bugün

adana da kendisini fuhuşa zorladığı için kocasını öldüren adanalı kadın. Daha önce benzer bir örneği olduğu için beraat almasını dilediğim kadındır ayrıca.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/29506173.asp

ayrıca
(bkz: dear past thanks for all the lessons)
orospu çocuğunun birine hakkını vermiş kadın.

https://www.facebook.com/...yah/posts/897848433642687
Kadın gibi kadındır. Orospu çocuklarının anne mesleğini yapmak istememiştir. Helal olsundur.
yine de türk adalet sistemine helal olsundur. Beraat alması gereklidir.
(bkz: beni siz delirttiniz)

iki sene boyunca bir yaratık tarafından delirtilen, kaç kere polise gittiği halde bir şey yapılmamasına karşılık cezasını kendi veren kadın. umarım hakettiği kadar az bir ceza alıp kızına geri dönebilir.
Kendisi hakkında müthiş bir yazı bulunan, kadın gibi kadın. Müthiş insan. idol olacak biri.

Sevil ARACI
Adana Kadın Platformu

Tüm kadınlara bir selam getirdik. Kadın katliamlarının arasında, ölmekten son anda kurtulabilen bir kadından. Çilesi belki de yaşadığı bu son trajedi ile dolacak olan bir kadından. Çilem Karabulut’tan.
“Hep kadınlar mı ölecek, biraz da erkekler ölsün” olmuştu bizi ona bağlayan sözleri. Her gün beş kadının ölüm haberini aldığımız bu coğrafyada tüm kadınlar adına bir isyanı haykırmıştı sanki Çilem.
Sonu Nevin gibi olmasın diye, bir an önce destek olalım istemiştik Adana Kadın Platformundan arkadaşlarla. Platformun avukatları olarak Songül Yıldız ve Fatoş Hacıvelioğlu ile birlikte salı günü ziyaretine gittik Çilem’in.

Çilem bizi nasıl karşılayacak acaba diye kaygılanıyorduk. Görüşme odasına ilk girdiğimizde sıcacık gülümsemesi ile karşıladı bizi. Yıllardır görüşmemiş dostlar gibi sarıldık birbirimize. Sonuçta o 2015 yılının 150. kadın cinayeti kurbanı olmaktan son anda kurtulmuştu.

2.5 YILLIK EVLiLiĞiMDE BiR TATLI EKMEK YEMEDiM

ilk söylediği şey, içerdeki diğer kadınlarla birlikte Adana Kadın Platformuna bir mektup yazdıkları oldu. “Hapisteki kadınlar hep erkek kurbanı olmuşlar” diyor.

Sonra nasıl ölmemek için öldürmek zorunda kaldığını anlattı bize. Hikayesi öyle tanıdıktı ki. “2.5 yıllık evliliğimde bir tatlı ekmek yemedim” diye özetledi yaşadıklarını.

TÜM KARAKOLLAR ŞiDDETE TANIK

Daha evliliğinin 28. gününde başlamış şiddet. “Hafif” diye tabir ettiği dayaklarda değilse de, ağır dayakların hepsinde şikayetçi olmuş. Saydığı şiddet vakalarını biz not etmekte zorlandık. Şehrin nerdeyse tüm karakollarında kaydı olduğunu anlatıyor.

Yaşadığı şiddete şahit olarak gebeliğini takip eden doktoru gösteriyor. Hamileyken bile defalarca dayak yedim, nerdeyse her kontrole yaralı gittim diye anlatıyor.

“Şikayet ediyordun, peki sonra ne oluyordu, ceza almıyor muydu?” diye sorduğumuzda, “Ne gezer” diyor. En fazla üç gün yatıp denetimli serbestlik ile çıkıyormuş, bir de e-devlet üzerinden davalarını takip ediyormuş adam, duruşmaya yakın tarihlerde biraz duruluyormuş şiddeti.

Boşanmak istemiş, dava da açmış aslında ama eşi bu kez de onu ailesine, kardeşine zarar vermekle tehdit etmiş, mecbur kalmış davasını geri çekmeye.

Eşinin hep yasa dışı işlerle uğraştığını, tefecilik yaptığını anlatıyor. 15 gün önce bu işlerden dolayı eşi hakkında şikayette bulunmuş, emniyet sen biraz daha izle, bize bilgi ver demiş. Yine de korumamışlar Çilem’i.

