bugün

Yalan soylemenin hastalik haline geldigi arkadasimi kiramayip bir yere oturduk bir seyler yiyoruz. Adam o kadar seri ve hizli sekilde yalan soyluyor ki konusurken ara vermemek icin burnundan nefes aliyor. Arkadaslar arasinda kirk yalan diyoruz kendisine artik. Beynim uyusmus haldeyken ortak arkadasimiz mesaj atti, nerdesin, napiyosun diye, ben ona cevap verecegime halen konusan arkadasa donup, " kirk yalanla oturduk beynimi kemiyor su an" dedim. Adam bana misin demedi lan.
+ ya sen onu diyosun, antikaci actim ben.
Akm tarafından konak metroya inmiştim, amacım tabii ki metroya binmekti, ama o kadar dalgındım ki gişeleri filan atlayıp kendimi kemeraltında buldum. Metronun bir ucundan girip diğerinden çıkmışım.
Şimdi anlatınca sıradan gibi ama kendi adıma çok rezil bi durum.
markette poşet açmaya çalışırken strese girip aldığım cipsin poşetini açmamdır.
Kandilde bayram kutlayıp el öpmüşlüğüm var.
Alış veriş yaptiktan sonra parayi verip allah bereket versin demis olmam. Marketcide sagol demisti.
Doğum günümde gecenin bilmem kaçında badana yaparken duvar yerine tavanı boyamıştım çok uykusuzdum tavanı görünce bir daha baktım ayıldım sildim ama pek işe yaramadı..izi hala duruyor.
Ütü yapmak için utunun fisini pirize taktim. Tabi biraz acelem vardi bir müddet bekledikten sonra ütü isinmismi diye parmagimi utuye dokundurdum ve yandi. Tam bir hafta parmaktaki toplamis su canimi yakti. Hangi akla hizmet boyle birsey yaptim bilmiyorum. Dalginlik işte.
babası yeni vefat etmiş kardeşim dediğim insana görüştükten sonra ayrılırken, kendine dikkat et annene babana selam söyle dememdir. O an farkedip teyzene halana amcana dayına diye işi espriye dökmeye çalışıp güldürsem de, dememeliydim, ağzıma sıçayım
havaalanına iş için gitmiştim. biz sizi ararız deyince işsizliğin getirdiği dalgınlıkla metrodan inip tekrar havaalanına giden otobüse bindim. yolu yarıladıktan sonra jeton düştü abi nereye gidiyor bu otobüs diye sordum şoförün cevabı net havaalanına.
- kulakta kulaklık takili müzik çalarken dakikalarca kulaklik aramak.
- hocaya odasından çıkarken "hayırlı işler" demek.
- arkadaş telefonu uzun süre acmayinca "açmıyor gerizekali" demek ve o sırada telefonun acilmis olduğunu farketmek.
- yakını ölmüş birini teselli etmeye çalışırken "çıkmamış candan umit kesilmez" deyivermek.
- kilolu bir kadını hamile zannedip "hamile kıyafeti maalesef yok efendim" demek.
- sofrayı kurup daha millet yemeye başlamadan geri toplamaya baslamak. (evet çok dalgindim, ruh gibi olduğum bir dönemdi.)
- arkadaşa yollanmak istenen komik ve cinsel içerikli fotoğrafın whatsapp'tan babaya yollanmasi. (neyse ki kardeşim olaya müdahil olup babam görmeden silmisti.*)

evet fazlaca salagim.
bir kilo baklavaya yirmi gaayme bayılmaktır. evet doğru okudunuz.
migrostan çıkarken giriş kapısından cikmaya calismistim ve mal gibi acilmasini da beklemistim.
atv den indim markete gidip geldim motora tam binecektim ki telefonum çaldı bi yandan telefonda konuşup diğer yandan telefonumu arıyordum eve dönmek için .
based on a true story...

ilk anlatacağım aptalca dalgınlık hakikaten ben değil bir arkadaş vakası ama cidden ben değilim olayın kahramanı. 2. anlatacağımdaki baş mal benim bak yalan yok.

askerdeyiz... uzun dönem 15 ay. karakolda gece çavuşuyum. gündüz olandan bitenden haberim yok anca akşam 5'te uyandıktan sonra havadisleri alıyorum. neyse koğuşta uyandım. giyindim indim aşağıya. nöbetçileri değiştirdim. nöbetteki asker anlattı...

gündüz askerlerden biri -ki kendisi tabir-i caizse tam bir piçti, karaktersiz bir çocuktu, psikopatım ayağına takılan hergelelerdendi- 100 lirasını katlıyor ve sigara paketinin poşetine sokuyor, aradan sıkıştırıyor. daha sonra bira içmek için kazan dairesine giriyor. birasını içiyor tabi bira sigarasız olmaz o sürede paketteki son sigarasını da içiyor... birası ve sigarası bitince kömür kazanının kapağını açıp sigara kutusunu ve bira kutusunu kazana atıyor. kapağı kapattıktan sonra düşüyor köşeli jeton... hop gitti 100 lira.**
benim olayım da iyiydi aslında yazınca pek komik gelmez ama yine de yazayım.

fena yoğun bir şirket günü... herkesin giremediği bir oda var şirkette. ben girenlerdenim. ama o gün nasıl yoğun kafam nasıl doluysa artık odaya girdim flash belleği bilgisayara taktım işimi hallettim odadan çıkarken kapıyı kilitlemek zorunlu... ben de odadan çıktım kapıyı kilitlemeye çalışıyorum ama bunu elimdeki flash belleğin ucuyla yapıyorum... o esnada arkadaş anahtar yeni mi? deyince ayıktım. tepki tabi ki hay amk oldu.

to be continued...
Hala bu
(#18927942).
Çayı demliğe atmak yerine su olan yere atmak.
Karşı cinse mastürbasyon yapıyor musun diye sormaktır.

:(
Kazağımı etiketiyle giyip dışarıya çıkmıştım. Saatlerce uyaran olmadı ve öylece gezdim. En son otobüste arkamda oturan birisi söyleyebildi de beraber etiket kopardık.
3'te yanıma gel diyen kadın hocaya gündüz mü? gece mi? diye sormak.
öleceğini unutmak.
-yoldaki direğe çarmak
-yanlış kişiye yanlış mesajı göndermek
-karşıdaki uzun saçlı erkeğe abla diye seslenmek.
-kısa saçlı bir kızı(ben) erkek zannetmek.
Yaklaşık beş dk önce uyandım. Kol saatime baktım. Sabah olduğunu zannedip her sabah günaydın mesajı attığım kişilere günaydın yazıp gönderdim.
Hadi benim halim ortada, attıklarımın da gayet ciddi günaydın yazmalarını anlayamadım.
elde kumanda televizyon izlerken, annenin "yumurtaları dolaba dizsene" demesi üzerine elindeki kumandayı da buz dolabına koyup, evde çılgınlar gibi kumanda aramak.
elektrikler gitmişti. telefonun flaşını kullanıyordum odayı aydınlatmak için.

birkaç dakika geçti, elimde telefon , telefonun flaşıyla telefonumu arıyorum.
işten kafa kazan vaziyette çıkıp eve gitmek üzere otobüs durağına seyretmek, yolun yanlış tarafındaki doğru numaralı otobüse binmek, şehir turu atmaktır. neyse ki numara doğru da en azından eve varabildim.