bugün

entry'ler (16)

ajda pekkan konserini bir ay konuşan magazin

ajda pekkan, türkiyede sesiyle, stiliyle kendi tarzını yaratmış, şahsına munhasır bir sanatçıdır. sürekli kendini yeniler, seyircisine saygılı ve bakımlı bir kadındır. süperstar lakabını almış, bunu haketmiş ve yıllarca da taşımış, taşımaya da devam etmektedir. dolayısıyla, ajda pekkan konserleri, (kaldı ki bu konserlerde harika bir performans da sergilediğini göz önünde bulundurursak) magazin basınında haber değeri taşır.
haberin 1 ay boyunca basında yer almasına gelince, yaşına rağmen konserlerinde giydiği kıyafetler, genç kızlardan farksız görüntüsü ve yüksek performansı, diğer sanatçılarda pek de görünmeyen bir özellik. onun yaşındaki şarkıcılar, "olgun" görünme derdine girip assolist kostümleriyle ağır ağır şarkı söylerler. ajda pekkan tarzıyla fark yaratandır. 1 ay konuşulması doğaldır. Ayrıca, ünlüler sevgileriyle yakalanma, eşlerini aldatma ya da eşleri tarafından aldatılma heberleriyle aylarca gündemde kalırken, ajda pekkan sahnesiyle, konserleriyle aylarca konuşuluyor. asıl olması gereken de zaten budur.

mango da en fazla 10 dakika oyalanan kadın

zamanı değerli olan, hızlı ve kararlı bir kadındır. bazı kadınlar, bir kıyafeti 20 dk boyunca inceler, alıp almama konusunda hala kararsızdır. başka bir kadınsa, kıyafeti görür, anında karar verir, alır ya da almaz. tabi kasadaki emekli kuyruğundan hallice olan sıra, onun suçu değildir. ancak bu sıraya girip girmemeye karar verme özgürlüğüne sahiptir.
bu durumlardan ötürü, bazı kadınlar 10 dk kalır mangoda, kimi ise yarım gün.

insanları itici yapan detaylar

içi boş bir özgüvene sahip olmaları,
kendileri gibi olmayanları yadırgamaları,
hoşgörüsüz olmaları.

erkekleri itici yapan detaylar

olaylara ve durumlara seksist bakış açısıyla yaklaşmaları ve bunu gerine gerine ifade edebilmeleri,
saçlarına jöle sürüp, kalıp gibi bir saçla dolaşmaları,
muhabbetlerinde futbol, araba ve kız üçgeninden dışarı çıkamamaları,
ağı çok düşük pantolon giymeleri,
sosyal paylaşım sitelerine arabalarıyla çekilmiş pozlarını koymaları,
internette çok faal olmaları, facebookta sürekli online olmaları ve herşeye yorum yapmaları,
göbekli olmalarını dert etmiyor görünüp, "kızlar göbekli erkek sever, üçgen sevmez" diyerek kendilerini avutmaları,
ulaşamayacaklarını anladıkları kızlar hakkında, kötü sözler söylemeleri, işi hakarete vardırmaları,

türkçe konuşurken araya yabancı kelimeler sokmak

bu şekilde konuşan insanları uyardığında, şöyle cevap verenleri de mevcuttur.
"ama ne yapayım? bu kelimenin türkçe karşığını bulamıyorum"
yani kendi dilini öğrenmeden, yabancı dili öğrenmiş, bravo diyoruz.

fransız filmleri

fransada sinemanın ilk çıktığı yıllarda, sinema alt kültür öğesi olarak, avam takımının eğlencesiyken, sonradan sinema sanatının başkenti olmuştur. fransız filmleri, sinema sanatının tadını almak, içsel yolculuğa çıkmak isteyenlerin tercihidr. bol aksiyonlu, çerezlik hollywood filmlerine alışkın kitle için ise dalga konusudur.

izmirli olmak

izmirli kızlar güzeldir sözünden mütevellit, izmirli kızların izmirli olduklarını her ortamda, gerine gerine söylemelerine ve itici duruma düşmelerine neden olur.
hayır yani, karadeniz insanı için de mert ve yiğt denmiş, ama ben bu özelliğimle bu kadar gerinmiyorum.