“Özgecan öldüğünde çok içim yandı” diyor. Hatta Özgecan’ın bir resmini balkonuna asmış. Kocası “Sen bu kim biliyor musun? O..u bu, mini etekliymiş” demiş ve resmi indirmiş.

Bize evliliğini yürütmeye çok çabaladığını anlattı. “Her şeyim düzenlidir, tertemizdir. Keşke evim mühürlü olmasa da gidip görseniz, titizlik hastası bile oldum bu adam için, yine de yaranamadım” diyor.

'HALEN ONU ARKAMDA HiSSEDiYORUM'

Olay gününü anlatıyor sonra:

“Bana ‘bavullarını hazırla, Antalya’ya gideceğiz, orda fuhuş yapacaksın’ dedi. itiraz edince vurdu, düşürdü. Ondan kurtulmaya, ayağa kalkmaya çalışırken elim tutunduğum yatakta, yastığın altındaki demire değdi. O anda silahı nasıl aldım, nasıl vurdum hatırlamıyorum. O silah o anda patlamasaydı, kesinlikle ben oradan sağ çıkamayacaktım. Ben aslında onun yaralandığını, öldüğünü bile anlamadım. Halen arkamdan geldiğini sanıyordum, korkumdan kapıyı üzerine kilitleyip kızımı alıp kaçtım. Öldüğünü öğrenince kendim gidip teslim oldum.”

Olaydan sonra psikolojisi altüst olmuş, uyurken gözlerinin açık kaldığını söylüyormuş koğuş arkadaşları. “Halen onu arkamda hissediyorum” diyerek anlatıyor ruh halini.

'KADIN HAKLARINI SAVUNACAĞIM'

Son olarak cezaevinden çıkınca ne yapacağını soruyoruz Çilem’e. “Hep dört duvar arasında kalacak olsam da bundan sonra kadınlar için mücadele edeceğim. Çıkarsam gerekirse şehir şehir dolaşacağım, kadın haklarını savunacağım” diyor.

TiŞÖRTÜN ÜZERiNDE NE YAZDIĞINI BiLMiYORDUM

En çok kızı için endişeleniyor, üzülüyor Çilem. “O daha çok küçük, anne ilgisine, şefkatine muhtaç ama cezaevi koşulları çok kötü, onu buraya alamam” diyor.

Sonra o çok konuşulan el işaretini ve tişörtünü soruyoruz Çilem’e. “Kesinlikle planlı bir şey değil” diyor. Tam kapıdan çıkarlarken babası seslenmiş, o da babasına, merak etmeyin, iyiyim anlamında yapmış o işareti.

Tişörtün hikayesi ise oldukça ilginç. Teslim olduğunda üzerinde bulunan kıyafetler kirlendiği için annesinden giyecek bir şeyler getirmesini istemiş. Evi mühürlü olduğundan annesi rasgele girdiği bir mağazadan bir anda alıp çıkmış tişörtü. Annesi de, kendisi de ingilizce bilmiyor. Hatta annesine, “Niye doğru dürüst bir gömlek falan almadın, 5 liralık tişörtle mi çıkayım mahkemeye” demiş. Polisler tişörtüne bakıp konuşuyorlarmış kendi aralarında, bir gariplik olduğunu sezmiş ama anlamamış. Cezaevine girdiğinde koğuş arkadaşları ile ingilizce sözlükten bakıp anlamını çıkarmaya çalışmışlar ama çok da çözememişler. Biz tam anlamını söyleyince gözleri büyüdü Çilem’in. Sonra “Yemin ederim bilmiyordum, vereyim o tişörtü götürün, kurtulayım ondan” dedi. Biraz da tişörte yüklenen anlamlardan rahatsız olmuş haliyle. Cezaevinde emanete bakan görevlinin çıkmış olması nedeni ile alamadık tişörtü ama ilk ziyaretimizde alıp kadın kütüphanesine ulaştırmayı düşünüyoruz.

Çilem’in tesadüfen giydiği tişörtün sloganı şiddet dolu geçmişi geride bırakıp şiddetten uzak bir dünya kurmak isteyen tüm kadınların sloganı olmalı aslında; Sevgili gelecek biz hazırız
görsel
görsel
Umarım beraat eder ve kadına şiddet uygulayan şerefsizlere ibret olur. hukuken de emsal teşkil edip kadınlara savunma hakkının yolu açılır!
Cezaevinden kadınlar günü ile ilgili yazdığı mektup ile duygulandırmıştır.

