bugün

sevdiği entry'ler

bir başkadır

bir oturuşta altı bölüm izlediğim ilginç bir dizi. sıradanlık ve doğallığın ilginçliği bu. yıllardır o kadar alışmışız ki hayatla uzaktan yakından alakası olmayan, 23 nisan müsameresi tadında salaklıkları izlemeye, düşünün orta anadolu'nun göbeğinde aşiret dizisi çekiyorlar, hayatın içinden şeyleri ekranda görünce insan kendi hayatını, çevresini, dibinde yaşandığı halde farkına varamadıklarını keşfetmeye başlıyor. şahsen beni bu tip dizilere çeken de bu.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

https://youtu.be/DihritPnm3A

gabriel garcia marquez

veda mektubu

"Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. insan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım. Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı… Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanr. Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim. Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde… Artık ölebilir miyim?"

okunma rekoru kırmıştır. muazzam.

güzel kızlara dair üzücü detaylar

Güzel kızların bahtlarının kendileri gibi güzel olmamasının ya da kendileri gibi güzel erkeklerle birlikte olamamalarının nedenini; hayatları boyunca rekabet ihtiyacı duymadıklarından, bu gibi hırs ve mücadele gerektiren bir takım yeteneklerinin gelişmediğine bağlıyor adorno. Çoğu güzel kadının iş ve aşk hayatlarındaki bu rekabet bilmez, duygusal tutumları mutsuz bir hayat sürmelerinin en büyük nedeniymiş.

sözlük yazarlarının itirafları

Yolda, otobüste vs. gördüğüm, roman karakterlerini anımsatan insanların yüzlerini, tahmini yaşlarını, yanımda olan herhangi bir kağıda detaylıca yazıyorum, olur da bir gün roman yazarsam kullanayım diye.. belki hiç yazmam.

birini gizli gizli izleyip notlar alma fikri baya sapıkça biliyorum fakat vazgeçemiyorum.* az önce bir Hasan Ali toptaş romanı karakteri yakaladım misal, kısa günün kârı..*

pozitif fotoğraflar

görsel

mezarlık yan gelip yatma yeri değildir

Dikine gömdünüz de yok mu dedik.