bugün

entry'ler (10)

evlenilecek erkek

(bkz: cal lightman)
(bkz: peter bishop)
(bkz: ted mosby)
gider böyle bu.

forrest gump

soundtracklerinin diğer bir alan silvestri harikası olduğu film. güldürmekten ziyade ağlatır genelde. ikinci bir defa izleyin yine ağlarsınız.

koltuk altı kıllarını jiletle alan kadın

doğrudur, beyaz ve hassas tenli kadınlarda ağda hiç bir zaman yaratıcı bir çözüm olmayacaktır. ancak jilete abanınca da minik sevimli tüyler yerine bir süre sonra sakal kıvamında iğrenç kıllar elde edilecekir. bu bağyana, derhal uzman kişilerce çalıştırılan bir lazerli epilasyon merkezine gitmesi tavsiye olunur. düzgün bi yerse, her seansta %20 azalma ve incelme gerçekleşir. hani yapın bunu plüz, paranıza kıyın.boşuna eziyet boşuna iğrenç bir görünüm. hoş olmuyor hiç.

peter bishop

2.sezonunun sonunda kendisine hayli acıdığımız, babası walter bishop'la sürekli atışma halinde olan ilişkisi tarafımca inanılmaz eğlenceli bulunan, olivia dunham'a yakın olmasıyla kendisine dünyanın en şanslı adamı dedirten aşmış fringe dizisi karakteri.

how i met your mother

sezon 1, 22. bölüm en unutulmaz bölümüdür. bu bölüm sonunda ağlatır. tekrar tekrar izlenilesidir. vazgeçilemeyen eski sevgiliye dönüş sebebidir (illa bir sebep aranıyorsa)

millete zorla şapka giydirip adına devrim demek

yapılan devrimi şapka devrimiyle sınırlı göstermeye çalışan sığ fikirli, zavallı bir sözlük yazarının açtığı başlık. tayyip seven çocuk'la sıhri hısım olması muhtemeldir. hadi göster amcalara kraldan kralcı olduğunu oğlum.

parmağın gösterdiği yere bakmak

(bkz: nah çıkar) o değil de yapmayın böyle şeyler ben hiç eğlenmiyorum. parmakla bir şeyi göstermek yeterince çirkinken, nah çekmek nedir yani.

alkollüyken kırmızı ışıkta geçip polise çarpmak

gusul abdesti önerilir. cenabetlik böyle de geçmediyse bir de şunu dene.
(bkz: montla sıç)

bisküviye büsküvüt diyen tip

alpay erdem olsa nerede bisküvi'ye büsküvüt diyen bir insan var, kimse kusura bakmasın ama, orada çok ama çok güzel bir insan var. onun çenesi yuvarlak biraz, kaşları bitişik diyeceği benim de katılacağım, kendi halinde şeker gibi bir insandır.

dindara değil dinciye karşıyız yavşaklığı

"dindara değil dinciye karşıyız yavşaklığı" şeklinde başlık açan yavşaktan daha yavşak değildir.
dindar insan ile dinci insan gayet de güzel ayrılır. bunun için imam hatip mezunu olmaya arkasından ilahiyat fakültesi bitirmeye gerek yoktur. azıcık mantık sahibi olma ve gözlemlerini mantık süzgecinden geçirebilme yetisi kafidir.

dini inancı tam olan, inandığı dinin vecibelerini gerektiği gibi yerine getiren dindar bir insan, bunu etraftakilerin gözüne sokmanın ve bundan rant sağlamaya çalışmanın düpedüz kepazelik olduğunun farkındadır. onun inanmayanına da hıristiyanına da yehova şahidine de tahammülü vardır. oruç tutan/tutmayan ayrımı değil insan olan/olmayan ayrımı ile ilgilenir. dinde zorlamanın ve hoşgörüsüzlüğün kabul edilemez olduğunu bilir, bilmekle kalmaz bunu özümsemiştir. kitap okur, sanatla ilgilenir, bilimle uğraşır, yaşadığı dünyaya yeni bir şeyler katma peşindedir.(bir asır öncesine döndürmenin değil)

dinci insan ise; kendi gibi düşünmeyeni yavşak, oruç tutmayanı dinsiz, dinsizi solcu, laikliği küfür, türban takmayanı ırıspı diye nitelendirir. bu medeniyetten nasibini almamış hadsiz kişi, kendi kendine, günah bulduğu şeyin cezasını vermeye kalkar. adeta bir mücahit edasıyla fikirlerini bazen demogojik yoldan (bkz: dini sömürmek) bazen de açıkça kaba kuvvet yoluyla karşısındakine empoze etmeye uğraşır. halbuki en iğrenç fantazileri, en kokuşmuş pislikleri ruhunda barındıran yine kendisidir. bunları göstermelik "dindar"lığıyla bastırmaya çalıştıkça daha da saldırganlaşır, daha da insanlıktan çıkar. şeriat gibi günümüz şartlarında kabul edilmesi mümkün olmayan bir rejimin en büyük sempatizanıdır. dinin iktidar sağlamada ne kadar güçlü bir etken olduğunu bilir ve bunu bütün incelikleriyle insanların dini inançlarını sömürerek kullanır, kendine rant sağlar.

dini inancı tam olan kişinin siyasetle uğraşmasını, ticarete atılmasını hiç kimse tartışmayacaktır. bunu tartışma konusuymuş gibi göstermek sığ düşünmektir ya da bilerek ve isteyerek "gerçek"leri çarpıtmaktır.

ticaret özellikle akp iktidarının, -nedendir bilinmez-iktidara geldikten sonra oğullarını hatta sülalesini teşvik ettiği, kimisinin oğlunu gemicik(bkz: gemi ve gemicik ayrımı yaparak oğlunu savunma yavşaklığı) kimisinin oğlunu 16 yaşında 15.000$lık bütçeli internet sitesi sahibi, kimisinin oğlunu unakıtırken(!) paraakıtan yapan riskli ama yine nedendir bilinmez "babalara ve oğullara" her daim kar getiren bir alan olagelmektedir.
ha ben bunu nesini tartışırım? dini sömürdükleri yetmiyormuş gibi devletin kasasını da sömürmelerini.

her daim laikliği savunurum, chpliyim, hayırseverim, dinciyle dindarı seksensekiz km öteden ayırırım, gerekirse yavşağım.