bugün
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak19
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- sözlükten hatun kaldırmak28
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan9
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ali koç12
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- gideon reid morgan jj31
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması14
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı9
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir15
- amerikan film klişeleri13
- magicovento14
- meral akşener9
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması23
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- anın görüntüsü12
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz8
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- kuresele yavsayan gotler tam liste14
- en sevmediğiniz sözlük yazarları16
- herkesle iyi geçinmek13
- yazarların bira içme rekorları15
- uzay pornosunun adı ne olmalı17
- cinlerin musallat olma sebepleri21
- hangi yazar hangi burç14
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi8
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi21
- kur koruma ne demek14
- kalp krizi8
- yalnguk oglu10
- 25 yaşındaki kız 38 yaşındaki erkek ilişkisi15
- kız arkadaşı yüzünden kendini asan genç8
- özgür özel8
- istanbul10
- su faturasının elektrik faturasını sollaması9
- ali koç da bizim aziz yıldırım da bizim22
entry'ler (159)
olmayandır. erkeklere de yakışmaz kadınlara da. sigara lan bu, saçma sapan malca bişey. içen biri olarak söylüyorum, buna özendiğim ergen günlerime lanet olsun. ne yakışması amk, bunun yüzünden tüberküloz tedavisi gördüm ben, ve aynaya bakınca hiç de güzel görünmüyodum. yakışıp yakışmama mevzusunu son derece saçma buluyorum, sigaranın moda ya da stil malzemesi yapılması moronca. umarım herkes bi gün kurtulur bundan, tabi "özgür iradesiyle" marlboro'nun devlet eliyle 20 tl yapılmasıyla değil.
adnan oktar'ın karşısında herhangi bir dişi varlık gördüğünde dile getirdiği duygularıdır.
akasya durağının bir film olduğunu düşünenleri ifşa eden önerme.
bir marduk şarkısı.
genelinin bayanlardan oluştuğu *, punk ve alternatif rock müzik yapan ingiliz menşeili grup. elastica ve the menace adlı 2 adet albüm çıkarmışlardır. 2:1 adlı şarkılarının müziği serdar ortaç'ın * adlı şarkısında kullanılmıştır sanırım. * *
adeta yılan hikayesi parodisi olan dizi.
en iyi film ödülünün "güzel günler göreceğiz"'e gittiği festival.
(bkz: gregory house)
nane limon aromalı toz içeceği süpersonik olan marka.
saçmalık ya da beleşçilik olarak görülmesinin can acıtıcı olduğunu düşündüğüm önermedir.
şuanda halihazırda bulunan özel ilk,orta ve yüksek öğretim kurumlarının bir çoğunun nispeten daha iyi eğitim verdiği doğrudur. ama burada saçmalık olarak nitelenmesi gereken parasız eğitimin, saçma sapan eğitimi getirmesidir, fırsat eşitiliğine ve sosyal adalete olan yatkınlığı değildir.
iş adamlarının kendilerine mahsus açtığı özel eğitim kurumlarıyla daha kaliteli bir eğitimin, burslarla da düşük gelirli insanlara da sunulması gerektiği önerisi, sadece bir öneridir. ve kapitalist ve serbest piyasa rekabetine dayanan bir ekonomide * bu öneri sadece bir iş olarak görülecektir. yani para kazanma aracı, fayda artırımından baska bir şey olamayacaktır.
ayrıca eğitimin ilk orta ve yüksek öğrenimi süresince, yüksek gelirli öğrencilerle aynı fırsatlara sahip olamayan düşük gelirli öğrencilerin, hakettikleri eğitimi burslar ve yardımlar aracılığıyla sadakavari bir şekilde almaları gerektiğini savunmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına göz yummaktır.
