bugün

sanatçı fikret otyam'ın akp'ye suriye'deki mayınlı arazilerin temizlenmesi ile alakalı sorduğu soru...

Kendisi Ottowa Anlaşması ortaya çıkmadan 30 yıl evvel bile mayınlar hakkında haykıran, sesini duyurmaya çalışan, mayın konusunu işleyen çokça oyunlar sergileyen, kitaplar yazan bir isim. Bunun da ziyadesinde mayın acısını yakınen yaşamış, görmüş, kokusunu ciğerlerinde hissetmiş bir isim.

Kendisinin mayın konusunu işleyen bir piyesi vardı. Çok içimi burkan bir hikayedir. Mustafa'nın hikayesi. Mustafa, bir çobandır. Sürüsü mayınlı araziye gider. Engel olamaz. Sürüyü geri getirmek için kendisi de mayınlı araziye girer. Orada mayına kurban olur. Mayın patlar ve bir bacağı kopar. Mustafa acılar içinde yerdedir. Ama kimse yardımına da koşamaz. Çünkü Mustafa, mayınlı arazidedir. Geçemezler yanına. Bölge halkı kendi deyimi ile tez "hokömet"e, yani hükümete haber verir. Yardım beklenir. Ama kimsecikler gelmez. Mustafa acılar içinde yerdedir. "Su", "su" diye inler. Oracıkta hayata gözlerini yumar. Sonrasında bir askeri bir pırpır ile yukarıdan aşağıya kireç atılır Mustafa'nın naaşının üstüne, kokmasın diye... Mikrop yaymasın diye. Bir gece Mustafa'nın evinde kapı çalınır. Rahmetli Mustafa'nın eşi merakla kapıyı açar. Kapıyı çalan Mustafa'nın köpeğidir. Mustafa'nın tek bacağını ağzına almış ve karısına getirmiştir. işte bu piyesi ile içimi çok burkmuştur Fikret Otyam.

Kendisinin o sanatçı ruhu ile sorduğu ve kanımı donduran bir sorusu da var. Diyor ki Fikret Otyam: "Vatan toprağı yasa ile parçalanır mı?"

http://albastropos.blogcu...-meselesi-2_44762031.html