda da onlardan kurtulmak için, sadece anlatılan hikayelerin ana karakterleriyle bağ kurmaları gerekmekteydi.
" donyağından yapılmış sabunların
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
taşınmaz kıldığı.
ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.
gün dönerdi, benzi solardı kahkahamın
kapardım kapımı gevşeyen bir yanımla
ve hergece yatağımda bir engerek bulmanın
süregen iğrentisiyle dolardım, sesim
öylece - kusmuk gibi - kalırdı ağzımda.
çünkü heryerde bir göğün ufak kaldığı vardı
- akşama özgü göğsümü açardım
ey mutlu seri penceresi doğanın -
heryerde köpeksi koklaşmaların sürüp gittiği vardı
uyurken bir kadına doyar gibi kanardı ayaklarım
kanardı ve bir irin seliyle boğulurdum hersabah.
oysa babam bilirdi yaşadığını aptes alırdı çünkü
anlatacak şeyleri vardı, eğilip kalkmaları
dualar okuması, doğum sancılarıyla bırakıp gitmesi anamı.
ah, göğe uzatıyorum bir cumartesiyi
hayın bir çalgıyı kuşanıyorum göğün huysuz kuşlarıyla
gök! bir kahkahaya geçirdikçe dişlerimi
bir tabut kalmıştır akşam olmaya
bir tabut beklenen bir aydınlıktır
beklenen bir ses gibi avlularda.
anam kirliserin penceresinde doğanın
uykusu ayaklanır kanı birikir saçlarına
gözlerine uyuşuk bir hınç siner artık
ölü bir erkeği almıştır yatağına
o soğuk ölüyü, o kurutulmuş anıyı
birdenbire benim ağzıma takılır herşey
giderim akşama özgü göğsümü açmaya.
ben nereye adımı yazsam
nereyi göstersem parmaklarımla
orası şapkalar yüklü bir vagondur,
nerede daralmış görsem bir adamı
akşamın güzel buğusunda eli-ayağı tutulmuş
bir çiçeğe uzanırken utandığını görsem
işte iğrentim yayılıyor derim, işte sırtlanlar soluyor ellerimde
kuşlar çoktan kapamışlar tarlalarını.
o zaman bir üzünç aralığında - herkes gibi - başlar korkum.
ey irin mutluluğu!
ey durmayıp ağrıyan kemiği usumun!
uğunursam beni hazdan delirten hayvanın ortasında
ben koşarken derelerde birikirse çocukluğum,
piçliğim birikirse sesimin o hıncahınç boşluğunda
coşkunun en sağlam atıyla geliyorum
sövgüm büyüyor, ağartıyor günümü.
tan! ölü bir keçiyle saçlarımı taramanın vaktidir
sarı bir bilincin ötesini ellemek istemenin
bir üzünç aralığındayız artık tan!
savulun, çıplaklığım geliyor ardımdan. "
Bakmaklar - ismet Özel
ürkütüp sindirdiği gözlerim vardı - ağır -
ağır yani çoraplı ve sürgün doğmanın
taşınmaz kıldığı.
ben şenlikçisiydim pıhtı kanın
keten helvacılardan, bileycilerden
rugan çizme giyilen çağlardan geçerdim
barutun ve susamanın güzelliğiyle
tek yatmanın akmayan yüzüyle geçerdim.
oraya, göğsüme iliklediğim hayvanı ayartmadan
direnmenin mayasını ellemeye.
gün dönerdi, benzi solardı kahkahamın
kapardım kapımı gevşeyen bir yanımla
ve hergece yatağımda bir engerek bulmanın
süregen iğrentisiyle dolardım, sesim
öylece - kusmuk gibi - kalırdı ağzımda.
