bugün
- rakının berbat bir içki olması36
- askerde yediğiniz en saçma fırçalar8
- karınız için sözlüğü bırakır mısınız16
- wolverine gibi tırnakları olan kız11
- çocukluk travmaları18
- her türk kadınına 100 türk erkeğinin yürümesi8
- true'nun ölmesi14
- akp belediyesinin 85 milyon liraya konser vermesi15
- utopyalarkralicesi9
- galerinizde bulunan en saçma fotoğraf15
- kürdüm 5000 yıllık tarihim var var mı diyeceğin21
- uludağ'ın kaderi13
- anın görüntüsü12
- gecenin şarkısı17
- rusya nükleer güç kullanılır mı sorusu18
- etek giyersen tecavüzü hakedersin13
- mutluluğun formulü8
- doritoslu çiğ köfte12
- güzel erkek isimleri19
- hayal dünyasında yaşamak10
- gozlerinmeyhanesi'nın vefat etmesi24
- en etkili içki hangisi8
- homofobik yazarlar birliği10
- sözlük yazarlarının yapmayı en çok istediği meslek21
- hayatı seviyorum eylemleri21
- sözlük yazarlarının favori haber kanalı8
- true ile utopyalarkralicesi11
- larisalisa öldü mü12
- profilinizden karakter analiz ediyorum toplanın16
- sözlükte birbirine yakıştırdığınız yazarlar11
- sözlükteki ruh hastaları24
- true neden evlenemiyor9
- yazarların çektiği çiçek fotoğrafları11
- mantı8
- yazarların en sevdiği cem karaca şarkıları17
- nervio abla36
- en son ne yediniz13
- 1 milyon dolar'a ismet'in tırnaklarını yer misiniz8
- seküler yaşamın faşist bakış açısı15
- larisalisa17
- sabah ereksiyonu olamıyorum11
- yaşı geldiği halde evlenmeyen insan11
- kız kardeşini date'e hazırlayan abi22
- gece dışarıdan gelen hav hav hav sesleri11
- an itibarıyla yazarların nerede olup ne yaptığı30
- chatgpt ile yazarların görselleri13
- erkeklerin erkeklere taktığı kırıcı lakaplar13
- ellerim bos gonlum hos11
- amerika'nın icat ettiği bir şey söyleyin13
- insan olmaya ceyrek kala23
entry'ler (261)
türk sinemasına katkısı ya da uluslararası saygınlığı tartışılabilir, ama yarışma kısmının tat vermediği ortada. jüride kimler olursa olsun anlamsız bir ödül paylaştırma politikası izleniyor her yıl. "en iyi yönetmen"ler hiçbir zaman "en iyi film"i yapmıyor, "en iyi oyuncular" her zaman birkaç filme eşit dağılıyor. teknik branşlardaki ödüller, niteliğine bakılmaksızın diğer ödülleri alamayan filmlere veriliyor. yarışmanın amacı hala belli değil. istanbul film festivali'ndeki gibi bir tema kısıtlaması yok. bir yıl genç sinemacıları destekleme misyonunu üstleniyor, bir yıl ustalara çalışıyor... başarıyla yaptığı tek şey, her sene abuk sabuk tartışmalara sahne olması ve bol bol magazinel malzeme yaratması.
(kısaca, nurgül yeşilçay'ın gaspedilen bütün ödüllerinin geri verilmesini istiyorum, evet. pls.)
(kısaca, nurgül yeşilçay'ın gaspedilen bütün ödüllerinin geri verilmesini istiyorum, evet. pls.)
cannes film festivali'nde bulunma amacından çok orada ne giyeceğine-nasıl görüneceğine takılanlara inat kendi yaptığı makyajı, alabildiğine rüküş kıyafetleri ve en ingilizce bilmeyen halleriyle arz-ı endam eyleyen; yaşamın kıyısında filmine verilen avrupa birliği ödülünü, "biz onlara küfrediyoruz, onlar bize ödül veriyor" veciz sözleriyle değerlendiren; aynı şekilde atın portakal jürisinin abuk sabuk kararlarını "yemişim portakalını" gibi bir üslupla yorumlayan ve bütün bunları çirkinleşmeden yapmayı başarabilen; değil türkiye'de dünyada bile çok az oyuncunun yaşadığı onuru yaşayıp asla "ben avrupa'ya açıldım", "ben dünya starı oldum" havalarına girmeyen bir oyuncu ve hatta daha fazlası. entelijansiyanın orta yerinde salınan ezo gelin o.
gönlümün oscar'ını veriyorum, dünya barışını tehdit eden gözlerine.
gönlümün oscar'ını veriyorum, dünya barışını tehdit eden gözlerine.