"Zulmün olduğu yerde direniş ve meşru müdafaa haktır. Bunun zenginlerin ve erkeklerin hukuk kitapları varsın böyle yazsın. Uyan erkek egemen sistem uyan. Her gün 3 kadın katlediliyor. Katledilmek kaderimiz değil, öz savunma haktır. Kahkaha atmayı hor görenlere kırmızı ruju farklı anlayanlara, mini eteği tecavüz etmek için gerekçe gösterenlere konuşurken ağzımıza sözcükleri tıkayanlara, kadını erkeğin kölesi haline getirmeye çalışmaları, gece, geç saatte sokakta olmamıza bağnaz zihniyeti ile hor görenlere karşı en güçlü sesimizle haykıracağız."

http://siyasihaber2.org/c...eniz-onurumdur-durusumdur
öncelikle çilem'i haklı buluyor ve davasında kendisini destekliyorum.

her ne kadar "hep kadınlar mı ölecek, biraz da erkekler ölsün" sözü bana göre de barbar dursa da olayı buraya çekip "zaten planlıydı" vs gibi yorumları konudan sapmış buluyorum.

temelde öldürülmemek için öldürmek zorunda bırakılmış, özsavunma hakkını kullanmış bir kadının davası olarak bakıp, adil yargılanmasını umut ediyorum.
Tutukluluğu bugün de bitmemiştir. Karısını öldürseydi bir erkek çoktan tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti. Erkekliğe laf etmişti gururuna dokunmuştu, karısı ahlaksızlık yapıyordu namusuna söz getirmişti bahaneler hazırdı ve tutuksuz yargılanırdı. Kocasını öldürdü diye mi hala hapiste bu kadın? Kadının gururunu namusu olamaz mı? Çilem doğan onurumuzdur duruşumuzdur. Gül yüzün solmasın kadın yanındayız.
iyi hal indirimi ile 15 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

http://www.gazetevatan.co...flas-karar--953865-yasam/
kokuşmuş yargı sistemi nedeniyle hayatından 15 yıl çalınmış kadındır.
özgürlük savasinda destek verdigim haysiyet sahibi kadindir.
ne yazik ki bu ülkede sadece cinsiyetiniz kaderinizi belirliyor. bu kadinin hakkini, serefini, gururunu gasp eden bütün kalplerin, uzanan bütün ellerin kirilmasini istiyorum.
yaziklar olsun.
Keske fermuari acikti tahrik oldum falan deseydi. Yani ne diyim yazik ya. Bu ulkede hicbi sey esit degil ne insan ne kadin erkek buna mahal verenlerinde beynine sicayim.
Çilem doğan'ı kadın olduğu için kutsuyoruz sanan şu zihniyet bile biz kadınların türkiye'de neler çektiğini anlatıyor.

Bir kadın dövülüyor, aileni öldürürüm diye tehdit ediliyor ve fuhuşa zorlanıyor. Artık en son adana'dan antalya'ya fuhuş için götürülecekken Bunları yapan kocasını öldürdüğü için suçlu oluyor.
Biz de ceza almaması gerektiğini söyleyince " sırf kadın diye cinayetini meşrulaştırıyorsunuz " diyorlar.

Erken boşaldı diye, nefesi yetmeyip bayıldı diye tecavüz edemeyip indirim alan var bu ülkede !
Onlarca kişi aynı kıza tecavüz edip, sonra da kızın rızası var denilip ceza verilmeyen var bu ülkede !
Boşanmak isteyen Karısını öldürüp elini koluna sallayarak geziyor insanlar bu ülkede !

