bugün

Yok bilinmez bu devlet sırrıdır.
Sözde şeriat kurallarına göre yönetilen Osmanlının islam'a aykırı nice zulmünden birisidir.

Devşirme kurumu başlı başına bir zulümken bir de bu kuralı koydular.

Kuran'a göre cizye veren zımmilerin canı, malı, ırzı, çoluk çocuğu Müslümanların zimmetindedir. Peki Osmanlı ne yaptı? Emanete ihanet etti, kendisine ait olmayana ve korumakla yükümlü olduğuna el uzattı, çoluk çocuklarını zorla ellerinden aldı, zorla dinlerini değiştirdi.

Bu yetmezmiş gibi, bir de bu çocuklara evlenme yasağı koydular! Allah'ın helal ettiğini, peygamberin emrettiğini yasakladılar! Zina da yasak olduğuna göre bunlar ne yaptı? Şimdi girmeyeyim oralara...

Tüm bunlar yapılırken, alim adı altında devlet kapısında siftinen yobaz domuzların biri bile Allah için doğruyu söyleyemedi. Dünyayı ahirete tercih ettiler.
Vatikan'ın öyle bir uygulaması olsa, çocuklarını papalık muhafızı olmak üzere Vatikan'a teslim etmeye hazır Osmanlı torunlarının "kimseyi zorla yeniçeri yapmıyorlardı" diye çemkirmesine vesile olan yasaktır.

Çocuğunu verirsin, dinini değiştirirler, bir daha asla görmezsin, papalık muhafızı yaparlar,Müslümanlarla savaştırırlar, bir ihtimal kardinal de olabilir, bunlarda senin için hiç sakınca yok öyle mi mümin kardeşim?

"Hıristiyanlar çocuklarını kendi arzularıyla veriyorlardı" demeye getirdiğine göre öyle olsa gerek...

orjinal kaynaklardan bir sayfa Osmanlı tarihi okumamış bu sözde Osmanlı torunlarına neyin ne olduğunu tarihi kayıtlarla anlatmaya çalışmak da mümkün ama o kadar bilgi, en basit empati yapma, oradan sağduyuyla sonuca varma yeteneğinden bile aciz, kendilerini Osmanlı torunu sanan bön köylüleri çok aşar.
Siz nasıl savaş alanında bu kadar başarılı olduklarını zannediyorsunuz? Seks yapmaya yapmaya gerginlik, sinir, kavga, dövüş...

Bakın cinselliğin bastırılmış olduğu, cinsel açlık yaşayan toplumlara. hepsi savaşçıdır...
Osmanlıda oğlancılığın yaygın olması da o zaman buna bağlı. Hadi bakalım..
burada gulampare - gılman tanımlarının dilimize nasıl girdiğine değinmeye gerek yok. osmanlı sarayında şehrengiz, hammamiye vs diye ortaya çıkan edebiyat türlerine (şiir) buna da değinmeye gerek yok.
bu şiirlerde geçen “güzel”, “dilber”, “hub”, “huban”, “mahabib”, “mahbub” gibi terimleri de işlemeyelim.
sarayda, enderunda, yeniçeri ocağında gılman, iç oğlanı/civelek, hiz oğlanı, götlek terimlerini evliya çelebiden, kayıtlı osmanlı kaynağından bakınız vermeye de gerek yok.
tüm bunların olması kaçınılmaz.
çağın mı, sistemin mi, insanların yarattığı şartlar mı vs ne derseniz deyin bu gerekliliklerin harem ve yeniçeri ocağı gibi temel direklerde yapılması bu uygulamaların olması (evlenmeme, hadım edilme) sonrasında eşcinsellik kaçınılmazdır ve ayrıcalığın getirdiği imtiyazla normalleşme de olacaktır.

asıl acı olan ve insanlığa sığmayan bir konu gözden kaçıyor, kimse dillendirmiyor ya da üzerinde durulmuyor.
osmanlı fetih ettiği yerdeki ahalinin ufacık çocuklarını alıyordu. anne baba kucağından yuvasından alınan bu çocuklar ne ticaret, ne evlenme, ne bir aile, ne sosyal bir hayat olmadan belli bir kalıpta belli bir mekanda belli bir ortamda tüm dünya ile ailesi-geldiği çevreden bir daha iletişime geçmeden anne baba aile hafızası olmadan adeta devletin kan bankası can bankası gibi birer asker olarak yetiştiriliyordu.
sonra bu çocuklar alındığı ailesi topluma kültüre karşı savaşıyor ölüyor, öldürülüyordu.
düşünsenize...
ülkemiz işgal ediliyor ve işgal güçleri sizin evinizden kucağınızdan çocuğunuzu alıyor ve bir daha çocuğunuzu görmüyorsunuz.
sonra bu çocuk gelip ya sizi öldürüyor veya siz bu çocuğu öldürüyorsunuz.