sıradan şarkıların içine yerleştirilmiş bombalardan biri bu da. ferhatgöçerce bir çaresizlik manifestosu. çaresiz denk gelip çaresizlik hissettim derken, bir de ulu sözlük'te daha önce hissedildiğini gördüm çaresiz. isyan diyecektim yoksa, evet isyan diye çağrışacaktım, ah minel aşk dedim, sustum.
kendinden feci endişelenesi olan bir ülke türkiye. korkunun krallığı olacak sanki bu topraklar, "biz" illaki tartışacağız-kutuplaşacağız-güvensizlikten abuk sabuk şeyler yapacağız da dünyadaki ülke sayısı kadar bahane lazım bize. türkiye iran olur mu, malezya olur mu, amerika olmasa ne olur olur mu... dereler çağlar oldu, gözlerim ağlar oldu, gelmedin yıllar oldu, böyle olur mu...
iki mısrada "küçük" değişiklikler yapılıp, "Bu akl-u fikr ile mevla bulunmaz" denirse ve en etkileyici mısra "ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez" şeklinde söylenirse sadece şekilde değil, anlamda da bir farklılaşma olur: aşık çıkar menzilden, aşk kalır. aşık erir aşkın içinde, aşk olur.
ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
benim garip gönlüm aşktan usanmaz
aşık ki cana kaldı aşık olmaz
canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
benim garip gönlüm aşktan usanmaz
aşık ki cana kaldı aşık olmaz
canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
düşününce, evet haklı bir serzeniş. mutsuzluk malum, son derece olağan ve genel bir durum. bırakıyorsun kendini içine, bir süre sonra karanlığına da alışıyor gözlerin; umuttu, kaygıydı kalmıyor hiçbir şey, mis. oysa mutluluk istisna anlardan ibaret. emek istiyor, sabır istiyor, dahası kendi elinde değil insanın. kısacık ömür, ölüp gideceksin ve hayatında mutlu olup olmadığın sorun-sorunun olmayacak muhremelen toprağın altında. ne gerek var bütün bunlara. olmuyor böyle hiç.
"bana rahmet yerden yağar" diyebilecek kadar yüce, kimsenin hazret demeyeceği kadar büyük. yunus o, bizim yunus.
-seni sevmemem için bana makul bir sebep göster?
-sen!
-hiç komik değil, ama makul. mazbut hatta, muntazam.
-sen!
-hiç komik değil, ama makul. mazbut hatta, muntazam.
hayatınızla dünya arasına bir başka hayatın girmesiyle oluşur. dünya bu nedenle kararır ve her zaman da geçiçi olmaz bu durum. hayat tutulması, insanın-insanlığın görüldüğü her yerde, çıplak gözle izlenebilir.
(yaratıcılığı da artırabilir mesela, iyidir!)
(yaratıcılığı da artırabilir mesela, iyidir!)
ifadenin sığlıyla, popülerliğine bakıp günümüz fotoğrafçılığı hakkında fikir edinmek mümkün. çektiğine "resim" diyen o kadar usta varken, bu mottonun peşinde koşan yeniyetmelerin "fotoğraf" değiği şeyler, doğallığı ve anlamı bozulmuş dijital manipulasyonlardan ibaret genellikle. yine ironi yani, evet.
ne ozandır ne arif.
-ama ankara çok "düzen"li bir şehirdir.
tam bir "kadın" cümlesi. ortada savaşları kaldırmaya muktedir bir kadın gücü var, ama bu güç dünyayı yönetmeye yetmiyor. niye? çünkü, dünyayı yönetmek* kura çekilerek filan erkeklere verilmiş bir hak. bir lütfetseler onlar, güllük gülistanlık olacak dünya... mantığa hayran olmamak elde değil. bu sözü söyleyen "kadınlar savaşın!" deseydi olmazdı zaten. sakat kalırdı herkes akıldan-mantıktan, gözden izandan.
oyuncu olması "teknik olarak" mümkün değil. bir tane yüz ifadesi var bu adamın: gülüyor aynı, ağlıyor aynı, racon kesmiyor aynı, kelle kesiyor aynı. memati onun geceleri uyuduğunu sanıyor, ama biz biliyoruz uyuyamaz o yüzle. öyle bambaşka, öyle aynı.
birilerinin ego tatminine, kolaycı vicdan rahatlamasına, sahte insafına bırakmaz insanı-insanlığı. dile gelmiş, ete kemiğe bürünmüş devlettir sosyal devlet; anayasa maddelerinden, harflerden oluşmaz.
çoğalsalar keşke. elinde bıçak olan, tiner olan; elinde ölüm olanlar kadar çoğalsalar.
kötü filmlerin kötü kahramanlarına benziyor. kendince bir şeyler yapıyor ama çok yetersiz, çok beceriksiz, çok komik. fıkralarla türkiye kadar sevimsiz, komik.
"tekrar şiire başlamak için uygun koşulların oluşmasını tevekkülle ummak istiyor."*
ironiyi de ironileştirmiş adam. aşina ne kelime:
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin