bugün

bedenin temel gereksiminlerinin karşılanması ve hastanın hayatını ve yaşantısını normal bir şekilde devam etmesidir.

--spoiler--
çok sıklıkla kullanılmaya başlanan yaşam kalitesi kavramı maalesef, evimizin metre karesi, sahip olduğumuz otomobil, TV, telefon, beyaz eşya adedi gibi ölçülerle ilgilenen yaşam standardı kavramı ile karıştırılıyor. Lüks evlerin, lüks cihazların, lüks arabaların ilanlarında, " yaşam kalitenizi arttırın " cümlesinin kullanımı giderek artmaya başladı.

Yaşam kalitesi bir ara da, maganda / zonta ya da entel olmak, Pavarotti ya da iboretti dinlemek, viskiyi lahmacunla ya da havyarla içmek, meyhaneye ya da entel bara takılmak ve giyip çıkardığının markalarına bakmak gibi şeylerle ilintilendiriliyordu.

yaşam kalitesi, yaşamı yorumlayış ve algılayışta kendi tarzımızı geliştirmek ve onunla şekillendirdiğimiz bir yaşam felsefesi, dünya görüşü, değerler, hedefler, ilkeler, inançlar, tutkular, duygular, yürek ve mantıkla yaşayabilmektir.

Yaşam kalitesinin asıl belirleyicisinin kullandığımız şeylerin daha pahalı olması ya da kültürel farklılıklar olduğunu sananlar bana göre yanılıyorlar. " Paranın ne önemi var " diyecek kadar da saf değiliz şu alemde. Paranın amaç değil araç olması gerektiğini düşünüyorum sadece. " Paranın satın alamayacağı şey yoktur " şeklindeki yükselen değerler’ e itibar edilmemesini diliyorum yalnızca.

Yaşamı, ona baktığımız gözlüklerden içeri aldıklarımızla yorumlar ve algılarız. Bence yaşam kalitemiz bu yorum ve algılamaların ürünüdür. Bu yorum ve algılamalar sonucunda kendi yaşam felsefemizi, dünya görüşümüzü, değerlerimizi, hedeflerimizi, ilkelerimizi, inançlarımızı, tutkularımızı, duygularımızı, yüreğimizi ve mantığımızı şekilleriz.

Ve onlar da iki şeyi belirlerler; iç huzurumuz ve davranışlarımız. Basit bir terminoloji ile bunlara iç kalite veya içe dönük kalite ve dış kalite veya dışa dönük kalite demek de mümkündür. Ki, bu ikisinin toplamı yaşam kalitemizi oluşturur.

Paradigmamız ya da yaşamı algılama biçimimiz yaşam kalitemizi işte böyle etkiler ve onun içindir ki, yaşamsal önemi vardır.

Ama maalesef paradigmalarımız yaşamı çoğu zaman gerçekçi bir şekilde algılatmıyor bize. Zaman zaman gerçeklere tam odaklanamıyor, bazen tamamen başka şeylere odaklanıyor zaman zaman da süzme ve yorumlama görevini tam olarak yapamıyor. O zaman da yaşam kalitemiz olumsuz yönde etkileniyor. Sonuç: Beklentilerin boşa çıkması, düş kırıklıkları, şaşkınlıklar, dertler, sıkıntılar, üzüntüler, huzursuzluklar, hayata olumsuz bakış, karamsarlık, kötümserlik, pesimistlik, huzursuzluk, mutsuzluk. Yani iç huzurumuzun, içe dönük kalitemizin olumsuz etkilenmesi. Tabi ki, bu iç huzursuzluk davranışlarımıza da yansıyor ve dışa dönük kalitemizi de olumsuz yönde etkiliyor.

işte işin beni asıl ilgilendiren kısmı yaşam kalitesi üzerindeki bu olumsuz etkilerdir. Olumsuz etkiler bize zarar vermekle kalmayıp etrafımızdaki kıpkırmızı gelincikleri ve sapsarı papatyaları görmemizi de engelliyor. insanları banka cüzdanlarının kalınlığı ile değerlendiren materyalist Batı felsefesinin, " yükselen değerler " namıyla bize empoze etmekte olduğu gibi iç huzurumuzu ve davranışlarımızı sadece maddi unsurlar mı belirler ki, maddi hırslarımız yanı başımızdaki kıpkırmızı gelincikler ve sapsarı papatyaları görmemizi engellesin.

Paradigmamızı farkında olsak ve onu yönlendirebilsek yaşamı daha gerçekçi bir şekilde yorumlayabilir, algılayabilir, açıklayabilir, kavrayabilir dolayısı ile yaşam kalitemizi yani iç huzur ve davranışlarımızı olumlu yönde etkileyebiliriz.

Yolsuzluk ekonomisi, daha doğrusu terörü
Ayrıca yolsuzluğun birinci tehdit haline geldiği bu devranda denemek zorundayız insanların yaşam felsefelerini etkilemeyi. " Ne fark eder ki " demeyip, peşimize takılacak bilgeler çıkacağını da düşünerek okyanusa fırlatmaya devam etmek zorundayız deniz yıldızlarını.

