bugün

entry'ler (75)

emir

tüyleri diken diken eden bir cem adrian şarkısı. 4 saattir loopa aldım ve hala dinliyorum. çok duygulandım sözlük çok.

türk kızı

mıknatısı araba ve para olan, bu coğrafyanın dişileridir. her zaman söyledim, söylemeye de devam edeceğim. paraya tapıyorlar azizim, ötesi var mı? diğer sözlüklerde de söyledim. anında atladılar "ne diyosun arkidişim, gızların bütün derdi para mı ha?" deyu. ha derseniz ki tek güç para amına koduğumun dünyasında, anlınızdan öperim canlarım. ağzı osuruk kokan biriyle kim takılmak ister ki? hiç ümit besen edebiyatı parçalamayalım, hakikat böyle.

allahsızlıkla karizma yapmaya çalışmak

(bkz: allahsızlığı yayma kürsüsü başkanı)

daha karizmatik olunabilir miydi? sanmıyorum. ayrıca allahsızlık nedir kuzum? ateizm desek daha doğru olmaz mıydı? yirim.

aşk

aşktan mı bahsediyoruz azizim? benim de söyleyecek iki çift lafım olacak bu konu hakkında.

aşk nedir? aşk paradır.
aşk nedir? aşk sana siktiri basan kişiye duyduğun hazdır.
aşk nedir? am, göt, meme ve çüktür.
aşk nedir? zeka seviyesi kendininkinden daha yüksek birine duyulan hayranlıktır.
aşk nedir? iki kıytırık kimyasal tepkimedir.
aşk nedir? şizofreniye kanat çırpmaktır.

tüm bunların yanında; planet earth denen sikimsonik gezegende gerçek aşk deyu betimlenen über bir duygu varsa, ta götüne koyayım.

author

hakkında yazılanlara kendisi gibi gülüp geçen bir çok okuyucusu var. ben de onlardan biriyim. kızların orospuluk switchi doğuştan on geliyor diyerek kalbimi kazanmıştır kendileri. reklam için yazıyor derler, kitaplarını elbet satmak için bir reklam yapacak. ancak author karakteri, sadece reklam değil. bir deneysellik söz konusuydu ilk çıktığı vakit. bir çok türevi bitiverdi piyasada, ancak hiç biri onun tadını veremedi. ekşi sözlük'ten uzaklaştırılmasına gelince; muhtemelen moderatörlerden birinin fuck buddysi olarak takılan selen/kezban karışımı amdan ibaret bir kaşar yüzünden yazdığı binlerce yazı da silindi gitti. bir yerde 250 gram, diğer tarafta author ve "çok yivrançç, bu adam kasın abazaaa" deseniz de binlerce baş ucu eseri.

sinirleniyorsunuz kezbanlar, çünkü cinsel özgürlük denen kavramdan bihabersiniz. sinirleniyorsunuz selenler çünkü saf altın sandığınız kukularınızın aslında sadece birer et parçası olduğunu haykırıyor bu adam. büzüşmüş amcıkların peşinde gollum olan sazanlar, siz de sinirleniyorsunuz çünkü sizin içinizden geçip de söyleyemediklerinizi birer birer yüzünüze vuruyor author. farklı bir şeyler söyleyebilen, ve bunları yine kendine has üslubuyla anlatan bir yazarı okuyup keyfine varıyorum şahsen.

kendini beyinsizin birine yamamak isteyen kezbanlar, yarrak lafını duydukları zaman irkiliyorlar. halbu ki evlilik dediğimiz kavram, çiftlerin resmi olarak birbirlerini ömür boyu düdükleyeceklerini beyan etmeleri değil midir? author bunu da söylüyor canlarım. gelin işi resmiyete dökmeyelim diyor. nedir bu kadar tantana? sırf toplumdaki bir kaç tuzu kuru piç kurusu bir kaç kural koymuş diye, neden cinsel zevkimizden mahrum kalalım ki? fakat sikişmekle evlenmek arasında sadece bir imza farkı olduğunu anlamak istemeyenler, "evlilik kutsal bir müessesedir" derler. amını götünü kırdığımın ezber çizgi film karakterleri sizi.

facebook okey

erkeksen boş masa bulmanın çok çok zor olduğu facebook uygulaması. bir masaya giriyorum, benden sonra bir hanım kızımız da giriyor. masa sahibi abaza mahlukat "swth sen çık, gizem sana boş ehehehe" muhabbeti yapıyor. ben de kendimi tutamayıp "ilk önce sil o ağzındaki salyaları abaza köpek" deyip, masadan çıkıyorum. bir başka masaya girdiğimde şu dialoglar gelişiyor;

abaza: ehehe orti bu resimdeki senmisin?
hanım kızımız: evet.
abaza: çok güzel çıkmışsın.
hanım kızımız: sağol. bırak asılmayı da elin nasıl onu söyle?
stairway to heaven: nasır bağlamıştır. ahauhfsfjksdf

bu diyalogdan sonra abaza masayı terk ediyor. kız da bir oh çekiyor.

