bugün
- kadir mısıroğlu mezarı18
- icardi190541
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu15
- sözlük yazarları beni tahrik etmiyor8
- en sevmediğiniz sözlük yazarları11
- kendini bir görsel ile anlat9
- meral akşener15
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar8
- sarılma ihtiyacı10
- bursa8
- albay kemal22
- gizli samyel22
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak14
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- fethullah gülen8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız14
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- anın görüntüsü11
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
entry'ler (137)
çikolatam diye kaydedeni merak etmedim değil
çarşamba geceleri jolly joker pub'ta sahne alan grup.
diana krall şarkısıdır.dinlediğim en seksi şarkı olup yoldan çıkarmayacağı insan az bulunur kanımca.sözlerini de yazayım tam olsun...
Rusted brandy in a diamond glass
Everything is made from dreams
Time is made from honey slow and sweet
Only the fools know what it means
Temptation, temptation, temptation
Oh, temptation, temptation, I can't resist
Well I know that she is made of smoke
But I've lost my way
He knows that I am broke
But I must play
Temptation, oh temptation, temptation, I can't resist
Dutch pink and Italian blue
He is there waiting for you
My will has disappeared
Now confusion is so clear
Temptation, temptation, temptation
I can't resist
Temptation, temptation, temptation
I can't resist
Rusted brandy in a diamond glass
Everything is made from dreams
Time is made from honey slow and sweet
Only the fools know what it means
Temptation, temptation, temptation
Oh, temptation, temptation, I can't resist
Well I know that she is made of smoke
But I've lost my way
He knows that I am broke
But I must play
Temptation, oh temptation, temptation, I can't resist
Dutch pink and Italian blue
He is there waiting for you
My will has disappeared
Now confusion is so clear
Temptation, temptation, temptation
I can't resist
Temptation, temptation, temptation
I can't resist
bir ece temelkuran yazısı...
Kimin hayatını yaşıyorsun sen? Kendininkini mi? Öyle mi? Hep mi? Dursan baksan şimdi ne kadar kendin kaldın bu hayatta? Kendinde ne kadar sen varsın? Dursan baksan şimdi, kendini ikna ede ede ne kadar yol gittin kendinden? "Olması gereken bu" diye, "Hayatın zaten pek fazla numarası yok" diye? "Zaten daha ne olacaktı?" diye... "Burası iyi, güvenli" diye diye diye diye...
Ne kadar yol gittin kendinden kendine hikayeler anlata anlata? Düşünsene, o hikâyelerle ne kadar çok zaman oyalandın aslında başkasının olan hayatlarda?
Oysa bir gün...
Kendine geri yürüyeceksin. Bu yüzden dikkat et de fazla uzaklara gidip geri dönüş yolunu kaybetmeyesin.
Beyaz çakıllar bırak...
Dikkat et. Bir gün geri dönüş yolu için kendine küçük, beyaz çakıl taşları bırak mümkünse. Çünkü sonra dönüp geriye baktığında kendine geri giden yolu hiç bulamayabilirsin. Yerini yönünü şaşırıp, ormanda çöküp kalmış bir çocuk gibi etrafında çoğalan seslerden korkabilirsin.
Bir gün, söylüyorum sana, büyük bir sarsıntıyla kendini bir vitrin camında göreceksin. insanlar gelip geçecek arkandan, hayat arkada akmaya devam edecek. Sen donakalacaksın.
Elinde çantan olacak belki, çantana şaşıracaksın. Üzerindeki paltoyu kim yapıştırdı sana, bu atkıyı kim sardı boynuna? Bu yüze bu çizgileri hangi kayıp zamanlar çizdi? Sen orada mıydın o zaman?
"Bütün onlar oldu mu?" diye şaşıp öylece vitrin camında eskidenki bir halini göreceksin. Kendini ne kadar özlemiş olduğunu düşünüp öylece, arkadan insanlar akarken, yollar geçerken arkandan, içinde çekirdeğin burularak, bir gün, söylüyorum sana, kendine geri dönmekten başka bir çaren kalmadığını göreceksin.
"Bedeli neyse ne!" diyeceksin, "Kim üzülürse üzülsün!" diyeceksin "Olacaksa olsun bütün ayıplar". insan ancak yeniden canlanınca anlar ne kadar cansızlaştığını. Yeniden kıpırdamaya başlayınca damarın anlarsın o ana kadar kendini uyuttuğunu. Yaşamaktan başka ne varsa onları yapıyor olduğunu.
işte tam o zaman önünde derin, dibi görünmeyen bir uçurum açılacak. Sen eğer o yardan aşağı atlamazsan en derin karanlıklardan daha karasına gömülecek gibi hissedeceksin kendini.
