bugün
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği9
- zall beceremiyorsan bırak git12
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu11
- ali koç9
- yorgun mermi10
- doğum gününde hatırlanmamak8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü18
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri20
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri15
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması22
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi13
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- platonik aşkın kalp kıran davranışları12
entry'ler (108)
+ seni seviyorum
- peki 2011'den beklentilerin neler??
- peki 2011'den beklentilerin neler??
(bkz: çay)
çaresizliğin en büyüğü ölümdür ölüm...önünde eriyip giden biri acıdan kıvrım kıvrım kıvranan ' ben ölüyorum ' diyen bir deden var mesela sen öyle mal mal yüzüne bakıyorsun senden bir umut ışığı bekliyor ve sen susup kalıyorsun tek bir kelime bile edemiyorsun. 'niye susuyorsun birşey söylesene ' diyor dermansız bir ses tonuyla sen sadece önüne bakabiliyorsun.allahım belki aklıma iyi birşey gelir de söylerim derken ' bir yudum su ' diyor.elini sımsıkı tutuyor öylece uyuyor.işte o el çaresizlik değil de nedir bilmiyorum..
nasıl tarif edilir bilmem ama anılarının çok olduğu bir insanın bir daha dönmemek üzere hayatından çıkıp gitmesi koyar..mezarına ziyarete gittiğinde sanki ona ihanet edermiş gibi hissedersin kendini.üzerine toprak atmak ona yaptığın en büyük adilik gibi gelir.bazen sesini unutursun acaba nasıl bir ses tonuydu diye düşünürsün, kurduğun bütün cümleler yalanmış gibi olur..sanki yıllarca birbirinize hikaye anlatmışsınız bir varmış bir yokmuş her şey..seni çok sevdiği aklına gelir bir an bir daha kimseyi çok fazla sevmemeye yemin edersin kendi kendine..en acı veren de gülüşü tebessümleri canlanıverir hayalinde acaba şuanda gülüyor mu mutlu mu diye düşünürsün işte o zaman kahrolursun.gözlerinden yaşlar süzülürken aslında anılarından bir kısmını kaybedersin boşlukta..zamanla alışırsın belki yüzü de silinir hafızandan ama asla unutmazsın..bilmem..
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Çırılçıplak ölüler
Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır;
Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda,
Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri;
Akılları başlarında olacaktır delirseler de,
Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine;
Yok olsa da sevgililer sevgi yok olmayacaktır;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya/
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Dalgaların altında upuzun yatanlar
Dağılıp gitmeyeceklerdir denizde;
Burulsalar da kasları koparan
Çemberlerinde gerili, kırılmayacaklardır;
Kopsa da ellerinde gerilen insanları,
Kötülükler dolu dizgin delip geçse de onları;
Paramparça olsalar da çözülmiyeceklerdir;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar
Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda;
Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile
Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura;
Deli de olsalar ölü de çiviler gibi
Başverecektir kişilikleri, kırçiçeğinden sürer gibi;
Çıkacaklardır güneşe tükeninceye dek güneş,
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
şair:dylan thomas
çeviri:bülent ecevit
Çırılçıplak ölüler
Aydaki rüzgardaki adamdan olacaktır;
Kemikleri tertemiz ve tertemiz kemikleri yok olduğunda,
Yıldızlardan olacaktır, ayakları, dirsekleri;
Akılları başlarında olacaktır delirseler de,
Denizlere batsalar yükseleceklerdir yine;
Yok olsa da sevgililer sevgi yok olmayacaktır;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya/
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Dalgaların altında upuzun yatanlar
Dağılıp gitmeyeceklerdir denizde;
Burulsalar da kasları koparan
Çemberlerinde gerili, kırılmayacaklardır;
Kopsa da ellerinde gerilen insanları,
Kötülükler dolu dizgin delip geçse de onları;
Paramparça olsalar da çözülmiyeceklerdir;
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
Haykırmaz olsa da kulaklarında martılar
Gümbürdemez olsa da dalgalar kıyılarda;
Çiçeklerin fışkırdığı yerde bir çiçek bile
Kaldırmaz olsa başını çarpan yağmura;
Deli de olsalar ölü de çiviler gibi
Başverecektir kişilikleri, kırçiçeğinden sürer gibi;
Çıkacaklardır güneşe tükeninceye dek güneş,
Ölüme kalmayacaktır bu dünya.
şair:dylan thomas
çeviri:bülent ecevit
yoksun sen-asya .
