bugün

kendi doğrusu haricinde doğrunun olmadığına,kendi bakış açısından başka bakış açısı olmadığına inanması ve sürekli konuyu çarpıtıp üste çıkma çabasıdır.
sonuçlar:
-herkes haklıdır ama aynı zamanda haksızdır.
-ben her zaman doğruyu bilirim diğerleri yanlıştır.
-ha geçen şöyle bi olay oldu ona ne dicen peki?

istek:
"çıkarın artık şu at gözlüklerini de biraz objektif bakın"
farkındalık problemi.
çoğunluğunun bir gün zengin olacağına inanması ve bunun için göt kaşımaktan başka bir halt yapmaması.
arka bahçenin genişlemesi.
(bkz: özenmek)
(bkz: yanlış örnek almak)
(bkz: medeniyet kavramını yanlış yorumlamak)
(bkz: kendini tanımamak)
(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
(bkz: başkasına yakışanı kendine yapıştırmak)
herşey hakkında yorum yapmak
geri kalanlar bu psikolojinin yol açtığı diğer davranış bozuklukları.
halkı aşağılamak ve kendini halk üstü görmek.
dünyadaki ülkelerin, işini gücünü bi yana koyup. herkes bizimle uğraşıyor gerçeğine sabitlenmiş olmaları.
herşeyin içine siyaset katmaktır.
her tuzluğum var diyene elinde hıyarla koşması.
çoğu zaman düşünmeme veya gerçeği bükme eğilimi.
(bkz: duyarsızlık)
Hiçbir şey bilmeden bile her şeyi bildiğini sanmak .... Gerçekten bileni ise yok saymak!
balık hafızaya sahip olmak.
yüzyıllar boyunca monarşik düzenle yönetilmiş olmaktan dolayı, demokrasiyi özümsemekte zorlanmak ve buna bilinç dışı bir direnç göstermek.
unutkanlık.
sorgulamamaktır. söylenene, söyleyene inandığı için inanılmakta malesef.
Kraldan çok kralcı olmak en büyük örneklerdendir.
çevre baskısından etkilenmektir. (bkz: elalem ne der)
suçu başkalarında bularak kendine toz kondurmamak.
hatayı düzeltmek yerine, ders almak yerine hatayı yapanı eleştirmek.
hemen karşı görüşlü insana yermeye çalışması.

bir ikincisi ise müslümanlığın bilme karşı oldugunun sanılması.
türk insanı vatan toprakları üzerinde fiziksel özellikler ve dini görüşleri açısından 2 şekilde yaşar açık müslümanlar ve kapalı müslümanlar olarak. buraya kadar herşey normal. bir de 3. bir tür var türbanlı estetikli beyaz pantolonlu dekolteli gurup. türkiye sınırları içinde kapalı olan müslüman kesim açık olan müslümanlara göre daha azınlıkta kalmaktadır. bu yönüyle biri kalkıp şeriatı desteklerse açık olan müslümanlar senin kafanı koparır. bunu bu ülke insanına asla kabul ettiremezsin. anlamakta zorlananlar var. ülke insanlarının en derin sorunu budur. sana kimse başörtü takma demiyor. sokakta başörtü takınca da dövmüyorlar mini etek giyincede. herkes dinini istediği gibi zaten yaşıyor. ama belli başlı sosyal kurallar var düğüne gelinlik yerine kot pantolon giyip gidersen tabi ki buna tepki gösteren binlerce insan çıkar. ya da okula mayo ile/kar maskesi ile gitmek istersen tabi ki bunada tepki alırsın. insanların anlamakta zorlandığı nokta budur.

herkesin anlayabileceği şekilde basite indirgeyerek anlatıyorum;

