bugün
- suriyeliler kardeşimizdir16
- gecenin şarkısı9
- kayseri de 6 yaşındaki çocuğu taciz eden suriyeli11
- inci sözlük13
- atatürkle birlikte 100 yıl gerilememiz20
- cokamelo21
- size göre yapılmış en büyük icat nedir23
- atatürk zamanında açlıktan ölen 3359 türk çocuk9
- batılı değerler ayaklarımızın altındadır18
- ellerim bos gonlum hos16
- uludağ sözlükte illere göre entry sayısı10
- kilis'in yüzde 81'i suriyeli olması9
- gavs hazretleri güneşin batışını geciktirdi9
- gavur dedikleri ülkelerin teknolojisini kullanmak14
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası10
- patlak hatunla evlenmek25
- sözlük kızlarının saraca'ya olan anlamsız kini25
- gideon reid morgan jj18
- gurbetçilere olan nefretin sebebi20
- 29 haziran 2024 almanya danimarka maçı12
- bir kadında aradığınız kriterler18
- şeytana ne sormak isterdin20
- anın görüntüsü12
- online 39 yazar ne yapıyor acaba8
- camide kedinin kafasını kopartan cani14
- ups boobs tarafından açık oylanmak8
- yazaların dede mesleği22
- 9 yıllık eşinden kürt kokusu almaya başlamak19
- ulucular adası8
- saraca'yı erkek sanmak12
- 29 haziran 2024 isviçre italya maçı10
- türkiyenin en yavaş internet sıralamasında olması13
- 0 0 710
- emilmeyi bekleyen pembe meme uçları10
- türk ve belarus kızlarının yer değiştirmesi8
- türkiye de kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık12
- ölümden korkanlara bir söz bırak16
- nervio'ya misafir olmak14
- 28 haziran 2024 türkiye'nin gri listeden çıkması12
- uludağ sözlükteki en uslu hanım yazar13
- şeriat isteyenler yallah arabistana8
- 28 haziran 2024 elektrik zammı12
- mavi gözlü babanın kahverengi gözlü oğlu14
- sözlükte benden başka yakışıklı erkek olmaması18
- gece gelen makarna yeme isteği11
- sigara içen kadın neden antipatiktir11
- türk islam sentezi13
- abırın sabah sabah sözlükte şov yapması11
Yaklaşık 3 gün önce Hürriyet gazetesi ndeki tenkisat dalgasından, 3 ünlü köşe yazarının da etkileneceği iddia edilmiş ve bu yazarların arasında Özdemir ince'nin de bulunduğu belirtilmişti..
iddialar doğru çıktı ve 2000 yılından beri Hürriyet'te köşe yazarlığı yapan Özdemir ince, bugün Hürriyet'teki son yazısını kaleme aldı. ince yazısının sonunda, "Değerli okurlar, son yazımı okudunuz! Teşekkür ederim! Sağlıcakla kalın!" diyerek okurlarına veda etti..
(bkz: Hürriyet Gazetesi nde tenkisat dalgası)
işte ince'nin 'SON YAZIM' başlıklı o veda yazısı..
--spoiler--
1960'ların sonunda TRT televizyonunu kurarken, belgesel, kültür, eğitim-öğretim programlarımızla bir rönesans yaratabileceğimizi sanıyorduk, dahası buna inanıyorduk. Aradan geçen 50 yıl içinde, TRT'nin televizyonları ve bütün özel televizyonlar, elbette bir rönesans yarattılar, ama saldırgan bir cehaletin rönesansı oldu bu.
AKP'nin eğitim reformunu tartışacaklarmış televizyonlarda, imam hatip okullarından, liselerinden (iHO'lar) söz ediliyor ama hiçbir tartışma yöneticisi, bu okulların hayat sebebi olan Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan (TTK) söz etmiyor. CHP başta olmak üzere hiçbir parti TTK'dan söz etmiyor. Tanınmış bir profesörcü çıkıp, "isterseniz TTK'yı tartışalım!" diye meydan okuyor. Gazetelerin yazarlarının, yazıcılarının, muhabirlerinin de TTK'dan haberleri yok. Kimileri "iHO'ların genel liselerden farkı yok, üstelik din dersi de okuyorlar!" diye iyimser masallar anlatıyorlar.
