bugün

paylasilmadan yasanandir.
"yalnızsındır kimse kalmamıştır etrafta kalabalık olan herşey acı verici bir nefret uyandırır içinde..yoksundur somut varlığınla bulunamadığın yerlerde kimsesizsindir şimdi.unutulmuşsundur belki kim bilir "biri" olamamış, bir "hiç kimse"sindir yaşamını sürdürdüğün yerde. kendi yokluğuna, yoksunluklarına bulanmış. bulandıklarınla hiç durmadan yorulan tükenen kendinden geçen teslim olan ve reddeden aynı anda.."
insanın aklına bir şiirin bir bölümünü getirendir.

hırsla çakarım kibriti
ilk nefeste yarılanır cigaram
bir duman alırım dolu
bir duman, kendimi öldüresiye

(bkz: ahmet arif)
(bkz: aksam erken iner mapushaneye)
yalnizlik; sizi alıp götürendir. sonra hayıflanırsınız kendi kendinize; "vay beni", "yazık bana" diye. *
kara kuşak bildiğim duygu..
yalnızlık; gözyaşlarının kirpiklerinin hareketiyle sıçradığı an hissettiğin şeydir.

seni yalnız bırakan babansa, "zaten okul bitince gidiyorum bu evden" diyip odanıza çekildiğiniz andır.

seni yalnız bırakan sevgilinse, bir anlık sinirle çok daha uzun süreler boyu telefon başında beklediğin andır. onun da aynı şey için beklediğini bildiğiniz halde arayamamanızdır.

bir kaç saat sonra babanız size sarılıp "bu evden gideceğini düşünmek bile acı veriyor" dediğinde bile yalnız hissedip ağlıyorsanız hala eksik kalan bir şeyler var demektir. yalnız bırakan...
buz grubunun muhteşem ötesi parçası.

yalnızlık çok acı
tam da sen ben olmuşken
pişmanlık herşeyi
anlatmaya yetmez

yalnızlık sus payı
yok olmak var oldukça
aptallık herzaman kalplerin donuklaşması

boğuldu sözlerim
inandıkça aldandıkça

satıldı düşlerim
inandıkça aldandıkça
genellikle tek başına olmakla karıştırılan durum...
geçici yalnızlıklar yaşamın tadı kalıcı olanlar ise zehiridir.
ilk başlarda güzel gibi görünen ama zaman ilerledikçe acı tadını çok iyi hissettiren insanı sağır eden olgu.a*
bitti...

sana olan aşkımı sen bitirirsin sadece... demiştim ya sana gözlerimle. ve kendime sessiz çığlıklarımla...

evet bitirdin, sana olan aşkımı sen bitirdin ruhum...

tüketmeye başladın yavaş yavaş ilk zamanlar. aşkım sana yetmedi değil fazla geldi. kaldıramadın ruhum... o kadar büyümedin, büyüyemedin ve biliyorum, cok iyi biliyorum büyüyemeyeceksin...

bitti... asıl şimdi geldi efkar vakti. asıl şimdi ağlamaya başladı yüreğim. kan geldi gözlerinden...

yine yalnız gördü beni yalnızlık... gel dedim ona yine. gel be yalnızlık. sen ol ruhum. bilemem ve bilemeyeceğim. belki de ruhum hep sendin. beni seven, saran, isteyen sendin. hep sen değer verdin bana...

geldim dedin. ama hiç gitmedin di mi? saklama benden, hiç gitmedin. hep benimleydin.

ben de artık seninim ruhum... bırakmayacağım seni, sen de beni bırakma yalnızlık. bırakma beni... nolur bırakma...
ilk başlarda insana güzel gelen zamanla sıkıcı bir hal alan duygudur.fazla uzun sürmesi halinde sonu bunalımla sonuçlanır,insanın içe dönük yaşamasına neden olur.