tiki

cehaletin eseri insan müsfetteleridir kendileri.

güzel bir cuma sabahı, kahve içerek frank sinatra eşliğinde facebook denen binbir türlü insanın cirit attığı nadide sitede okey oynamaktayım. aslında oynayamamaktayım. her yer bu zirzoplarla kaynadığı için, masa bulamıyorum. bir masaya giriyorsun, kız olmadığın için atıyorlar. öteki masaya giriyorsun, tipini beğenmiyorlar ve atıyorlar. bir diğerine giriyorsun, amcık kıvamında türkçe konuştuklarından mütevellit sinirlerin bozuluyor. "tiqqy chocuq <3" tan tut, "sheqil qız" a kadar her türlü tiki bulunmakta. sinir katsayım tavan yapıyor. çok üzülüyorum sözlük. burdan şu saf ve beyin yoksunu ezber çizgi film karakterlerine seslenmek istiyorum;

yeter, çıkartın şu gözlüğü. yaz bitti, tiki olacağım diye at sineği gibi etrafta dolaşmayın. açın bir kitap okuyun. sikimsonik konuşma tarzınızdan vazgeçin. er tikiler, saçları artık ev çatısı misali şekillendirmekten vazgeçin. dişi tikiler, ilk işiniz bol miktarda makyaj temizleyicisi almak olsun. ve bir diksiyon kursuna yazılın lütfen. ama ben kime anlatıyorum ki? pff sizin amınız kurumuş.

ne diyordum? evet, facebook'ta okey. bu gidişte zor oynarım okey. aslplstşk.

edit: bir tane de "haylas jojuq" gördüm efendim. kısftmet.

kızların cem garipoğlu na destek vermesi

medyatik, zengin, eğitimli, zengin ve zengin olan cem garipoğlu adlı şahsın, halk arasında topladığı sempatiden kaynaklanmaktadır. tarihte bir çok defa yaşanmış bir durumdur.

örneğin ted bundy; kadınları öldürüp, tecavüz eden bu adam, yakalanıp ceza evine konduğunda, her gün yüzlerce aşk mektubu alıyordu.

bu da bir bakıma aynı mevzuu. aynı zamanda kadın doğasının acaipliğinden de kaynaklanıyor.

dudeism

ana fikri "nasıl olsa ölüp gidicez, en iyisi hiç bir şey yapmamak, take it easy man!" olan, über felsefe/din/tarikat. jeffrey lebowski yani nam-ı diğer the dude, "über dude" olarak tanıtılmış. sayelerinde felsefesini belirlemiş ve mutlu bir adam olmuş bulunmaktayım. dudeism, hiç bir şey vaad etmez. karşılığında da hiç birşey istemez. oooh ne güzel be.

smmm staja başlama sınavı

uluslararası ilişkiler mezunlarının da katılıp katılamayacağını merak ettiğim sınavdır. aöf tercihlerimi bu sınava göre yapacağımdan, aynı zamanda bir mali müşavirin yanında çalışacağımdan, merak etmekteyim ancak hiç bir yerde böyle bir kanıya rastlayamadım.

erkeklerin düz saçlı kızları sevmesi

yanlış olan önerme/durum/genellemedir. dalgalı saçlara sahip bir kadın çekici, kıvırcık saçları taşıyabilen bir kadın ise fevkaladenin fevkinde olabilmektedir. ancak kıvırcık saç her kadına yakışır mı? hayır. ama düz saçı her kadın taşıyabilir.

yaran diyaloglar

lise döneminde bir erkek ve bir kız arkadaşım arasında geçen diyalog;

erkek olan arkadaş, kulağını yeni deldirmiş kız arkadaşın kulağına ilgili bir şekilde bakmaktadır.

k.a: hayırdır x, kulak deliğim ilgini çekti galiba.
e.a: senin her deliğin benim ilgimi çekiyor.

şahsım yerlerde döşemeyle münasebet kurmuş vaziyettedir.

cem garipoğlu nun yakalanması

haberin doğruluğunu umut etmekle beraber, internethaber.com un tıklanma ratingini artırmak için ortaya atmış olduğu asparagas bir haber de olabilir. resmi bir açıklama yapılana kadar galeyana gelmemekte fayda olduğunu düşünmekteyim.

gelmiş geçmiş en başarılı türk oyuncular

(bkz: uğur yücel)
(bkz: erkan can)

wish you were here

boktan bir istanbul gecesinde, bünyeyi sarıp sarmalamış özlem var. lafı geçmedi syd'in, hatta pink floyd'un. ama bilirdik ki aldığımız nefeste, dudaklarımızdan dökülen fısıltıda, gözlerimizden dökülen yaşlarda, içimize çektiğimiz dumanda onlar var. syd var, gilmour var, roger, rick ve nick var. onların melodileri çalınırken kulaklarımıza, yad ettik onlarla beraber tüm sevdiklerimizi, kaybettiklerimizi, gidenleri ve dönmeyenleri. andık tüm sabrımız ve özlemimizle. "biz iki kayıp ruhuz, aynı akvaryumda yüzen" dediler, bağlandı ruhlarımız birbirlerine. "yıllarca dolaştık aynı yerlerde, ne bulduk ki? aynı korkuları" dediler, ölesiye pişman olduk. ve tekrar yankılandı o basit ancak bir çok şeyi anlatan cümle kulaklarımızda, beynimizde, ruhumuzda.