ADAMLARIN HAYRAN OLDUĞU ADAM
Türkiye öyle bir hale geldi ki Cumhuriyet'e, onun devrim yasalarına, kazanımlarına karşı olmak, aydın, demokrat, özgürlükçü ve daha liberal olmanın nişanesi oldu. 16 Mart 2012 tarihli gazeteler yazıyordu: Ekvator Cumhurbaşkanı, Arapların sözde baharlarından söz ederken, "Arap baharı sürecinde Türkiye bir model rolü oynayabilir. Buralarda işbirliği yapabiliriz. Ben eminim ki Arapların Atatürk gibi bir liderleri olsaydı bugün yaşadıkları sorunları yaşıyor olmayacaklardı" demiş. Bütün gazeteler, bütün televizyonlar Rafael Correa Delgado'nun bu cümlesini böbürlenerek anıyorlar. Vay be!!!!!!!!!!
Sadece Rafael Correa Delgado'nun değil, 1920'lerden itibaren bütün çağdaş, çağcıl ve adam gibi adam devlet adamlarının hayranlıkla sözünü ettiği Mustafa Kemal Atatürk ile sizlerin (onların) sadik bir hazla yerden yere vurduğu Devrim Yasaları ayrılmaz bir bütündür, aynı ve tek şeydir. "Atatürk" demek Tevhid-i
Tedrisat Kanunu'dur. Devrim Yasaları'nın tamamıdır. Ama bizim cehalet rönesansının yoz ürünleri Anayasa'nın 174. maddesini açıp bu maddede yer alan Devrim Yasaları'nın neler olduğunu bir kez okumamışlardır. Anayasa'nın ilk dört maddesinin yanı sıra 174. maddesi de değiştirilemez, bu maddeye aykırı yasa çıkarılamaz! iktidarın 4+4+4 yasası Anayasa'nın 174. maddesine aykırıdır!
AĞIZLARININ PAYINI VEREMiYORLAR
islamcı, karşı devrimci gazete ve televizyonların çalışanları kendiliklerinden Said-i Nursî ve Kürdî'nin, Fethullah hocalarının külliyatlarını okuyup hatmediyorlar ama (gerçekte ve sözde) cumhuriyetçi kesimin cumhuriyet tarihinden, devrimlerin tarihinden, devrim yasalarının gerekçelerinden haberleri bile yok. 2012'nin ölçüleriyle Devrimci Cumhuriyet'i hallaç pamuğu gibi atanlar karşısında bunlar apışıp kalıyorlar, gıkları çıkmıyor. "Kardeş beri bak hele, sen Atatürk cumhuriyetinin 1921 Anayasası'nın kuvvetler birliği rejimini eleştiriyorsun, ama AKP hükümetinin anayasa dışı kuvvetler birliği rejiminin uygulamalarını savunuyorsun!" diye çıkışıp ağızlarının payını veremiyorlar.
