bugün

can bonomo şiiridir.

Saatler de susar bazen.
Bir gül açmaz.
Bir gün solar.
Acı denemekte gizlidir.
Denemek yenilmekte.
Ölüm en başından bellidir yolun.
Bir gün terk edilmek de.
Bardaklar da susar bazen.
ihanet aç bir timsahtır.
Umut paylaştıkça çoğalır.
inanmak bir çocuğa silah satmaktır.
Neden sonra sevişir herkes.
Ve aynı gün başka yatakta.
Başka semtte başka sokakta.
Benimle uyanırsın bazen.
Duvarlar susar.
işte o zaman anlarsın.
Zaman aymazlık,
Bilirken anlamazlıktır...

Sen o adamla uyurken üzerini benimle örtüyorsun ya.
Ben çok üşüyorum.
Örtme...
"Zaman mı? değil zaman.

Akan zaman değil mesafelerdir."

cemal süreya~..
görsel
· Değiştirilemez

· Durdurulamaz

· Çoğaltılamaz

· Üretilemez

· Genişletilemez

· Biriktirilemez

· Depolanamaz

· Yenilenemez

· Ödünç alınamaz

· Satın alınamaz

· Saklanamaz

· Tasarruf edilemez

· Yerine konulamaz

· Geri döndürülemez

· Başkasından aktarılamaz

· Tekrarı mümkün değildir.
güzelim kıraç şarkısıdır.
zaman geçmiyor, zaman yalan mı? *
gariban sofraların sofra bezi.
aslında bi sikime derman olmayışı, insanların kendisine şiddetle inanıyor olmalarını değiştirmiyor yüzyıllardır ne garip ki. insan kısmısı çok mu arsız ne?

çok yüz vermeyin allah aşkına şuna.
Ben içeri Düştüğümden Beri

Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: 'Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman...'
Bana sorarsanız: 'On senesi ömrümün...'
Bir kurşun kallemim vardi, ben içeri düştügüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsaniz: 'Bütün bi hayat...'
Bana sorarsanız: 'Adam sende bi hafta...'
Katillikten yatan Osman; ben içeri düştügümden beri
Yedibuçugu doldurup çikti.
Dolaşti dişarda bi vakit,
Sonra kaçakçiliktan tekrar düştü içeri, alti ayi doldurup çikti tekrar.
Dün mektubu geldi; evlenmiş, bi çocugu olacakmiş baharda...

Şimdi on yaşina basti, ben içeri düştügüm sene ana rahmine düşen çocuklar.
Ve o yilin titrek, uzun bacakli taylari,
Rahat, geniş sagrili birer kisrak oldu çoktan.
Fakat zeytin fidanlari hala fidan, hala çocuktur.

Yeni meydanlar açilmiş uzaktaki şehrimde, ben içeri düştügümden beri...
Ve bizim hane halki, bilmedigim bir sokakta, görmedigim bi evde oturuyor

Pamuk gibiydi bembeyazdi ekmek, ben içeri düştügüm sene
Sonra vesikaya bindi
Bizim burda, içerde
Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için
Şimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsiz

Ben içeri düştügüm sene, ikincisi başlamamişti henüz
Daşov kampinda firinlar yakilmamiş, atom bombasi atilmamişti Hiroşimaya
Bogazlanan bir çocugun kani gibi akti zaman
Sonra kapandi resmen o fasil, şimdi üçünden bahsediyor amerikan dolari
Fakat gün işigi her şeye ragmen, ben içeri düştügümden beri
Ve karanligin kenarindan, onlar agir ellerini kaldirimlara basip dogruldular yari yariya

Ben içeri düştügümden beri güneşin etrafinda on kere döndü dünya
Ve ayni ihtirasla tekrar ediyorum yine
'Onlar ki;
toprakta karınca,
su da balık,
havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır'

Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf'ı güzaf...

Nazım Hikmet
"Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken/Yıllar hayatlar geçiyor" demiş Teoman.
ve usulca fısıldadı zaman;
-şşş bana bırak
zaman, yanan saman gibidir. kıymeti bilinmeli.
mutsuzken yavaş, mutluyken de hızlı akan değişkenimsi.
göreceli bir kavramdır. marsta bir yıl 687 dünya günüdür. merkür de bir yıl 88 dünya günü bir gün 58 dünya günüdür.
Oruçluyken geçmiyor efendim.
Zaman kelimesini tersten oku: namaz. Yapmayın şu zırvalığı artık. (bkz: tersten anlamak) bir bkz. daha verirdim ama neyse. (bkz: anladın sen)
Mutluyken hızlı, mutsuzken yavaş akar.
her derdin ilacıdır şüphesiz. en büyük acılar bile ona meydan okuyamıyor. onun karşısında çaresiz kalıyor. zaman ın buradaki asıl karşılığı ise sabırdır. sabır acıdır meyvesi tatlıdır diye boşa dememişler.

(bkz: sabreden derviş muradına ermiş)
kuşumun altına koyduğum gazete. sayelerinde kuşum şakirt oldu.
zaman; beklerken çok yavas, korkarken çok hızlı, kederliyken cok uzun, sevinçliyken cok kısadır.
gazete olanını hergün apartman kapısına bırakan bir adam var. kendisi, ertesi gün gazetelerin hiç ellenmeden durduğunu gördüğü halde bırakmaya devam ediyor. hayır anlamıyorum, böyle tirajla neden övünülür?

tanım: içeriği pekte iç açıcı olmayan gazete.
büyülü şey zaman... bir zamanlar katlanamayız sandığımız acıları, yaşadık, bitti... katlandık. ama durmadık...

ve bir zamanlar "nefes" deyip içimize çektiklerimizin kokusunu unuttuk. nefesimiz kesildi. ama ölmedik...

eksikliğinde bir günü tasavvur edemeyeceğimiz şeylerin yokluğunda kaç mevsim geçirdik... tasavvur ettik. dahası yaşadık. ve dahası alıştık...

bizi şimdi alsalar; 5 yıl öncesine götürseler... aynı insan olup aynı doğruları ve yanlışları mı yaparız acaba? yoksa öğrendiklerimizle yeni doğru ve yanlışlar mı yaparız?

yani diyorum ki... bizi değiştiren; zamanın çevresel koşullarda yaptığı etki midir? yoksa zaman içinde beynimizde biriken veriler mi?

yani diyorum ki... neyse. bir şey demiyorum. "zaman" uyku zamanı sanırsam...
mevlana tarafından: iyi ki geçiyorsun zaman... Ya acının en derinime işlediği bir anda donsaydın? cümlesine konu olan vakit söylemidir.
ilerledikçe elimden kayan . Geriye sarmak istedikçe bocaladığım , vazgeçtikçe hırslandığım , hırslandıkça yorulduğum kısır döngü.
Sustukça balçıkla sıvanan geçmişimden atıp geleceğime sığdırdığım...
Saçlarıma atacağı kırları kalbime atacağı çelmelerle bekleyeceğim ahit.
Bir gazete ismi.