bugün

anadolu yu alamayan beceriksiz itilaf devletleri.beceriksizlik değil bazen vergiyle dünyayı satın alabilecek seviyeye gelmek yeterli olmuyor.
edit: başlık başıma kalmış vurmayın.
becereksiz dediğin osmanlı devleti 600 yıl dünyaya hüküm etmiştir. Viyana alınmamış değildir! Viyana alınmak istenilmemiştir. kıt tarih bilginle olayı carptırma! viyana kuşatmasında asıl amaç orta avrupaya höst lan akıllı ol demekti biz hala burdayız havası yaratmak. hatta osmanlı devleti o kadar rahattıki kuşatmaya giderken ağır topları bile yanına almamıştı. keyfe keder bir kuşatmaydı yani dünyada kac tane devletin buna macası yer. haa doğrumu yanlışmı bilemem ama ortada cok fazla kendine güven vardı. daha sonrasında viyanada kış geldiği içinde kuşatma kaldırılmıştı. araştır oku öyle başlık sıç... selametle.
(bkz: kolaysa başına gelsin)
(bkz: çanakkale yi geçemeyen 7 düvel)
sevr'i imzalayacak kadar düşmüş osmanlı'nın atalarıdırlar.
alsa ne değişecekti geri vermeyecek miydi zaten diye sorulası sorudur.
şimdi özellikle Kanuni Sultan Süleyman için bir tanım yapmak gerekirse , devraldığı osmanlı toprağı *2 = devretttiği osmanlı toprağı (bekli 2 katından fazla). tam bir savaş dahisi olan Kanuni 1. viyana kuşatmasınıda hadi gidelim viyanayı alalım diyerek değil avrupanın osmanlı nefesini oralarda hissetmesi için yapmıştır. zaten Kanuni artık toprak büyütmeme stratejisi geniş alana ulaşılan bu yapıda askeri ve yönetimi oturtma bilincine kaymıştır. zaten mesele istesem alırım fakat strateji hatası var denilen Kanuni aslen uzmanlık alanı olan savaş stratejilerini arka plana itmiş yerine yönetim stratejileri geliştirmeye başlamıştır. bu sebeplerdendir ki viyana sadece kuşatılmış ki avrupa nefesimizi hissetsin diyerek fakat çok büyük bir baskı kurulmamıştır. ve bununla gelişen diğer faktörlerde (kış şartları vb...) kuşatmayı başarısız sonuçlandırmıştır. Kanuni eğer feth etmek istese bunu başarırdı ama sonrasında gelebilecek olan yönetim ve askeri sıkıntıyı düşünerek en az zararla hemde avrupaya korku salarak gerçekleştirdi bu kuşatmayı sonucu başarısızda olsa.

diğer taraftan 2. viyana zaten bildiğim kadarıyla artık osmanlının güç kaybettiği duraklama dönemi ile gerileme dönemi arasında olduğundan viyana alınamamıştır.

bu arada viyana nedir ki istanbulun yanında dünyanın gözü hala istanbulda viyana yı sallayan mı var.
viyana kuşatmasına kadar geçen zamanda aldıkları ile gurur duymayı bilseydik belki bugün viyana da bizimdi.
ayrıca viyana alınmak istenseydi alınırdı.
padişahların zaferden zafere koştuğu, toprak kazandıkları ve sınırlarını büyüttükleri yaşlara bakıyorum da, bu devirde aynı yaşta olan, oturdukları yerden k.ç büyütmeyi bilen bir nesil ve ecdadını acımasızca beceriksiz diyen gençler var ne yazık ki.
birinci viyana kuşatmasında amaç zaten viyana değildi, gelmişken viyana'ı da kuşatalım denmiş fakat gerek mevsim gerek diğer lojistik sebeblerden ötürü kuşatma kaldırıldı. ikincisinde ise kırım tatar giray'ının ihanetine uğradı gerçi sonuçda bu da bir beceriksizlik olarak değerlendirilebilir.