Kadın'ın eli bağlı, ağzı bantlı, gözü kör; kadın'ın adı yok bu ülkede !
Namus namus diye ortalarda dolanan insanlara ibret olması gereken iç yakıcı olaydır. Bir kadın nasıl bu hale getirilir? Neler yaşamıştır da karşısındaki insanı öldürme durumuna gelmiştir?
insan öldürmenin hiç bir şekilde mantıklı açıklaması olmaz evet ama yaşamak için öldürmekten başka bir şey değil bu. Kocası tarafından başka insanlarla birlikte olmaya zorlanan,defalarca koruma istediği hala çözüm bulamamış bir kadının son çırpınışıdır.
Yıllarca çocuğundan ayrı kalmayı, hapishanede yatmayı göze alarak namusunu korumuş bir kadındır.
Namusun sadece kızlık zarı olmadığını anlamalı bazı insanlar. Namus bedenine sahip çıkmaktır. Namus düşüncelerine sahip çıkmaktır.
Namus ruhunu temiz tutabilmektir.
Evet 15 yıl hapis cezası. Belki kocasını öldürmese ve fuhuşa zorlansa o..pu diyeceğiniz gencecik bir kadının aldığı cezadır. Ülkemin adalet sistemine şaşmama sebep olan bir olay daha.
adaletsiz şekilde ceza almıştır. kötü kader hep mi garibanları buluyorsun?
Saka gibi bi karar verilmis. Sen kadini koruma o kendini korusun ve caat suclu. Bu kadin ana degil mi evini cekip cevirmiyor mu tam kadin degil mi? Alin iste tam istediginiz gibi bir kadin hani adalet?
böyle durumlarda, eğer kadın önceden koruma istemişse ve bu isteği umarsızlık ile karşılık bulmamışsa, kadında sonunda kendini korumak için cinayet işlemek zorunda kalmışsa,

kendisinin alacağı cezanın birebir aynısı, o zamanında koruma istediği halde , umursamayan ve vermeyen devlet görevlisi kim ise ona da verilsin.

bakın o zaman mekanizma nasıl işler, ya o korumayı s.ke s.ke verirler, ya da o mağdur kadına çok az ceza verirler, sırf işin içinde başka bir devlet adamı da olacağı için.
Bi de şöyle bişey var.
görsel
imza kampanyası ile desteklenmesi gereken masum insandır..

https://www.change.org/p/...r&utm_medium=copylink
Kendisine birkaç gün içinde bir mektup ve kartpostal göndermeyi düşündüğüm on beş yıl hapis cezasına çarptırılmış kadın. Eğer gerçekten haksız olduğunu düşünüyorsak bunu onun da bilmesini sağlamak şu an için yapılabilecek en faydalı davranış. Eğer çilem'e söyleyecek sözünüz varsa sadece buraya yazmakla kalmayın, düşüncelerinizi asıl muhattabına ulaştırın ki yalnız olmadığını, bu süreçte yanında bizlerin de olduğunu anlasın. Bence bunu bilmeye, sesimizi duymaya gerçekten hakkı ve ihtiyacı var. Adresi ekşi sözlükten almıştım, aşağıya da bırakıyorum:

tarsus kadın cezaevi
b blok, 1/7 koğuş mersin / tarsus
Günlerdir kafamı kurcalıyor, bilemiyorum çilem doğan mı yaptıklarında tamamen haklı yoksa yargının neticesi mi?
Ama ne sebep olursa olsun bir insanın başka birinin hayatıyla oynayabilmesi beni dehşete düşmemden alıkoyamıyor. şundan da eminim ki hepimiz vahşiyiz sadece uygarlık denen hedenin altında birazcık yontulmuşuz.
Yani doğal olarak en küçük etki bile bizim böyle bir tepkide bulunmamıza neden oluyor, olay ortada aslen. Geriye bizdeki tüm bu vahşeti önleyebilecek tek bir yapı kalıyor, devlet.
Onu da düşünüyorum yok yani elde var sıfır. Hiçbir önlem koruma yok binlerce kadın cinayeti karşısında.
Sonra da aklıma Montesquieu'nun "her toplum layık olduğu şekilde yönetilir." Sözü geliyor. ne yaptık da cezamız bu türden?
masum kadındır. çarptırıldığı ceza çok ağırdır.. şimdilik elimizden gelen tek şey olan imza kampanyasına katıldık bir kaç kişinin de katılmasına vesile olduk. inşallah bir netice çıkar ve serbest kalır bu güzel ve temiz kadın..

bir gün şaşırır da çileme yapılanı bir kadına yaparsam kanım helal olsun o kadına..
Dik durmuş bir kadın...

Zor ama işte...

O öldürmese büyük ihtimalle "Çilem doğan kocası tarafından öldürüldü " haberi okuyacaktık...

Ve o şerefsiz 15 yıl bile yemeyecekti...
Umarim Berat eder.

Namusunu kurtarmış kadındir.