evet türkiye'de eğitim, yani devlet eliyle yürütülen eğitim sisteminin, hiç bir zaman ayakları yere sağlam basamadı, ama bunun düzeltilmesi, herşeyin parayla ölçüldüğü, özel güç odakları * ile değil, sistemin baştan aşağı gözden geçirilerek, tarafsız, pozitif bir bakış açısıyla, karşıt düşüncelinin kişilik haklarına saldırmadan, yürütülüp hatalardan ders alınması gerekir. sistemdeki bi bozukluk o sistemin özel kişilere teslim edilmesiyle düzeltilemez. devlet fırsatları bize ortak bir şekilde sunması ve kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması şartıyla bize lazımdır, aksi durumda gereksiz bir kurumdur, temel haklarımızdan birinin * geleceğinin zengin güç odaklarının iki dudağının arasında olması hiç de adil değildir.
edit: imla
şuanda halihazırda bulunan özel ilk,orta ve yüksek öğretim kurumlarının bir çoğunun nispeten daha iyi eğitim verdiği doğrudur. ama burada saçmalık olarak nitelenmesi gereken parasız eğitimin, saçma sapan eğitimi getirmesidir, fırsat eşitiliğine ve sosyal adalete olan yatkınlığı değildir.
iş adamlarının kendilerine mahsus açtığı özel eğitim kurumlarıyla daha kaliteli bir eğitimin, burslarla da düşük gelirli insanlara da sunulması gerektiği önerisi, sadece bir öneridir. ve kapitalist ve serbest piyasa rekabetine dayanan bir ekonomide * bu öneri sadece bir iş olarak görülecektir. yani para kazanma aracı, fayda artırımından baska bir şey olamayacaktır.
ayrıca eğitimin ilk orta ve yüksek öğrenimi süresince, yüksek gelirli öğrencilerle aynı fırsatlara sahip olamayan düşük gelirli öğrencilerin, hakettikleri eğitimi burslar ve yardımlar aracılığıyla sadakavari bir şekilde almaları gerektiğini savunmak, insan onurunun ayaklar altına alınmasına göz yummaktır.
evet türkiye'de eğitim, yani devlet eliyle yürütülen eğitim sisteminin, hiç bir zaman ayakları yere sağlam basamadı, ama bunun düzeltilmesi, herşeyin parayla ölçüldüğü, özel güç odakları * ile değil, sistemin baştan aşağı gözden geçirilerek, tarafsız, pozitif bir bakış açısıyla, karşıt düşüncelinin kişilik haklarına saldırmadan, yürütülüp hatalardan ders alınması gerekir. sistemdeki bi bozukluk o sistemin özel kişilere teslim edilmesiyle düzeltilemez. devlet fırsatları bize ortak bir şekilde sunması ve kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması şartıyla bize lazımdır, aksi durumda gereksiz bir kurumdur, temel haklarımızdan birinin * geleceğinin zengin güç odaklarının iki dudağının arasında olması hiç de adil değildir.
edit: imla
vaktiyle "beşi bir yerde" adıyla uyarlaması yapılan bir dönemin fenomeni dizi. demir demirkan ve özgü namal başrollerdeydi yanlış hatırlamıyorsam.
dün gece gördüğüm rüyadır;
oturma odasında babamla oturmuş behzat ç izlerken birden evin arka balkon tarafından çok büyük bi gürültü duyuyoruz, ama niyeyse babam bu gürültü hiç olmamış gibi davranıyor. ben de "baba gürültüyü duymuyo musun" diyorum, babam cevap vermiyor. "ya baba niye duymuyosun beni" diye bağırıyorum, adam pür dikkat tvye odaklanmış. hemen arka balkona doğru koşturuyorum, gökyüzünü kızarmış bir şekilde görüyorum.
