bugün

entry'ler (6)

burun ameliyatı

hayvanın biri burnunun tam ortasına kafayı gömçürdüğünde hastanede karşılaşmak zorunda kalabileceğin eylem türü.

pkk

ilk tohumları '73 - '74 yıllarında atılan (çubuk buluşması ve tuzluçayır toplantısı), '76 dikmen toplantısı ile merkezîleşen, ideolojik olarak mahir çayan'ın suni denge kuramından, örgütlenme yapısı olarak peru'daki aydınlık yol hareketinden etkilenmiş örgüt. 27 kasım 1978 tarihinde diyarbakırın lice ilçesi fis köyünde yapılan toplantıda partiya karkeren kurdistan (kürdistan işçi partisi) adını almıştır.

örgütlenme yapısı "ordu-cephe-parti" biçiminde üçlü olarak tasarlanmış, bu amaç icin argk (arteşe rızgariye gele kurdistan-kürdistan halk kurtuluş ordusu) ve ernk (eniya rızgariya netawa kurdistan-kürdistan ulusal kurtuluş cephesi) kurulmuştur. kabaca söylemek gerekirse, cephe*, siyasi calışmaları yarı-legal olarak yürütür ve örgüte eleman bulur; ordu* silahlı mücadeleyi yürütür ve parti de (pkk) bir üst örgütlenme oluşturarak koordinasyon sağlar.

militanları daha önce de silahlı catışmalara girmiş olsa da türk devletine karşı esas olarak 15 ağustos 1984'teki eruh- şemdinli baskınlarıyla silahlı mücadeleye girmiştir. ilk yıllarda türk ordusuna karşı olduğu kadar bölgedeki feodal yapının erk merkezlerine de (ağalara yani) saldıran örgüt, daha sonra bu merkezlerin bir kısmıyla ittifak kurmuştur. ilk kurulduğu günlerden '91-'92'de zirveye çıktığı günlere kadar temel amaç olarak bağımsız birleşik sosyalist kürdistanı (türkiye, ırak, iran ve suriye'deki kürtlerin kuracağı devlet) gören örgüt, zayıflama sürecinde özerklik, kültürel haklar, demokratik cumhuriyet noktalarına gerilemiştir. en azından resmî söylem olarak. ayrıca dünya'da sosyalizmin gerilemesi ve sscb'nin dağılmasıyla sosyalist söylemden de tedricî olarak vazgeçmiş, parti bayrağındaki orak çekici çıkartmıştır. (bu bayrak sarı-kırmızı olup, türk kamuoyunda genellikle pkk bayrağı sayılan yeşil-kırmızı-sarı bayrak aslında ernk bayrağıdır.) örgütün lideri de aynı bağlamda komünist partilerde kullanılan genel sekreter mevkiinden başkanlık (serok) mevkiine geçmiştir.

1999 şubatında abdullah öcalanın yakalanıp türkiye'de hapsedilmesiyle resmî söylemlerinde belli etmemeye calışsa da örgüt moral bir çöküntü yaşamış, güçlü olduğu dönemlerdekine göre epeyce azalmış olan silahlı militanlarını türkiye sınırları dışına çıkarmış ve daha önce de defalarca yaptığı gibi (taktik oldugu bence de haklı olarak düşünülen) ateşkes ilan etmiştir. son olarak avrupa birliği terör örgütleri listesine alınan örgüt bu listeye alınmasından kısa süre önce adını kadek olarak değiştirmiştir.