gelelim sadede bir kere devlet zaten doğal sınırlarına ulaşmış doyum noktasındaydı. istanbuldan viyana'ya ordu 8 ayda gidip geliyordu. bir de bunu viyana gibi uzak ve müslüman oranı 0 olan bir şehri almak için göze almak son derece gereksiz ve pahalıdır. unutma ordu demek para demek, ulan hepsini bırak sen 100.000 kişinin tuvalet ihtiyacını nasıl karşılayabilecekleri hakkında hiç düşünebildin mi ? sen bir bunu düşün önce de lojistik dehayı gör.
osmanlı devletine çamur atan ve osmanlı torunu olduğunu unutan zihniyet bugün sen düşük bel pantolonunla nereyi kuşatabildin de atalarına çamur atıyorsun.
iyikide fethedememiştir. güzelim viyanada istanbul gibi açık hava çöplüğüne dönerdi.
(bkz: vajina yı alamayan beceriksiz osmanlı devleti)

(bkz: yaran yanlış okumalar)
osmanlı imparatorluğu döneminde viyana iki kez kuşatılmış ama her ikisindede sonuç alınamamıştır.

kanuni döneminde gerçekleşen birinci kuşatma (27 eylül 1529) avrupa'ya göz dağı niteliği taşısa da ıv.mehmet döneminde gerçekleştirilen ikinci kuşatma (14 temmuz 1683) osmanlı ordusunun, tarih kitaplarında pek de esamesi okunmayan kahlenberg meydan muharebesinde (12 eylül 1683) tam bozgunuyla sonuçlanmış ve merzifonlu kara mustafa paşa komutasındaki yaklaşık 200 bin kişilik ordunun 170 bin kişilik bölümü telef olmuş, kalan 30 bin kişilik kuvvetin ise neredeyse tüm silah ve mühimmatını geride bırakarak çekilmesiyle sonuçlanmıştır.

ikinci kuşatmanın hezimet olarak da nitelendirilebilecek bir başarısızlıkla sonuçlanmasında en büyük etmen, sultan ıv.mehmet'in savaşı, ordusunun başında fiilen yöneterek değil tehlikesiz bir bölge olan belgrad'dan takip etme isteğidir.

bu durum, kara mustafa paşa'yı çok güç bir pozisyonda bırakmış, viyana'ya 6 saat uzaklıktaki tuna nehri üzerinde bulunan taşköprü'den gelen leh, avusturya, saksonya ve bavyeralı 100 bin kişilik kuvvetin köprüden geçişini engellemeyi taahhüt eden ve bizzat tatar atlı kuvvetlerinin başında yer alan kırım hanı murad giray'ın da kara mustafa paşa komutasına girmesi gibi yakışıksız bir ortam yaratmıştır.

bu duruma içerleyen kırım hanı murad giray, bağlı birliklerini hakim tepeye çekerek 100 bin kişilik ordunun köprüden geçişini seyretmekle yetinmiş, kara mustafa paşa hiç de beklemediği bir noktadan ve beklemediği bir anda, yarı gücündeki bir orduyla karşılaşınca çaresiz kalmıştır.

kara mehmet paşa ve uzun ibrahim paşayı kahlenberg dağı (alman dağı) istikametinde 28 bin kişilik bir ordu kuvvetiyle kaydırsa da general Jan Sobyeski komutasındaki komutasındaki güçlü ordu karşısında direnememişler ve bu cephe çökmüştür. bu sırada kara mustafa paşa kırım hanı murad giray'a arkadan bindirme harekatı için ricacı göndermiş ancak han buna itibar etmemiştir.

merzifonlu kara mustafa paşa, sultan ıv.mehmet'in korkaklığından kaynaklanan bir diplomatik hata sonucu kahlenberg meydan muharebesini kaybetmiş ve yine onun emriyle idam edilmiştir.
avrupa'ya kahve'yi getiren kişilerdir. ayrıca fransızların ünlü kruasan'ı, viyana kuşatmasında icat edildiği söyleniyor.
musel, kerkük ve adaları savaşta kazanıp, masa da kaybeden beceriksiz türkiye cumhuriyeti gibidir.
(bkz: osmanlıyı anlayamayan beceriksiz sözlük yazarı)
uzun, uzun yazarak başınızı ağrıtmak istemem ama, o devirde savaş-galibeyet-ganimet-talan gerçeğini bilmeyen insanların, helek ki, sorgulama-düşünce-analiz yapmadan salt husumet içinde böyle bir enrty'e görüş yazmasını anlayamıyorum.

