bugün

entry'ler (11)

akit dünyanın en doğru haber sitesidir

şüphe edenin aklından şüphe edilecek durumdur *

uyuyamamak

uyku tutmaması.

necip fazıl şöyle anlatır bu durumu: "büyük yorgunluklar sonunda bayılmalar ve çökmeler bir tarafa, her gece, uykuyu, korkunç bir ormanda seyrek bir av peşinde gezercesine aradım ve yolumu öyle canavarlar kesti ki, onu bir türlü bulamadım."

bir tespit de sait faik'ten : "bu uyku insanın sevgilisi gibi; bekleyince gelmiyor."

2019 yılında 1970 ve 80 lerin şarkılarını dinlemek

2010'ların keşmekeşinden kaçmanın birebir yoludur.

türk çırak kalmaması

suriye, ırak, afganistan gibi muhtelif memleketlerden gelmiş mülteci ve göçmenlerin sağladığı ucuz iş gücünün sonucu olan durumdur.

yazarların ruh halini anlatan dizeler

"ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum;
ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum."
sezai karakoç

yalnız insan ne yapar

ben sözlük yazarı oldum. diğer yalnızlar ne yapar bilmiyorum.

hakikaten. yarım saat önce üye oldum. nikneymime sakallı celal yalınız'dan (soy isme dikkat buyurun) mülhem sakalsız celal yazdım ve bir de baktım ki başlıklardan biri "yalnız insan ne yapar?"

yks 27ncisinin boğaziçi fiziği seçmesi

cânım ülkemde ümit vesilesi olan davranış.

mustafa kara

nurettin topçu'nun, emin ışık'ın, süleyman uludağ'ın öğrencisi olan tasavvuf tarihi profesörü. éallah herkese onun gibi bir kardeş nasip etsin," dediği prof. dr. ismail kara'nın ağabeyidir. tam bir meyve tutkunudur. öyle ki doktoru meyve yemesini yasaklamıştır.
cep telefonu, bilgisayar, özel oto kullanmaz, elinden düşürmediği tek teknolojik alet fotoğraf makinesidir. bu da onun arşivci yönünü ortaya koyar. arşivciliğine dair bir diğer özelliğiyse ölüm, doğum gibi özel günler için divan edebiyatındaki kıt'a türünde tarihler düşmesidir.

ali yaşar sarıbay

çağdaş siyasal rejimler dersinde, atilla yaylanın aynı adlı kitabını "benim anlayamayacağım kadar basit," şeklinde nitelemiş, twitırda cemal şakarın (o alışıldık ağır ve çetrefil diliyle yazdığı) kitaplarını, dinlencelik okunacak kitaplar diye tavsiye eden duayen siyaset bilimci. genellikle derda küçükalp ve zahit sobacı hocalarla yürüyerek sohbet ederken görülür. derste lafının soru sorma, yorum yapma gibi herhangi bir gerekçeyle ya da geç kalınması haline bölünmesine tahammül edemez. öğrencinin öğrenmek için okulda olduğunu, dolayısıyla bilmediğini, bilmediği için yorum yapamayacağını söyler. konuşurken ara ara gülümser gibi dişlerini gösterip duraksar.

kilo alamamak

insanda seçilmiş kişilerden olduğu hissini uyandıran durumdur. çevresinde iki lokma yiyip sofradan kalkan semiz insanları gördükçe bu düşünce perçinlenir. benzer şekilde sinir bozan bir başka durumsa sadece belirli bölgelerden kilo almaktır. kalça, göbek, bacaklar vs.

hoş geldiniz

karşılama maksadıynan kullanılagelen sözdür. cevabı genellikle "hoşbulduk" olmakla birlikte tersi hoşçakal'dır ki küçükken bu sözü hoştakalın diye algılardım.