çünkü heryerde bir göğün ufak kaldığı vardı
- akşama özgü göğsümü açardım
ey mutlu seri penceresi doğanın -
heryerde köpeksi koklaşmaların sürüp gittiği vardı
uyurken bir kadına doyar gibi kanardı ayaklarım
kanardı ve bir irin seliyle boğulurdum hersabah.
oysa babam bilirdi yaşadığını aptes alırdı çünkü
anlatacak şeyleri vardı, eğilip kalkmaları
dualar okuması, doğum sancılarıyla bırakıp gitmesi anamı.
ah, göğe uzatıyorum bir cumartesiyi
hayın bir çalgıyı kuşanıyorum göğün huysuz kuşlarıyla
gök! bir kahkahaya geçirdikçe dişlerimi
bir tabut kalmıştır akşam olmaya
bir tabut beklenen bir aydınlıktır
beklenen bir ses gibi avlularda.
anam kirliserin penceresinde doğanın
uykusu ayaklanır kanı birikir saçlarına
gözlerine uyuşuk bir hınç siner artık
ölü bir erkeği almıştır yatağına
o soğuk ölüyü, o kurutulmuş anıyı
birdenbire benim ağzıma takılır herşey
giderim akşama özgü göğsümü açmaya.
ben nereye adımı yazsam
nereyi göstersem parmaklarımla
orası şapkalar yüklü bir vagondur,
nerede daralmış görsem bir adamı
akşamın güzel buğusunda eli-ayağı tutulmuş
bir çiçeğe uzanırken utandığını görsem
işte iğrentim yayılıyor derim, işte sırtlanlar soluyor ellerimde
kuşlar çoktan kapamışlar tarlalarını.
o zaman bir üzünç aralığında - herkes gibi - başlar korkum.
ey irin mutluluğu!
ey durmayıp ağrıyan kemiği usumun!
uğunursam beni hazdan delirten hayvanın ortasında
ben koşarken derelerde birikirse çocukluğum,
piçliğim birikirse sesimin o hıncahınç boşluğunda
coşkunun en sağlam atıyla geliyorum
sövgüm büyüyor, ağartıyor günümü.
tan! ölü bir keçiyle saçlarımı taramanın vaktidir
sarı bir bilincin ötesini ellemek istemenin
bir üzünç aralığındayız artık tan!
savulun, çıplaklığım geliyor ardımdan. "
Bakmaklar - ismet Özel
tartışmasız Türkiye'nin en iyi ve en başarılı oyuncusudur, şuana kadar hemen hemen içinde bulunduğu her projeyi seyretmiş ve kendisine hayran bir adam olarak ben zaten Uluslararası Emmy Ödülleri ni kazanacağını rahatlıkla tahmin ediyordum. Şahsiyet dizisinde tam bir goat performansı izletmiştir, kendisini tebrik ediyorum. Yakın zamanda Konya'da Kral Lear isimli oyunu ile canlı performansını seyredecek olmaktan dolayı da oldukça memnunum.
"Bağrı yanık dostlara" öyle mükemmel bir şarkıdır ki yıllardır hiç sıkılmadan bıkmadan dinletir kendini. 45'liğini bulursam mutlaka alacağım bir gün.
25 Kasım kadına yönelik şiddeti önleme gününde, Taksim'de kadınlara biber gazı ve plastik mermi ile müdahale edilen yerdir Türkiye.
ülkemiz sağcılarına has bir durumdur. Bir yerde solcu gördüklerinde direkt olarak terörist ve kafir damgası vururlar, çünkü cahil ve yobazlardır, okumayı araştırmayı pek sevmezler, milliyetçilik arkasına sığınarak aforizmalar satarlar, işlerine geldikleri gibi konuşur nerde menfaat varsa orda biterler.her şeyi kestirip atarlar çünkü beyinleri derin muhabbetleri kabul etmez.Sadece genelleme yaparak konuşurlar.
insanlara beyinlerini nasıl kullanabileceklerini göstermek, sorgulama yeteneğine sahip olmak, eleştirel bir yapıya sahip olmak, çok okuyarak ve seyrederek ülkenin kitap okuyan ve sinema tiyatro ya ilgi duyan yüzdesini arttırmak, ezilenin ve haksızlığa uğrayanların yanında olmak...
daha sayayım mı?
daha sayayım mı?
Queen grubunun efsanevi solistidir kendisi.