ASKER KIŞLAYA iMAM CAMiYE
Cumhuriyetçi olduğunu iddia ve kabul eden bir gazeteyi ya da televizyonu yönetsem, geçmişte yaptığım gibi, Atatürk Araştırma Merkezi'nin 2005 yılında yayınladığı "Türkiye'yi Lâikleştiren Yasalar" (Hazırlayan ve Sadeleştiren: Prof. Dr. Reşat Genç; Giriş: Ord. Prof. Reşat Kaynar) adlı belgesel kitabı satın alır bütün personele dağıtırdım. 3 Mart 1924 tarihli TBMM görüşmelerini ve o gün çıkarılan üç devrim yasasının gerekçelerini içeren kitaptan sınava sokardım tamamını. Ama Devrim Yasaları bu kadar değil ki, tamamı Anayasa'nın 174. maddesinde yazıyor. Bir adım daha atıp, Devrim Yasaları'nın gerekçelerinin TBMM tutanaklarından okunmasını sağlardım. Belki o zaman, TTK'nın, "Bir devletin genel eğitim ve kültür politikasında, milletin duygu ve düşünce bakımından birliğini sağlamak için öğretim birliği en doğru, en bilimsel, en çağdaş ve her yerde yararlı ve güzellikleri görülmüş bir ilkedir. Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. iki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder" gerekçesinin ne anlama geldiğini anlarlar ve anlatabilirlerdi. Eğitim ve öğretim birliğinden yoksun ülkeler sonunda parçalanır. imam hatip ve ilahiyat Fakültesi mezunlarının yeri Diyanet işleri ve camilerdir. Tıpkı askerin yerinin kışla olduğu gibi. Askerin kışlasına çekilmesini isteyenler, din adamlarının neden camilere çekilmesini istemiyorlar?
(Değerli okurlar, son yazımı okudunuz! Teşekkür ederim! Sağlıcakla kalın!)
--spoiler--
iddialar doğru çıktı ve 2000 yılından beri Hürriyet'te köşe yazarlığı yapan Özdemir ince, bugün Hürriyet'teki son yazısını kaleme aldı. ince yazısının sonunda, "Değerli okurlar, son yazımı okudunuz! Teşekkür ederim! Sağlıcakla kalın!" diyerek okurlarına veda etti..
(bkz: Hürriyet Gazetesi nde tenkisat dalgası)
işte ince'nin 'SON YAZIM' başlıklı o veda yazısı..
--spoiler--
1960'ların sonunda TRT televizyonunu kurarken, belgesel, kültür, eğitim-öğretim programlarımızla bir rönesans yaratabileceğimizi sanıyorduk, dahası buna inanıyorduk. Aradan geçen 50 yıl içinde, TRT'nin televizyonları ve bütün özel televizyonlar, elbette bir rönesans yarattılar, ama saldırgan bir cehaletin rönesansı oldu bu.
AKP'nin eğitim reformunu tartışacaklarmış televizyonlarda, imam hatip okullarından, liselerinden (iHO'lar) söz ediliyor ama hiçbir tartışma yöneticisi, bu okulların hayat sebebi olan Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan (TTK) söz etmiyor. CHP başta olmak üzere hiçbir parti TTK'dan söz etmiyor. Tanınmış bir profesörcü çıkıp, "isterseniz TTK'yı tartışalım!" diye meydan okuyor. Gazetelerin yazarlarının, yazıcılarının, muhabirlerinin de TTK'dan haberleri yok. Kimileri "iHO'ların genel liselerden farkı yok, üstelik din dersi de okuyorlar!" diye iyimser masallar anlatıyorlar.
ADAMLARIN HAYRAN OLDUĞU ADAM
Türkiye öyle bir hale geldi ki Cumhuriyet'e, onun devrim yasalarına, kazanımlarına karşı olmak, aydın, demokrat, özgürlükçü ve daha liberal olmanın nişanesi oldu. 16 Mart 2012 tarihli gazeteler yazıyordu: Ekvator Cumhurbaşkanı, Arapların sözde baharlarından söz ederken, "Arap baharı sürecinde Türkiye bir model rolü oynayabilir. Buralarda işbirliği yapabiliriz. Ben eminim ki Arapların Atatürk gibi bir liderleri olsaydı bugün yaşadıkları sorunları yaşıyor olmayacaklardı" demiş. Bütün gazeteler, bütün televizyonlar Rafael Correa Delgado'nun bu cümlesini böbürlenerek anıyorlar. Vay be!!!!!!!!!!