Tekirdağ'ın ilçesi.Tekirdağ merkezden yaklaşık 1 saatte hayrabolu birlik denen bir şirketin minibüsleriyle ulaşabilirsiniz.Şöyle oturup güzelce bir karnımı doyurayım derseniz ben şahsen güzel bir mekan bulamadım.Neyseki gençler düşünülmüş bir cafesi var.Bunun dışında tabii ki tüm trakyalı insanı gibi insanları sıcakkanlı ve sempatik..
eskiler içilen çaydan sonra ev sahibine sadece teşekkür etmekle kalmaz ikram mükemmelliği için '' elinize sağlık, çayınız lebsaz ( çayın ağızda hafif buruk bir tat bırakması ), lebriz ( bardağın ağzına kadar dolu olması ), ve lebsuz ( dudak yakması ) olmuş. '' diyerek ifade ederlermiş.sizin de çay ikramınız lebsaz,lebriz ve lebsuz olsun.*
''son bir sigara'' ya yazık ettin.şimdi git nereye gideceksen..
sanıyorum ''düstur'' ile ''destur'' kelimelerini anlam itibariyle birbirine karıştırmış oyuncu..* ne demek istediğini anlamadım.bilemiyorum.
vaktiyle tarlabaşı'nda istanbul sanat merkezinde kumpanya isimli alternatif bir tiyatro toplulukları vardı.* başarılı olduğu kadar güzel de bir kadındır hakkaten.
münir nurettin selçuk-beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın
gün itibariyle kulak misafiri olduğum bir konuşmada artık kendisine o kadar ki insani nitelikler kazandırılmaya çalışıldığını farketmiş durumdayım.hayır facebook'a karşı değilim olabilir tamamdır ama bunu bu kadar cümlelerimizin içine sığdırmaya ne gerek var.nedir ki yani.dikkat ediyorum gün içinde insanların ' feysbuk ' kelimesi geçmeyen bir diyalogu neredeyse yok denecek kadar az..hatta bunun yüzünden tartışanlar ayrılanlar ilişkileri sarsılan insanlar tanımaya başladık.aman allahım yaa..*
birtakım önlemlere uymanız ile kolayla iyileşebilen bir hastalık imiş.mesela; çay,kahve,kola yasak..başınız yüksekte yatmanız gerekiyor.fazla kilolardan kurtulmak gerek.. beli sıkan kemer,korse,dar pantolondan uzak durmanız gerek.. sıcak yiyecek ve içeceklerden sakınınız.çikolata,kuruyemiş türünden abur cubur yemek yok.özellikle geceleri aşırı yağlı yemek yemekten kaçınınız.ayrıca uyku düzeniniz olmalı ki bu detay kanımca çok önemli..doktorların tavsiyeleri genel olarak bunlar.nelerin sakıncalı olduğunu belirlemek,bunlardan kaçınmak ve bunu bir yaşam biçimine dönüştürmeliyiz.
* son kuşak açok'lu(anadolu çocuk oyunları kolu) beş genç arkadaşın, aldıkları tiyatro bayrağını en ileriye götürmek için kurdukları bir gruptur açıkça
hiç bitmeyen bir eğitimin tiyatronun vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunan grup ''pratikte eğitim'' modelini uygulamaktadır.bir tiyatro grubunun oyuncusunu,yönetmenini,dansçısını,yazarını,dekorcusunu,kostümcüsünü,müzisyenini kendi bünyesinden yetiştirmesinin,türk tiyatrosu adına önemli bir kazanç olduğunu bilen açıkça, ikinci sınıf ve basit muamelesi gören çocuk tiyatrosunu ciddi bir biçimde yaklaşmaktadır.amatör tiyatroların yaşadığı güçlüklere tiyatroyu severek ve özen göstererek karşı duran açıkça,1998 yılında bir tiyatro atölyesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
böyle diyorlar ve evet bu beş genç aldıkları bayrağı yıllardır en ileriye götürmenin çabası içerisinde büyük bir azim ve üretkenlikle yollarına devam ederek takdire şayan işler yapmaktalar..açıkça'nın kapısından içeri giren ve çıkan,vakti zamanından bu yana küf kokusu rutubeti demeden kendine özel mekanlar yaratıp rengarenk oyunlar çıkaran herkese selam ederim.
http://www.herkesetiyatro.com/
hiç bitmeyen bir eğitimin tiyatronun vazgeçilmez bir unsuru olduğunu savunan grup ''pratikte eğitim'' modelini uygulamaktadır.bir tiyatro grubunun oyuncusunu,yönetmenini,dansçısını,yazarını,dekorcusunu,kostümcüsünü,müzisyenini kendi bünyesinden yetiştirmesinin,türk tiyatrosu adına önemli bir kazanç olduğunu bilen açıkça, ikinci sınıf ve basit muamelesi gören çocuk tiyatrosunu ciddi bir biçimde yaklaşmaktadır.amatör tiyatroların yaşadığı güçlüklere tiyatroyu severek ve özen göstererek karşı duran açıkça,1998 yılında bir tiyatro atölyesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
böyle diyorlar ve evet bu beş genç aldıkları bayrağı yıllardır en ileriye götürmenin çabası içerisinde büyük bir azim ve üretkenlikle yollarına devam ederek takdire şayan işler yapmaktalar..açıkça'nın kapısından içeri giren ve çıkan,vakti zamanından bu yana küf kokusu rutubeti demeden kendine özel mekanlar yaratıp rengarenk oyunlar çıkaran herkese selam ederim.
http://www.herkesetiyatro.com/