''ben özgürüm istediğimi yaparım'' diye birşey yoktur mesela. sosyal yaşam kuralları diye birşey vardır. 75 milyon insanın bir arada yaşamasını sağlayan toplumsal kurallara uyulması zorunluluğu vardır. ''ben özgürüm istediğim yerde durur istediğim yerde yürürüm'' deyip yürüyen merdivenin sol tarafında bekleme yaparsan anneni öperler. sonra ağlayamazsın ''burası ne biçim ülke istediğimi yapamıyorum'' diye. bunun gibi 88 yıl önce ''bunlar ne biçim kadın lan birşeye benzemiyorlar kadınlar şapka taksın etek giysinde kimlikleri belli olsun. modern yaşamak güzel kıyafetler giymek her kadının hakkı olsun'' demiş. çarşafı/başörtüyü/türbanı(ki türban son 10-15 yıldır hayatımızda olan bir olgu) resmi kurumlarda uygun görmeyen bir insanın fikirlerini bugün algılamakta zorlanır, ''yok illa ki şeriat dönemi kıyafetlerini giyeceğim'' der inat eder, direnir 1925 yılında kanunlarla yürürlüğe giren şapka ve kıyafet inkılabını çiğnemeye çalışır yoksayarsan kanuna aykırı davranmış olursun ve kanuna aykırı davranmak en özgür ülkelerde bile suçtur.(ki bu senin 88 senedir bir adım bile ileriye gidemediğini gösterir) ''özgür değilim dinimi yaşayamıyorum vıdı vıdı'' diye ağlayamazsın. çünkü herşeyin bir kuralı var ve kendi egoların için bu kuralları çiğneyemezsin.

çok kapanmak istiyorsan irana filan gidersin. orda kılık kıyafet devrimi henüz yapılamamış işte. ben şimdi budizmi benimsesem ve tibetliler gibi turuncu çarşaf dolayıp istediğim gibi gezerim türkiyede buraya kadar sorun yok ,ama böyle ayaklarım çıplak turuncu nevresimle devlet dairelerine gireceğim benim inancım bu dersem dayak yerim. ya da ''amaaan ademle havva asma yaprağı ile dolanıyormuş insanlar geçmişte atalarından ne gördülerse onu devam ettirerek yaşarlar bende asma yaprağı ile gezeceğim'' dersem ağzıma sıçarlar. çünkü her özgür ülkede bireysel özgürlüklerden önce toplumsal özgürlük kavramı önceliklidir.

şimdi dini vecibelerin ardına sığınıp allahın emri budur müslüman ülke herkes kapansın türkiyede dersen ben şortla gezemem, gezersem de muhtemelen erkekler azgınlıktan üstüme saldırır tecavüz eder. e sen özgür olacaksın diye benim özgürlüğümü kısıtlamış olacaksın. ya da sen kapalı olduğun için kocan nefsine yenik düşüp seni açıkla aldatabilir (ki biz buna haksız rekabet unsuru diyoruz)

bu duruma mahal vermemek için sen çoğunluğa uyacaksın 1925 yılında fiziksel görünüm açısından 2 tip insan olmayacağı anlaşılmış bu konuya bir düzenleme getirilmiş, insan evladı için en iyi olan, modern çağa uyarlanmış tek tip bir görüntü düşünülmüş dedelerinin bile kabul ettiği bir kanuna 2013 yılında baş kaldıran torun olarak çırpınışın inatlaşman kendini kanıtlama, devrim yapmaya çalışma, islam kahramanı olma çaban oldukça gereksiz.

1925 yılından beri çoğunluk tarafından kabul görmüş bir kuralı 2013 yılında kahramanlık sevdası ile yıkmaya çalışırsan tokadı yersin. aklını alırlar. sonra ağlama. öptüm. tenks.
GENCLIGINI YASAYAMAMAK.
herkesin bir bildiği bir doğrusu vardır fakat ülkemizde değerlerinden vazgeçmek, vazgeçtirilmek yada satmak gibi olgular oluşmuştur. böyle kurulu bir düzeni göremeyenler de vardır. bu düzeni görmüş fakat umursamamışlar da vardır. bana dokunmayan yılan bin yaşasın. nerden nasıl ona dokunduğunu hala görememişlerdir. yanlışlık burdadır. bu hükümeti savunan kesimin de daha çok iş bulabilmesi, daha lüks yaşatılması ve korunması gibi durumlar vardır. bunları gören cahil kesim de onlar gibi olmak istemekte ve değerlerini değiştirmektedir. aslında bilmedikleri bu lüks içinde yaşayan yada işi gücü olan topluluk da kendi hükümetine arkasından küfür edip ben parama bakarım diyen kesimdir. yani böyle bir insanın karakterini siz düşünün. ben dini bütün müslümanım hükümetin yanındayım diyenin işlediği günahları saymakla buralara sığdıramayız. yanlışlık değil belkide kayıp, insanlığımızı kaybediyoruz. Vizdanımızı susturuyoruz.
En büyük yanlışı sürü psikolojisini cok iyi uygulamasıdır.
Araştırıp öğrenmek varken kolay ve yanlış olanı (bkz: kulaktan duyma) haberleri kendine mal edip onu savunmaktır.