Artık bu hayat, bu başkasının olan, yakanı paçanı bıraksın, o uçurumun dibinde en beter cehennem olsa da atlayayım isteyeceksin. işte böylece, tuhaf bir yanılsamayla, kendinden binlerce hayat mili uzaklaşmış olsan da, tuhaftır hakikaten bu yanılsama, bir anda kendine geri döneceksin. Kalbin yeniden sana ait olacak o zaman, ellerin sana geri gelecek ve bu çanta, bu palto senin üzerindeki bir şaka gibi duracak.
Hiç korkma, oldu mu? Çünkü hayat, kendini hayattan geri alanın önünde eğilir sadece. Gerisi sadece ödüldür. Ancak kendi kendine kavuşan insan geceleri köpeklerin saldırısına uğramadan uyur.
Yatakların altından canavarlar gider bir anda, evler ferahlar, sokaklar kıvrıla kıvrıla gıdıklar yeryüzünü. Yatakların altından canavarlar temizlenir, bir kere daha söyleyeyim.
Korkuları yenebilmek
Sana ne diyeceğim biliyor musun? Anladım ben bütün o masallarda neden canavarları öldüren bir garibana verdiklerini prensesleri. Çünkü ancak korkuları öldürenler hak ediyor o güzel kızları, kraliyet sofralarını, o sonsuz şölenleri. Ancak canavarları öldürenler ispatlıyor insanlara yeniden, korkuların yenilebileceğini.
Onlar işte, insanlığın aradığında bulacağı geri dönüş yollarındaki, beyaz, parlak, küçük çakıl taşları gibi duruyorlar. Her gün aslında onlar ve her gece, sana, bana, diğerlerine herkesin kendine ait olabileceğini, herkesin sadece kendine ait olduğunu söylüyorlar. Ah! Ne güzel oluyor o zaman. Ne güzel oluyor uyandığın ilk sabah...
Kimin hayatını yaşıyorsun sen? Kendininkini mi? Öyle mi? Hep mi? Dursan baksan şimdi ne kadar kendin kaldın bu hayatta? Kendinde ne kadar sen varsın? Dursan baksan şimdi, kendini ikna ede ede ne kadar yol gittin kendinden? "Olması gereken bu" diye, "Hayatın zaten pek fazla numarası yok" diye? "Zaten daha ne olacaktı?" diye... "Burası iyi, güvenli" diye diye diye diye...
Ne kadar yol gittin kendinden kendine hikayeler anlata anlata? Düşünsene, o hikâyelerle ne kadar çok zaman oyalandın aslında başkasının olan hayatlarda?
Oysa bir gün...
Kendine geri yürüyeceksin. Bu yüzden dikkat et de fazla uzaklara gidip geri dönüş yolunu kaybetmeyesin.
Beyaz çakıllar bırak...
Dikkat et. Bir gün geri dönüş yolu için kendine küçük, beyaz çakıl taşları bırak mümkünse. Çünkü sonra dönüp geriye baktığında kendine geri giden yolu hiç bulamayabilirsin. Yerini yönünü şaşırıp, ormanda çöküp kalmış bir çocuk gibi etrafında çoğalan seslerden korkabilirsin.
Bir gün, söylüyorum sana, büyük bir sarsıntıyla kendini bir vitrin camında göreceksin. insanlar gelip geçecek arkandan, hayat arkada akmaya devam edecek. Sen donakalacaksın.
Elinde çantan olacak belki, çantana şaşıracaksın. Üzerindeki paltoyu kim yapıştırdı sana, bu atkıyı kim sardı boynuna? Bu yüze bu çizgileri hangi kayıp zamanlar çizdi? Sen orada mıydın o zaman?
"Bütün onlar oldu mu?" diye şaşıp öylece vitrin camında eskidenki bir halini göreceksin. Kendini ne kadar özlemiş olduğunu düşünüp öylece, arkadan insanlar akarken, yollar geçerken arkandan, içinde çekirdeğin burularak, bir gün, söylüyorum sana, kendine geri dönmekten başka bir çaren kalmadığını göreceksin.
"Bedeli neyse ne!" diyeceksin, "Kim üzülürse üzülsün!" diyeceksin "Olacaksa olsun bütün ayıplar". insan ancak yeniden canlanınca anlar ne kadar cansızlaştığını. Yeniden kıpırdamaya başlayınca damarın anlarsın o ana kadar kendini uyuttuğunu. Yaşamaktan başka ne varsa onları yapıyor olduğunu.
işte tam o zaman önünde derin, dibi görünmeyen bir uçurum açılacak. Sen eğer o yardan aşağı atlamazsan en derin karanlıklardan daha karasına gömülecek gibi hissedeceksin kendini.
Artık bu hayat, bu başkasının olan, yakanı paçanı bıraksın, o uçurumun dibinde en beter cehennem olsa da atlayayım isteyeceksin. işte böylece, tuhaf bir yanılsamayla, kendinden binlerce hayat mili uzaklaşmış olsan da, tuhaftır hakikaten bu yanılsama, bir anda kendine geri döneceksin. Kalbin yeniden sana ait olacak o zaman, ellerin sana geri gelecek ve bu çanta, bu palto senin üzerindeki bir şaka gibi duracak.