sonra da gökyüzünden bizim mahalleye doğru yaklaşan koca bir kitle görüyorum. bildiğin yolcu uçağı, ama düşer vaziyette aşağı doğru geliyor. tam yere düşecekken tekrardan havaya doğru ivme kazanıyo ve birden gözden kayboluyor. sonra arkasından da (allahım burası çok saçma) hava da uçan çarpışan otomobiller görüyorum, ya da ona benzer şeyler, ama böyle üstü camla örtülü gibi, 5. element filminde bruce willis'in kullandığı taksi aracı gibi. ve hepsinin içlerinde garip bir dille yüksek sesle bağıran at kuyruğu saçlı sarışın kızlar var. bi tanesi bizim balkona doğru yaklaşıyo. yaklaşıyo yaklaşıyo dibime kadar geliyo, bi de ne göreyim bu kız burcu esmersoy !! * sonra diğerleri de yaklaşıyo balkonun etrafına, içeriye "babaaa babaaa" diye bağırıyorum, içerden "kızı nereye gömdün la", " çayın yanına püskvüvü gibi bişey yok mu" diye cümleler duyuyorum, sesi sona getirilmiş televizyondan. sonra tekrar karşımdaki burcu esmersoy sürüsüne tekrar bakıyorum, yüzüme anlamsızca bakıyorlar. anlamadığım bir dilde çoklu sesle,* * bağırmaya devam ediyolar. tam içeriye kaçıyorum, "baba babaaa" diye bağırırken, annem dibimde "oğlum ilacını iç, 1 saat sonra yemeğe kaldırıcam unutmuşum seni uyandırmayı" diyerek uyandırıyor. ya uzaylıları da anlıyorum bi noktaya kadar da, neden burcu esmersoy?! dün akşam 5 dakika izlediğim dedektif memoli adlı dizinin yan etkisi olsa gerek.
oturma odasında babamla oturmuş behzat ç izlerken birden evin arka balkon tarafından çok büyük bi gürültü duyuyoruz, ama niyeyse babam bu gürültü hiç olmamış gibi davranıyor. ben de "baba gürültüyü duymuyo musun" diyorum, babam cevap vermiyor. "ya baba niye duymuyosun beni" diye bağırıyorum, adam pür dikkat tvye odaklanmış. hemen arka balkona doğru koşturuyorum, gökyüzünü kızarmış bir şekilde görüyorum.
sonra da gökyüzünden bizim mahalleye doğru yaklaşan koca bir kitle görüyorum. bildiğin yolcu uçağı, ama düşer vaziyette aşağı doğru geliyor. tam yere düşecekken tekrardan havaya doğru ivme kazanıyo ve birden gözden kayboluyor. sonra arkasından da (allahım burası çok saçma) hava da uçan çarpışan otomobiller görüyorum, ya da ona benzer şeyler, ama böyle üstü camla örtülü gibi, 5. element filminde bruce willis'in kullandığı taksi aracı gibi. ve hepsinin içlerinde garip bir dille yüksek sesle bağıran at kuyruğu saçlı sarışın kızlar var. bi tanesi bizim balkona doğru yaklaşıyo. yaklaşıyo yaklaşıyo dibime kadar geliyo, bi de ne göreyim bu kız burcu esmersoy !! * sonra diğerleri de yaklaşıyo balkonun etrafına, içeriye "babaaa babaaa" diye bağırıyorum, içerden "kızı nereye gömdün la", " çayın yanına püskvüvü gibi bişey yok mu" diye cümleler duyuyorum, sesi sona getirilmiş televizyondan. sonra tekrar karşımdaki burcu esmersoy sürüsüne tekrar bakıyorum, yüzüme anlamsızca bakıyorlar. anlamadığım bir dilde çoklu sesle,* * bağırmaya devam ediyolar. tam içeriye kaçıyorum, "baba babaaa" diye bağırırken, annem dibimde "oğlum ilacını iç, 1 saat sonra yemeğe kaldırıcam unutmuşum seni uyandırmayı" diyerek uyandırıyor. ya uzaylıları da anlıyorum bi noktaya kadar da, neden burcu esmersoy?! dün akşam 5 dakika izlediğim dedektif memoli adlı dizinin yan etkisi olsa gerek.