"how i wish you were here"

high pitched emotions

bir minerve şarkısı. piyasada depeche mode - martyr for love olarak bilinen parça aslında bu şarkıdır. solistin sesi dave gahan'a çok benzediğinden ayırt edilemiyor.

yalnızlıktan korkmamak

kalabalık bir şehrin uğultusundan kaçarcasına, tüm vücudunuz terden sırılsıklam olana kadar koşmak. belki bir ağacın gölgesinde soluklanmak, belki de yakıcı güneşin altında hemen köşedeki marketten aldığınız bir şişe suyu kafanızdan aşağı boşaltıp, yola devam etmek. midenizde sevdiğinizle beraber yediğiniz yemeğin son kırıntıları öğütülürken, zihnin en ucra köşelerinde tüm hatıraları, yaşanmışlıkları, yaşanabilecekleri, beklentileri, pişmanlıkları teker teker, acele etmeden imha etmek. belki bir tatlı huzur arayışı. ruhunuzun ilgi için çırpınışları sararken bedeninizi, beklentilere karşılık vermenin yollarını düşünmek. benliğinizin farkına varmak. "aslında o kadar da çekilmez biri değilmişim lan" deyip kendi kendinize katlanmayı öğrenmek. altın kadehte damıtılmış saf alkoldük biz. sevildiğinden habersiz bir adam gerçeği bulmak üzere arayışta. zaman geçtikçe kendisini sevdiğinin farkına varıyor. sonrasında önündeki şaraba uzanıp soruyor;

"milat nerede?"

sözlük yazarlarının itirafları

camel'ın stationary traveller şarkısını eski sevgilim gönderdiğinde, yüzüne bile bakmamıştım. aradan 2 ay geçti, denk gelip dinledim. 3 gündür bu şarkıyı loop a almış durumdayım.

ekşi sözlük uludağ sözlük ve itü sözlük

üç sözlükte de yazmış, ikisinde hala yazmakta olan biri olarak yaptığım tespitleri paylaşmak isterim.

ekşi sözlük; tüm zamanların en iyisidir. sözlük kavramını bizlerle tanıştıran ilk oluşum olduğu için, tüm kaliteli yazarları bünyesinde taşımakla beraber, 9. nesil yazar alımlarından itibaren kalitesi düşmektedir ancak, hala en iyidir. iki kelimeyi bir araya getiremeyen zırtapozların çokluğu kadar, yaşanmış olayları, eleştirileri, bilgi içerikli entrileri hatta sporla ilgili entrileri bile çok iyi giren yazarlar bulunmaktadır. ancak sanıyorum ki 10. ve 11. nesil yazar alımlarıyla beraber, günümüzün apaçileri ekşi entellektüellerinin kat be kat üzerine çıkacaklardır. haliyle ekşi kalitesi düşecektir.

itü sözlük; bünyesinde bazı kaliteli yazarları taşımakla beraber, genellikle eski sevgili ve am göt meme tandanslı başlıkları ile bir süreden sonra sıkmaktadır. bir itü sözlük kuralı olan türkçe karakter kullanımı ve dil kurallarına uyulması zorunluluğu kanımca itü sözlük lehine bir olaydır. smiley kullanılmaz, günlük hayatta kankaya laf anlatır gibi girilen giriler kısa bir süre sonra silinir. trollü bol olmakla birlikte, bazı trollerin bilgi birikimi, sıradan yazarların çok çok üzerindedir. kafadan atıp tutmazlar.

uludağ sözlük; henüz burada yazmaya başlamış biri olarak söyleyebilirim ki; forum tadında yazan, bir diğer yazara ayar vermek için fırsat kollayan, "de" ve "ki" leri gerekli yerlerde ayırmayan,entrilerde kullandığı anlatım tarzı mahalle bakkalıyla girdiği diyaloglardan farklı olmayan bir çok "emeğe saygı repleri görelim" kıvamında yazar gördüm. gördükçe bastım eksiyi. tüm bunların yanında, çok kaliteli yazarlara da rastladım. yazılarını takip ettiğim yazarlar bulunmakta. ha diyeceksiniz ki "sen çok mu iyi yazıyorsun lan göt oğlanı?". hayır, çok iyi yazmıyorum lakin, en azından sözlük yazarlığı hakkında bir kaç fikrim bulunmakta ve elimden geldiğince bu kurallara dikkat ediyorum. sözlük yazarlığı hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan bu kadar çok kişinin uludağ sözlük bünyesinde barınmasını da anlayamıyorum. saygılar.

üşüyoruz führer

moskova'ya kadar dayanıp götü açıkta kalan nazi subayı/askeri söylemi.

-üşüyoruz führer.
+heil!