Hiç korkma, oldu mu? Çünkü hayat, kendini hayattan geri alanın önünde eğilir sadece. Gerisi sadece ödüldür. Ancak kendi kendine kavuşan insan geceleri köpeklerin saldırısına uğramadan uyur.
Yatakların altından canavarlar gider bir anda, evler ferahlar, sokaklar kıvrıla kıvrıla gıdıklar yeryüzünü. Yatakların altından canavarlar temizlenir, bir kere daha söyleyeyim.
Korkuları yenebilmek
Sana ne diyeceğim biliyor musun? Anladım ben bütün o masallarda neden canavarları öldüren bir garibana verdiklerini prensesleri. Çünkü ancak korkuları öldürenler hak ediyor o güzel kızları, kraliyet sofralarını, o sonsuz şölenleri. Ancak canavarları öldürenler ispatlıyor insanlara yeniden, korkuların yenilebileceğini.
Onlar işte, insanlığın aradığında bulacağı geri dönüş yollarındaki, beyaz, parlak, küçük çakıl taşları gibi duruyorlar. Her gün aslında onlar ve her gece, sana, bana, diğerlerine herkesin kendine ait olabileceğini, herkesin sadece kendine ait olduğunu söylüyorlar. Ah! Ne güzel oluyor o zaman. Ne güzel oluyor uyandığın ilk sabah...
aşık olunca kendini bırakmak gerektiğini ve dahi ifade edilemeyen neleri neleri barındıran aşık olma hali üzerine söylenilebilecek en derin cümlelerden biri.
(bkz: gazali)
(bkz: gazali)
rahmetliyi nasıl bilirdiniz...
salak.
salak.
1981 üsküp doğumlu,üsküp güzel sanatlar akademisi tiyatro bölümü mezunu yenekeli hatun kişi.severek takip ediyoruz.
oyuncularının hepsi ankara üniversitesi dil tarih coğrafya fakültesi oyunculuk bölümü mezunu olan eğlenceli program.
sığ görüşlü insandır,yazıktır,uzaklaşılasıdır,zararlıdır.
genelde tiyatrocu,operacı abilerimizde görürüz.bir konuşma tekniğidir.fakat hiç gerekli değildir.bokunu çıkarmış insan modelidir.telefonda daha da anlaşılmaz olup birde benim türkçem anlaşılmıyor mu diye alınırlar.hayrettir.
bas nerde,bas bas yı çağırın.fransa halkına söylevim...bas...
(bkz: marat/sade)
(bkz: marat/sade)
oyunculuğu dışında müzisyen kimliği de son derece başarılı kişi.iki adet çok başarılı demosunu dinlemek isteyenler için...
aslen doktor olmasına rağmen ihtilal başlamadan önce yazmaya başlamıştır.gazetelerde çıkan yazıları ise ihtilalden sonra ilgi görmeye başlamıştır.jacoben grubunun lideri olduktan kısa bir süre sonra bir cilt hastalığına yakalanmış ve küvetinde yatarken jironden grubundan charlotte corday tarafından daha fazla insanın öldürülmesini engellemek amacıyla hançerlenerek öldürülmüştür.
charenton akıl hastahanesinde 74 yaşında uykusunda ölmüştür.mezarının bilinmeyen bir yerde olmasını vasiyet etmiş ve bunu şu sözlerde ifade etmiştir.
"mezarımın tüm izleri dünya yüzeyinden silinmeli benim hatıramın da insanların zihinlerinden aynı bu şekilde yok olacağını bilmenin bana gurur vereceği gibi..."
"mezarımın tüm izleri dünya yüzeyinden silinmeli benim hatıramın da insanların zihinlerinden aynı bu şekilde yok olacağını bilmenin bana gurur vereceği gibi..."
doktor guillotine tarafından bulunmuştur ve mucidi de daha sonra giyotinle öldürülmüştür.o dönemde giyotinle 1.500.000 insanın yaşamına son verilmiştir.
bir devrim şarkısıdır.
hiç üşenmeden bugüne kadar onlarca fotoğrafımı çeken yazar arkadaşımdır.pek sevimli,pek espirili,ama bu aralar biraz asabi ve en nihayetinde mezun kişidir.aramıza hoşgelmiştir.*
çok okuyan,çok araştıran,çok bilen 4.nesil yazar teatral arkaşım.oyun yönetiyor şu sıralarda kendisi.ilerde de tescilli bir yazar olacağı şüphesiz.bizzat haftanın 4 günü birlikte çalışıyoruz ordan biliyorum.*
karizma nedir sorusunun cevabı kişi.