Yaşama bakış açımızda ne gibi düzeltmeler yapabiliriz; bazı örnekler:
" Farklar " konusunda yapılabilecek düzeltmeler:
· Teoriler, varsayımlar, kuramlar,
· Düşünceler, öğretiler, tavsiyeler,
· Şartlanmalar, takıntılar, beklentiler,
· Kurallar,
· Toplumsal uzlaşmalar, genel kabuller,
· Belki de kısaca, " söylemler " diye özetleyebileceklerimiz,
· Olanlar,
· Gerçekleşenler,
· Yaşananlar,
· Pratik, uygulama, tatbikat,
· Yine belki kısaca, " eylemler " diye özetleyebileceklerimizle tam olarak çakışmıyor.
ikincilere daha somut bir tabirle, " gerçekler " de diyebiliriz. Bakış açımızı gerçeklere odaklarsak yaşamı daha iyi yorumlar ve anlarız. Dolayısı ile düş kırıklıkları, şaşkınlıklar, dertler, sıkıntılar, üzüntüler, huzursuzluklar, hayata olumsuz bakış, karamsarlık, kötümserlik, pesimistlik, huzursuzluk ve mutsuzlukları daha az yaşar iç huzurumuzu, içe dönük kalitemizi arttırabiliriz. Ayrıca başarımızın rotasını çizmek için daha somut veriler elde edebiliriz. Davranışlarımızla etrafımızda oluşturduğumuz dışa dönük kalitemizi etkileyebiliriz.

· Böyle başa böyle traş,
· Ne kadar köfte, o kadar ekmek,
· Nerede trak orada bırak.
Daha da kötüsü iç dünyaya yönelik, aşağıdaki şekillerde ifade edilen ikilemler:
· Ben mi beceremiyorum,
· Zaten hiç bir şeyi doğru dürüst beceremem ki,
· Ben mi yapamıyorum,
· Biz bu işleri bilmiyoruz,
· Bir türlü olmuyor,
· Bir türlü daha iyisini yapamıyorum,
· Yanlışlık bende mi,
· Şu işin doğrusunu bir türlü öğrenemedim.
Mutluluk ticareti konusunda yapılabilecek düzeltmeler:
" Mutla hayat yok, mutlu anlar vardır "
Mutluluk her anı sorgulamak değil, dönüp arkamıza baktığımızda, " Mutlu bir hayat yaşayabildim " demektir.
işte, " yaşam kalitesi " Bu kadar net, açık ve yalın.
--spoiler--
seyahat edebilme, istediğin yere gidebilme özgürlüğüyle doğru orantılı olabilen şey.
kimse icin feda edilmemesi gereken seydir. Mutluluk, budur.
Düşüncelerin kalitesi ile doğru orantılıdır.
2004 yılında aldınc ve arkadaşlarının yaptığı araştırma sonucunda
sağlık güvencesi yeşil kart olanların yaşam kalitesi puanı sağlık güvencesi olmayanlardan bile düşük çıkmıştır..
cinsiyetin çoklu regresyon analizi sonucunda fiziksel bir saptama olmamasına karşın
mental açıdan belirleyici olarak saptanması cinsiyetin
yaşam kalitesi üzerine olan etkisini toplumdaki kadının yaşam kalitesinin erkeklere göre daha düşük olması,
toplumun kadına yüklediği sorumluluklardan kaynaklanmaktadır.
Hayatınızın kalitesini, hayatınızdaki insanların kalitesi belirler.

J. Brown.
bireylerin veya toplumların genel refah ve erişim düzeyini ifade eden terimdir. Yaşam kalitesi verileri; uluslararası kalkınma, sağlık, siyaset ve istihdam alanları da dahil olmak üzere geniş bir yelpazede kullanılır. oecd'nin * * yaşam kalitesi endeksi verilerine göre ülkemizin yaşam kalitesi verileri ise tahmin edilebileceği üzere hiç de iç açıcı değildir. örnek olarak oecd'nin 2016 yılında yaptığı daha iyi yaşam endeksinde ülkemiz ne yazık ki sondan üçüncü sırada yer almaktadır.

görsel
Bu Askari ücretle nasıl...
çalışma saatiniz, sağlık hizmeti, eğitim kalitesi, oturduğunuz konutların ömrü, spor yapabilme şansınız, bisiklete binebilmeniz vb. bir çok kriter ile ölçümlenebilir.
Ailenize ve çocuklarınıza daha iyi bir gelecek sunmaktır.
Ruhun durumu ile bağlantılı olandır.
Muhatap olduğun insanların kalitesiyle de doğru orantılıdır.
Direkt
Birebir
istisnasız
Kişinin
Kendi
Niteliği
ile

Artı ve eksi kutuplar arasında seyrülsefer eder.

Tabi kaliteden ne anladığınıza bağlı olarak...
Bizim ülkemizde pek de olmayan şeydir, evet.
coronanın dinlemediği hayat standardı. bu illetin irintili olduğu şey bağışıklık. bağışıklığın yaşam kalitesi ile de alakası olduğunu bende düşünüyorum ama işte bilim kurulu bile bu aşama üzerinde çalışıyor.