spor yapmak

spor yapmak rutine bağlandığında, 2-3 ay sonunda vücutta hissedilen değişim insanı motive eder ve "bu zamana kadar sporsuz nasıl yaşamışım" diye düşündürür. ayrıca spor yapmak için mutlaka kilo problemi olması gerektiğini düşünen, spor yapan zayıf insanlara "aaa senin ne ihtiyacın var" diye soran zihniyete de şöyle seslenmek isterim.
spor, hem vücudu hem de ruhu güzelleştirir, güzelliğin de sonu yoktur. yani güzel vücuda sahip kişi, spor yaparak daha da güzelleşir ve bunu kalıcılaştırır.

güçlü kadın temalı demet akalın şarkıları

gece klüplerinde kadınların bu şarkılar eşiliğinde eğlenmesinin de değişmeyen bir stili vardır. eller avuç içleri açık ve gergin olarak havada sallanır, kafa dik, suratta ise sert ve gururlu bir ifade ile avaz avaz eşlik edilir. Gecenin sonunda ise, bu kızlar sanki az önce "sen benim gibisini bulamassın, ben senden zenginini buldum, oh iyi ki ayrıldık, daha mutluyum, ben zirvedeyim, sen hiçsin, ananı da al git" diye kendileri bağırmamış gibi, söz konusu eski sevgiliyi arayıp, ağlarlar büyük ihtimal.

nuray mert

dün akşam yayınlanan basın odası programında, gazzeye yardım amacıyla giden gemide ölen vatandaşlar ve bu bağlamda yaratılan türk dış politikası hakkındaki görüşleriyle, duygularımın tercümanı olan siyaset bilimci-köşe yazarıdır. Savaş çığırtkanlığı yapanları haklı bir şekilde eleştirmiştir ve ezberbozmuştur.
kendisinin ayrıca, nazlı ılıcak hanımefendinin alaycı ve lakayıt tavırları karşısında az bile sinirlendiğini düşünmekteyim. Şayet, o gemiyi oraya kimin gönderdiğini, bu sorumsuz davranışın sorgulanması gerektiğini söyleyen nuray merte, nazlı hanım alaycı bir gülümsemeyle "sen sorgula" demiştir. Program boyunca alaycı ve herşeyi ben bilirimci bir yaklaşımı benimseyen nazlı ılıcak, gerçekten sinir bozucuydu.

ebru şallı

neden bu kadar nefret kusulduğuna anlam veremediğim kadın. zengin bir adamla evlenip de alışveriş merkezlerinde gezen, salt işi para harcamak olan kadınlar varken, kendisi elindeki imkanları değerlendirmiş, sevdiği spor olan pilatesi öğrenmiş ve medyatik olmasından mütevellit programında, kendi çapında sağlıklı yaşam dersleri vermeye çalışan bir kadın. Kadının demek ki böyle bir zevki var, uğraşıp, öğrenmeye yapmaya çalışıyor. "ben nasılsa boş bir insanım, böyle devam edeyim, bir şey öğrenemem" mi demesi lazım. tabi zengin kocayı bulunca evde oturup, yayılmak, spor gibi yararlı bi uğraş edinmemek gerekiyorsa o ayrı.

hergün görüşen kişilerin facebook ta yorum yapması

bunların bir de fotoğraf altını msn muhabbetine çeviren türleri vardır ki, bütün özellerini öğreniriz bu sayede.

memurun iş güvencesinin kaldırılması

yerinde bir karar olduğu fikrindeyim, zira "devlete sırtımı dayadım, bana birşey olmaz" rahatlığının son bulmasını sağlayacaktır. bu sayede memurlar performanslarını artırmak için çalışacak ve lakayıtlık son bulacaktır. ancak, performansa bağlı olarak maaşlar da artmalı, çalışan hakkını almalıdır. sanırım, bu son cümle türkiye için ütopik oldu.

giyimiyle rock dinlediğini belli etmeyen insan

ankarada öğrencilik yıllarımda her zamanki gibi rock müziğin adresi gölge bara gittiğimde, orda tanıştığım arkadaşımın arkadaşı tarafından "sen buralara ait durmuyorsun, tunalıdan mı düştün?" sorusuna maruz kalmama neden olan durumdur. ben de "hayır, ben rock müziği ve gölgeyi seviyorum" diye cevap vermiştim, şaşkınlıkla.
saçı röfleli ve biraz da kokoş görünenler serdar ortaç mı dinlemeli yani?

bir yağmurla felç olan şehir

bir yağmurla felç olmak suretiyle, okulların dahi tatil olduğu şehir, ancak gelişmemiş bir ülkenin şehri olabilir.

otobüse süper dekolte ile binen bayan

Otobüse süper dekolte ile binen kadın, süper dekolte giyme ve otobüse binme özgürlüğünü aynı anda kullanmış bir insandır sadece.