bugün

Adana mahsulü budaklı pamuğu mabadımıza sokuyorlar.
hayat devam ediyor. ölenle ölünmüyor.
gömuyorlar. inşallah yani.
hocam tam olarak bu.
görsel
"insan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi? Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve O her yaratmayı bilir." (Yasin Suresi, 77, 78 ve 79. ayetler).
Doğmadan önce ne oluyorsa ne biliyorsan o...
teist ve ateistleri birbirinden ayıran bir entrydir.

(bkz: ayrımcı)
dini inanca sahip değilim ancak bazi zamanlar cok fazla kafami kurcaliyor bu soru.

muhtemelen bi bok olmuyor, yok olup gidiyorsun ama işte o yok olma kısmını çok merak ediyorum. yok olmak nasıl bişey? nedir, ne değildir? algılayamıyorum.

ne ki ölmek?
https://m.youtube.com/watch?v=bEvQ__Myjq8
Amel sona eriyor. Artık hayır ve şer namına hiç bir şey yapamıyorsun. Zira ruhsat bu dünyada. Ölünce amel defteri kapanıyor. Bazı istisnai durumlar harici. Kulluk ve imtihan sona eriyor. iman yaşarken. islam ölüler için değil diriler için lazım. Eğer ölümle yok olmaktan korkuyorsan, iman et islamı yaşa. Allahın kullarına ölüm sadece mekan değiştirmektir. Ehli iman ebedidir. Ölmekle sona ermez.
Yalnız spoiler alert arkadaşlar. Lütfen.
ten fanidir can ölmez, gidenler geri gelmez, 
ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil. 

yunus emre yüzyıllar öncesinden sanki bu suali duymuş gibi cevap vermekte.

cevap müthiştir.

canlar ölesi değil.

benim cevabıma gelirsek;

öldüğünde görürsün acele etmene gerek yok ne de olsa hepimiz öğreneceğiz.
bilemiyoruz ki..

var mıyız yok muyuz o bile muamma..

psykhe gibi şanımız yürüse ne yürümese ne..

kendi bildiğimi söyleyeyim iyisi mi ben..

unutmak insanoğlu için nasıl bir lütuf ise ölüm de ödülümüzdür..

sonsuz bölü sonsuz oluyoruzdur belki de..
Öldügünü bilmiyorsun.

Sonra; ismini bilen son kisi de öldügünde, hic dogmamis oluyorsun.

Bunu anlamak neden bu kadar zor arkadaslar?
Doğmadan önce ne idiysen o olmaya devam ediyorsun.
Berzah .
Gerçek hayata geçiş yapılıyor. Bütün bu insanlar yok olmak için yaratılmış olamaz değil mi?
pamuğu unutmayalım gençler. pamuk önemli.
Uyurken ne hissediyosun, rüya görmediğin sürece hiç bir şey, aynısı işte.
daha önce hiç ölmedim, bilmiyorum.
(bkz: linç is coming)
Umarim baska bi gezegende canlaniyoruzdur. Hatta bizden once olenler de orada olmali. Her oldugumuzde level atlamaliyiz.

Ya da oldugumuzde ruyadan uyanmaliyiz.
orjinal formunuza dönüş yapıyorsunuz. enerji olarak evrende turlamaca!
zaman bagli ancak mekândan bağımsız olarak, kendi sonsuzlugunuzda takılıyorsunuz.
insanoğlu evrimini tamamlanmadığı için, (yaşayanlarla) iletişim kuramıyor fakat, izleyebiliyorsunuz. bu bazen iyi bir sey, çoğu zaman da acı verici olabiliyor.
evrimsel süreç, insanoğlu için malesef tamamlanamayacak. kendi kendini yok etmeye bu kadar hevesli bir yaşam formu daha yok evrende.
ölüm insanın kendi yarattığı bir yanılsamadır. şu kesin; evrende var olmuş hiçbir şey, tamamen yok olamaz. bildiğiniz anlamda ölmüyorsunuz. ama insan adı verdiginiz bu formdan sıyrılmak ve geri dönememek de, geride kalanlarınız için bir nevi ölüm sayılabilir.

tekrar insan formunda varolamayacaksınız. evrimsel süreç biraz vakit alıyor. başlangıcı bilmeniz için, sonu yaşamanız lâzım. zamanda bağımsız varolmak için, çok uzun bir süreç gerekli.
malesef, insan türü bunu basaramayacak.
inananlar için;
beden kıyamet gününe kadar toprakta kalıyor.
ruh ise sadece allah'ın bildiği bir kat'a çıkarılıyor.

kıyametten sonra ruh bedene döndürülüp insan yeniden yaratılıyor.

ondan sonra ise hesap başlıyor.

Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır. (ZÜMER/42)

Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. işte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret alırsınız. (A'RAF/57)

Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır. Derken biz o (bulutu) ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. Böylece yeryüzüne ölümünden sonra onunla hayat veririz. işte o dirilme de böyledir. (FATIR/9)

Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkaran O'dur. işte Allah budur. O halde nasıl yüz çevirirsiniz? (EN'AM/95)

Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. (HADiD/17)

Ey insanlar ! Eğer öldükten sonra dirilmekten şüphede iseniz, (bilin ki) ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız, sonra sizi, olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir şey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanına ulaştırılır. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. (HAC/5)

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde, diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır. (BAKARA/164)

Göğü, kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz bunları yaparız. (ENBiYA/104)

De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür, sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde (diriltip) bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. (CASiYE/26)

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, bir gerçek değil midir?". Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!" der. (EN'AM/30)

Ve o Allah'a ortak koşanlar, ortak koştuklarını (putları) gördükleri zaman: "Rabbimiz! işte bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır" diyecekler. Koştukları ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.

O gün Allah'a teslim bayrağını çekerler, bütün o uydurdukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolup gitmişlerdir. (NAHL/86-87)

Ve o (kıyamet) günü Allah kâfirlere şöyle buyuracak: "Ortaklarım ve şefaatçılarınız diye zannettiğiniz putlarınızı çağırın." Müşrikler onları çağırırlar, fakat kendilerine cevap vermezler. Biz, kâfirlerle ilâhları arasına ateşten bir engel koymuşuzdur. (KEHF/52)

inanmayanlar için, sanırım;

hiçlik, yok oluş, amaçsızlık ve boşluk vardır.
bazı insanlar gerçekten öldükten sonra bir hiç olmayı kabul edemeyecekleri için burada ona buna sallıyor sanırım ama umarım gerçekten farklı bir evren vardır sizin anlatmak istediğiniz gibi.
"öldükten sonra bir hiç olmak" benim işime gelirdi.

düşünsene öleceksin, kimse sana hesap sormayacak, yaptıkların yanına kâr kalacak...
keyfime bakardım.
zeki isem zekamı, güçlü isem gücümü, hızlı isem hızımı kullanırdım...
üstün yönlerimi kullanarak işime engel olanı veya tipini beğenmediğimi yok ederdim mesela...
birçok insan yapmıyor mu? yapıyor.
hiçbir sebep adaleti; diğerlerinin iyiliğini istememi sağlayamazdı.
başkalarını anlamam da gerekmezdi... unuturdum çoğu şeyi...

sırf zevk almak için zarar da verirdim...
keyfimi kaçıran her şeyi yok etmeye çalışırdım...
fazla konuşmazdım, konuştuğumda da yalan söylerdim...
umarım bol bol uyuyoruzdur.