Sadece Rafael Correa Delgado'nun değil, 1920'lerden itibaren bütün çağdaş, çağcıl ve adam gibi adam devlet adamlarının hayranlıkla sözünü ettiği Mustafa Kemal Atatürk ile sizlerin (onların) sadik bir hazla yerden yere vurduğu Devrim Yasaları ayrılmaz bir bütündür, aynı ve tek şeydir. "Atatürk" demek Tevhid-i
Tedrisat Kanunu'dur. Devrim Yasaları'nın tamamıdır. Ama bizim cehalet rönesansının yoz ürünleri Anayasa'nın 174. maddesini açıp bu maddede yer alan Devrim Yasaları'nın neler olduğunu bir kez okumamışlardır. Anayasa'nın ilk dört maddesinin yanı sıra 174. maddesi de değiştirilemez, bu maddeye aykırı yasa çıkarılamaz! iktidarın 4+4+4 yasası Anayasa'nın 174. maddesine aykırıdır!
AĞIZLARININ PAYINI VEREMiYORLAR
islamcı, karşı devrimci gazete ve televizyonların çalışanları kendiliklerinden Said-i Nursî ve Kürdî'nin, Fethullah hocalarının külliyatlarını okuyup hatmediyorlar ama (gerçekte ve sözde) cumhuriyetçi kesimin cumhuriyet tarihinden, devrimlerin tarihinden, devrim yasalarının gerekçelerinden haberleri bile yok. 2012'nin ölçüleriyle Devrimci Cumhuriyet'i hallaç pamuğu gibi atanlar karşısında bunlar apışıp kalıyorlar, gıkları çıkmıyor. "Kardeş beri bak hele, sen Atatürk cumhuriyetinin 1921 Anayasası'nın kuvvetler birliği rejimini eleştiriyorsun, ama AKP hükümetinin anayasa dışı kuvvetler birliği rejiminin uygulamalarını savunuyorsun!" diye çıkışıp ağızlarının payını veremiyorlar.
ASKER KIŞLAYA iMAM CAMiYE
Cumhuriyetçi olduğunu iddia ve kabul eden bir gazeteyi ya da televizyonu yönetsem, geçmişte yaptığım gibi, Atatürk Araştırma Merkezi'nin 2005 yılında yayınladığı "Türkiye'yi Lâikleştiren Yasalar" (Hazırlayan ve Sadeleştiren: Prof. Dr. Reşat Genç; Giriş: Ord. Prof. Reşat Kaynar) adlı belgesel kitabı satın alır bütün personele dağıtırdım. 3 Mart 1924 tarihli TBMM görüşmelerini ve o gün çıkarılan üç devrim yasasının gerekçelerini içeren kitaptan sınava sokardım tamamını. Ama Devrim Yasaları bu kadar değil ki, tamamı Anayasa'nın 174. maddesinde yazıyor. Bir adım daha atıp, Devrim Yasaları'nın gerekçelerinin TBMM tutanaklarından okunmasını sağlardım. Belki o zaman, TTK'nın, "Bir devletin genel eğitim ve kültür politikasında, milletin duygu ve düşünce bakımından birliğini sağlamak için öğretim birliği en doğru, en bilimsel, en çağdaş ve her yerde yararlı ve güzellikleri görülmüş bir ilkedir. Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. iki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder" gerekçesinin ne anlama geldiğini anlarlar ve anlatabilirlerdi. Eğitim ve öğretim birliğinden yoksun ülkeler sonunda parçalanır. imam hatip ve ilahiyat Fakültesi mezunlarının yeri Diyanet işleri ve camilerdir. Tıpkı askerin yerinin kışla olduğu gibi. Askerin kışlasına çekilmesini isteyenler, din adamlarının neden camilere çekilmesini istemiyorlar?
(Değerli okurlar, son yazımı okudunuz! Teşekkür ederim! Sağlıcakla kalın!)
--spoiler--
(bkz: özdemir ince nin hürriyet ten ayrılması)
not: (bkz: özdemir ince nin son yazısı)
kolay gelsin.
not: (bkz: özdemir ince nin son yazısı)
kolay gelsin.
güncel Önemli Başlıklar