bugün

Sıkılıyorum. Çok şeyden sıkıldım ama atarlanmaya mecalim de yok.
insan istese engel olur.
virajların ustasıyım doğumgünü pastasıyım.
Ona aşıkmış. :D.
Allah uçak kazası vermesin.
kız kıza gezelim bu gece çıtırlara bakalım laf atalım.
dönmem artık ne sana ne de yalnızlığıma.
Yeni bir gün yeni bir cephe, hazırım.
Bilmemek mutluluktur.
tam ağzımı açacakken , dört bir yana kaçışıyor kelimeler sanki benimle saklambaç oynamak istiyolar. yakalayamıyorumda hiç birini, yoruyor beni bu koşturmaca.
ah! birini yakalayabilsem hepsini çağıracağım, ama...
ne bileyim nefesim kesildi işte.
ben şiire tövbe ettim de anlaşılan şiir bana tövbe etmemiş.
Günaydın Ulusözlük.
Aslında öylesine değil. Sadece bu duyguların ve düşüncelerin hangi başlığa ait olduğunu kestiremedim.
Ben hep kendine güvenen biriydim. Ne istediğini bilen ve genelde kazanan. Böyle nasıl anlatılır bilemedim su an ama sanki bi filmin içindesindir ve o filmde hep başrol kazanır ya. Ben de küçüklükten beri, özellikle ilkokulda kendimi öyle görürdüm. Girdiğimiz yarışlarda galip gelen hep bendim. Fakat büyüdükçe bir sure sonra islerin değişmeye başladığını farkettim. Yavas yavas kaybetmeye başladım. Keşke bu kaybettiklerim ilkokuldaki koşu yarışları ve sinif başkanlıği seçimleri olsaydi ama ben insan kaybetmeye başladım sozluk. Herkes birer birer hayatimdan cikmaya basladi. Kime guvenip sirtimi yasladiysam, kimi sevdiysem... bi ara tamam dedim. Çünkü o sıralar hayatımdan çıkan ınsanların aslında benden bir sey kaybettirdiğini degil, aksine cok sey kazandirdigini farkettim ve "tamam boşver" dedim. Kalanlarla yola devam ediyordum. Yolum güzel, sonu aydınlıktı. Uzun bir yolculuktan sonra denizi görmek gibiydi. Ve sözlük... ben yine yolumu kaybettim. Hayatim boyunca herkese iyi olmaya calistim. Cunku dünyayı iyiligin kurtaracağına inanan biriydim. Fakat ben kime iyi olduysam en yakin arkadaslarim, hayatimi adadığım adam dahil hep bana tam tersi oldular. Insanim sonucta, ben de bir sure sonra "herkes böyle yapıyorsa demek ki sorun bendedir" demeye basladim. "Beni terkettiyse demek ki ben sevilecek biri degildim" demeye. Kisacasi bok gibi hissettim sozluk. Ozguvenimi kaybettim. Ben ki bakımına ozen gosteren biriyken, aynalara bakamaz oldum. O kadar cirkin hissettim ki. Pes etmek istedim sözlük. Hissizlesmek ve bir daha kimseyi sevmemek istedim. O kadar canim yandi ki.
Ocak ayında kolumdan ameliyat oldum. Ameliyat sonrası işte hesap edin 9 ay olmuş hala kolumu randımanlı kullanamıyorum. Daha demin koluma dayanıp yatakta öteki tarafa dönmeye çalıştım bastırdığım yer de yatak yani çığlık atacaktım amk! Senin gibi doktorun ben!?! Olmamış bu kol!
Kafam karışık çok karışık bunu bile zar zor yazabilecek kadar.
Elmadan tek bir ısırık ve dünya sürgünü.
Sıkıldım. içinde yaşadığım bedenin ben olmadığını bilmek işkence.

Ne diyordu v :"bu maskenin altında bir yüz var. Onun altında da et ve kemik. Ama bu maskenin ardındaki ben değilim"
Çok kızgınız.
Çok...
Tarih sayfaları boyu savaştık ihtirası bitmeyen krallar için.
Hep biz öldük; efsanaler o kralları yazdı.
Şatolar inşa ettik, surlar, setler, mabetler.
imparatorların aşkları için kan akıttık, isimsiz mezarlarımız oldu; onlarsa türbelere, kiliselere, anıtlara gömüldü.
Biz unutulduk, katillerimiz efsane kaldı.
şehzade sünnetleri bekledik zindanlardan çıkarılmak için.
Uçağı da biz icat ettik atom bombasını da.
Piramitleri de biz inşa ettik çalışma kamplarını da.
Dünyanın ötesine uzanan roketleri de biz fırlattık, çocukların oynadığı köylere gidecek füzeleri de.

Kızgınız.
Tarih bizi sürükleyip getirdi modern zamanlara.
Nefretimiz baki.
Endüstri 4.0, internet 4g.
Nefretimizi unutturamıyor hala 0 ve 1 lerden ibaret uygulamalar.
Apple'lar, samsunglar ifade ediyor hayatımızı ama sönmüyor nefretimiz.

Hep bizdik ölen.
işçilerdik.
Askerler.
Sanatçılar.
Madenlerden kraliçelere zümrütler çıkardık.
Petroller vakumladık yerin dibinden.
Ocaklarda kömür soluduk bilmediğimiz adamlar Zengin olsun, görmediğimiz kadınlar ısınsın diye.
Tarih boyu hep bizdik çile çeken ama unutulduk.
Öldük ve bizi sömürenler kaldı adını unutturmayan.

iskender unutulmadı.
Askerlerinden kim kaldı adı bilinen.
Ford amca efsane oldu.
Çalışmaktan ölen emekçilerin adı bile yok.
Piramitler o lanet firavunların adıyla anılıyor, temelindeki köle iskeletlerinden bahseden yok.

Öfkeliyiz.
Biz halkız ve sıradan insanlarız.
Kendimizi önemli zannedelim diye birkaç kıçı kırık kanun ve seçimler var.
Bizi de harcayacaklar.
Her zerremiz unutulacak.
Ne sigorta primlerimiz hatırlatmaya yetecek bizi ne followerlarımız ne entry sayılarımız.
Her bir parçamızı ezip geçecek tarih.
Ve yok olacağız.

Ama cellatlarımız bizden uzun yaşayacak.

Ve biz buna öfkeliyiz.
Sadece birçoğumuz bu öfkenin farkında değiliz.
sevme kızım yanarsın diye söylerdi annem
girme aşk kapısından güler sana elalem

dinlemedim aaaah
ah bu kafam ahhhh
o gün bugündür aşk bana günahhhh.
Yazın Antalya’ya Bodrum’a ne bileyim işte kuşadası’na Çeşme’ye çalışmaya giden Kürtler adanalılar falan filan o tip gençler niye Otel’deki yabancı uyruklu hanımefendiler ile fotoğraf çektirip daha sonra memleketlerine döndüklerinde o fotoğrafları arkadaşlara gösterip bak bunlara ben yapıştırmıştım diyorlar. Ayıp.
Sana da aşk olsun sabah sabah başımda durmadan öten muhabbet kuşu, şimdi seni başka bir odaya sürgün edicem kolla kendini.
8-9 senedir kendimi iyi hissetmiyorum.
Sabahlama kararını 6 kişiyle aldık. bilin bakalım ne oldu, bir tek ben uyumadım.
öylesine bir şeyler.
Canım çiğköfte çekti.
Son zmanlar acaip yoruldu içim aklım kalbim ruhum...