birisiyle birlikte iseniz belirli aralıklarla yaşanmak istenen şeydir yalnız kalmak...
telefona eli uzatip arayacak kimse bulamamaktir.
belki de insanın öbür tarafa götürecekleri içinde en kadim dostu. yalnızlık paylaşmadıkça artan tek şey. seni nasıl tanımlasam da sözlük formatına uygun olsan. yalnızlık sen zaten her kalıba uyan içine girdiğin insanın şeklini alabilen yegane teksin.
ağır derecede yaşananı için;

(bkz: #1809035)
özgünün yeni albümündeki en saglam şarkılardan biridir.
düşündükçe büyür, büyür, büyür...
fazla düşünmemek lazım...
hayalini bile kuramamaktir.
cep telefonundaki en son mesajin tarihinin haftalar önceye ait olmasi.kötü günlerinde hiç yanliz birakmadigin arkadaslarinin,en ihtiyacin oldugu anda yaninda olmamasi.
insan, yalnız doğar yalnız yaşar ve yalnız ölür. En nihayet en çok seni sevdiğini zanneden dahi mezarında arkadaş olmak istemeyecektir.
yarı açık f tipi cezaevi gibidir.
Özdemir Asafın bence en güzel şekilde tanımladığı sözcüktür.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz
hayatta herkesin eşit faydalanabileceği bir mertebe. genellikle seçilerek ulaşılmaz; direk olarak içine itilirsiniz. seçenler ve huzuru orada bulanlar da vardır buna rağmen.
Yalnızlık.. Sanırım birçoğumuzun bulunduğu durum sadece bundan ibaret...
Kimse kalmak istemese de en kalabalıkta bile bir kaçamak yapar. Bir acı saplanır aniden, gülerken aklına düşüverir insanın..O an gözler devrilir ve bir şerit geçer gözlerin önünden, anılar kısacık.. içinde ne büyük kayıplar vardır onların..
Kimileri için itiraf etmek küçüklüktür, değildir oysa.Anımsıyorum ne zaman nerelerde yitirdim güvenimi, inancımı..
Kimse beceremiyordu aslında bahane uydurmayı, kandıramıyordu.. inanmış görünmeyi öğrendik, çünkü gereken oydu. Yoksa herkes kaybolacaktı etrafımızdan. Yalnızlığa mahkum edilecektik..Herkes değildi aslında dürüst olmayan.. Bazıları, birkaçı. Onlara da biz izin veriyorduk inanmış görünerek, onlar bunun farkında olmasa da sadece daha az acı içindi bu gülümseyişler..Belki de nasıl davransak öyle olurlardı. Gerçi insanoğlu bu, değişmez ki.. Belki bir umut; bazıları anlardı, yaptıklarını, yaptıklarından vazgeçmeleri gerektiğini.. Kimileri de bizlerden sonra anlamışlardır, başka birilerinde. Başka birileri şanslıydılar.
Cümlelerim düşüyor..
Anlaşılmak istemiyorum
Anlatmak hiç.
Beni, yaşanmışları, acı verenleri, bazılarınızı birşeyleri anlamaya davet etmeyi çok isterdim. Bundan bi süre önce vazgeçtim. Bir insan yapacaklarını yapmışsa, yaptıklarının hasarlarını anlatmak kocaman bir sıfırdır.
Aslında o bunu bilir, ama işine gelmez. Kaybettiğinde nasıl olsa anlayacak.. Fakat güvenmek isteriz, insanoğlunun kimyasında var. Herkes birbirine güven duymak ister, bazıları daha fazla... **
bir odada, bir evde, bir sinifta, bir sokakta, bazen tek basina otururken bazen koskocaman bir stad dolusu insanin icinde gelir bulur insani yalnizlik. en vefali dosttur hic bir zaman birakmaz, sevgilinle birlikteysen bile. kara gün dostudur en kötü gününde sadece o vardır. bir insanin gercekten sahip olabilecegi tek seydir..