saç ekimi

aç ekimi nedir?
elin kolun bağlandığı, gücün varolan duruma alışmak dışında hiçbir anlamının kalmadığı, beynin geçmişe dönüp bolca ‘keşke’ sarfettiği elim durum. insanın bir şeyi çok isteyip elde edememesi, haçbirşey yapamaması durumunda bünyede ortaya çıkan kemirgenimsi vaziyet. umutsuzluğun bayram ettiği, hayatın omuz başlarına çöktüğü, sol yanına koskoca boşluğun gelip yerleştiği an. ne yapsan olmaz. bir çeşit karada boğulma hissi. içindeki boşluğu dolduramayıp o boşlukta kaybolmak. hangi yöne gideceğini bilemeden bir çıkmazın ortasında öylece kalakalmak. an gelir, bütün söyleyeceklerin ve yapacakların bir tüy kadar hafif kalır karşı terazide. bir mucizeye bağlarsın umutlarını. çare arayan düşüncelerin yetersizliğiyle küçülür beynin. ihtimallerin tükendiği, harıl harıl çalışan beynin ve bünyenin hiçbir işe yarayamadığı an… insanı çocukluktan çıkarıp büyüten, özgürlüğü müebbet hapis cezasına çarptıran durum. iç hesaplaşma, kendi kendini yine kendi vicdanının insafına bırakıp tekrar tekrar kendine acıma, kendine acıdığın için de kendine acıma, bu kadar güçsüz olabileceğine inanmadığın tablo. bir umut bekler durursun. insanın zınk diye kaldığı an…. çaresizlikten bahsediyoruz. şu olayları düzeltmek adına yapacak birşey bulamama durumu. bütün yolların kapalı olması ya da kapalı olduğunu sanmak. herşeye rağmen: ‘yaşamaya değerdi’ diyebilen kurtulabilir ancak. çareyi herşeye rağmen devam eden, kimseyi dinlemeden akıp giden hayatında arayarak. bir şeyi takıntı haline getirecek kadar çok istemekle başlar. belki de en güzeli ‘akışına bırakmaktır.’ ne demişler: su akar, yolunu bulur. biraz sakin ol, akışına bırak. zira çaresizlik bazen en iyi çarenin habercisidir. bazı durumlarda kişinin en güçlü olduğu anı tanımlar, bazen de haddimizi öğrendiğimiz andır.

saç ekimi mağduru vatandaş forumlardan birine yazmış bunu, üzüldüm lan.

rüya

bazal metabolizmaya en yakın "şuur" halidir. gözler dışında vücut "geçici felç" denebilecek bir durum içindedir (bkz: paralize). beynin, bir takım frekans ölçen cihazlara maruz bırakıldığında, ürettiği dalgaların normal uyku halinden oldukça farklı, uyanıklık haline çok yakın olduğu görülür. uyku halında göre beyin ve gözler oldukça aktiftir.
rüyalar çok kısa sürer, hatırlamak ise rüyanın görülmesinin bitiminden uyanana kadar geçen süre ile ilgilidir. bu süre 5 dakikadan az ise hayal meyal hatırlanır.1 dakika kadarsa bayaa hatırlanır, rüya esnasında üynailırsa gerçek bir olay kadar net hatırlanabilir. kabusların hep iyi hatırlanmasının da sebebi budur, zira kabus görünce korkup rüya bitmeden uyanırız

aşk

ne yüreği kendinin ne gücü güçsüzlüğü
her şeyden yoksun insan kollarını şöyle bir
açsa gölgesi sanki haçların gölgesidir
mutluluğu sıkıca tutsa avucunda olur
acıyla dolu garip bir ayrılıktır ömrü
mutlu aşk yoktur

şu silahsız erlere benzer insanın ömrü
şimdi giysileri de yazgıları da başka
sabahleyin erkenden uyanıp
kalksalar da
akşam olunca yine aylak ve çaresizler
hayat bu de geç gülüm gözyaşını harcama
mutlu aşk yoktur

güzel aşkım sevgilim kanayan yaram benim
içimdesin kanadı kırık bir kuş gibi sen
bir gün dalgın gözlerle kimiz neyiz bilmeden
bakan şu insanların düşmeyecek dilinden
iri gözlerin için can veren sözcüklerim
mutlu aşk yoktur

çok geç öğrenmek için yeniden yaşamayı
tek ses olmuş ağlıyor yüreğimiz gecede
mutsuzluğu istiyor en küçük şarkı bile
her titreyiş payını aiiyor yaşlar ile
her gitar havasında nice hıçkırık gerek
mutlu aşk yoktur

aşk var mıdır yüreği acıyla doldurmayan
aşk var mıdır dikeni sararıp soldurmayan
aşk var mıdır aşığı kahredip öldürmeyen
hele de senden senden daha çok ey yurt aşkı
senden daha çok gözyaşını
seven aşk var mı
mutlu aşk yoktur
ikimizin aşkından söz ediyorum

louis aragon.

başarının sırrı

şöyle ki dir, klişeden olabildiğince kaçarak:
hedef koyarsın, kafa göz yara yara gidersin.
durup da, amanda bu hedefe varınca bu da başarıdır mı acaba da
ve de sırrı da nedir e takılmazsın;
olur zaten.
genlerinde var ise olur, olmaz ise gen nakli yaparsın olur biter.
bu da böyle bir başarı hikayesi, yersen!