Osmanlı yönetimi, devlet idamesi açısından rezaletlikler-tezatlar karmaşasında asli unsur olan türk'lerin dökülecek kanı kalmayıncaya kadar devam etmiş bir devlet yapısıdır.

viyanayı almak için, son saldırıları merzifonlu kara mustafa paşa bilerek yaptırmamış hatta imha değil, yıldırma savaşını tercih etmiştir. Çok büyük topları fazla kullanmamış, hatta son saldırılarla düşecek şehre kesin hücum emrini vermemiştir.

Eğer bu; şehir düşene kadar, en ağır toplarla taş üstünde taş kalmayacak şekilde döverek ve kesin yok ediş-netice isteyen hücum emri verseydi, viyana haritadan silinirdi. Surları aşan askerlerin talan hakkı vardır.

Çünkü; kent teslim olmamış, bunun için her asker istediği şeye sahip olma hakkı vardır,,ki buna şehrin insanları dahil olup malları-canları askerlerin insafına kalırdı. aylarca kuşatmada bulunan, arkadaşları ölen, ganimet-intikam hırsı ile yanıp tutuşan insanların şehre girdiğinde neler yapacağını tahmin edemezsiniz,,,ki tarihte çok olumsuz örnekleri vardır. O yıllarda savaşarak şehre giren askere yağma-talan serbestti. Avrupanın 3 incisi; (roma-viyana-istanbul) olduğu gibi hasarsız sahip olmak, padişaha sunmak her komutan için büyük bir kazanımdı.

Üstelik yağma yapılan şehri imar etmek çok külfetli bir iştir. surların onarımı, halkın iskanı, askerin konaklama-savunma harcamaları, sefer yüzünden çıkan masraflara daha fazla yük getirecektir.

Yüzyıllarca emri altında yaşayan halkların bir kelime bile osmanlıca bilmemesi-dinlerini, geleneklerini osmanlı sayesinde korumuş oldukları gerçeği ışığında, çok iyi analiz yapmalıyız.

Tabii tarafsız olarak, siyasi-dini-kültürel doğmalardan etkilenmemeliyiz.
(bkz: demagoji)

konjonktürel şartlar ve avrupa'nın 16. ve 17. yüzyıllarda kaydettiği ilerlemeler dikkate alınmadan yapılmış afaki bir yorumdur.
varsın alamasın viyanayı istanbul'u almış olması yeter.
öncelikle cahil, üstelik gerçekler bir tık uzakta olduğu halde okumayan yazar modelinin, provakasyon maksatlı açmış olduğu başlıktır. zira;

1-viyana bakkalda satılmıyor.

2- günümüz şartlarında bile her yıl soğuktan binlerce insan ölüyorken, o şartlarda askerler donup ölmesin diye, seferi iptal eden liderlere sahip bir osmanlı devleti..
viyana'yı almak, klavye başında delikanlı kesilmek kadar kolay olsaydı...
ayrıca kırım hanlığı bize ihanet etmiştir.
kırım* hürrem sultanın da geldiği yerdir.
yani görüyorsunuz ki tarihten beridir kırım hanlığıyla bir samimiyet ve bir kardeşlik havaları kol gezmektedir(!).

ha bu arada onları şimdi suçlamıyorum ama tarihte az kazık yemedik lan.
tarihtebaşka devletlerden yediğimiz kazıkları günümüzde kendi vatandaşlarımızdan yiyoruz.
(bkz: izmiri alamayan beceriksiz iktidar partisi)
bunu söyleyen kişi en son hangi viyanayı kuşatmış acaba?
bu bir becerisizlik değildir. takım tutar gibi devletinizi destekliyorsunuz.
kazandığı zaman en büyük, kaybettiğinde beceriksiz. bir kere eleştirmeden önce
kendine bir bak. sen kimsin Osmanlı gibi bir imparatorluğa, Kanuni Sultan Süleyman
gibi bir padişaha laf atıyorsun.
tarihten tek anladığı lozan rezaleti olan ve bunu başarı zanneden cücük beyinli kemocan saçmalaması.