bugün

Stephen King'in The Long Walk adlı eserinin Türkçesi. Hunger Games'e ilham vermiştir.

Günümüzden elli altmış yıl sonrasına denk gelen distopyan bir dünyada, faşist ve askeri bir yönetime sahip ABD'de sadece 100 gencin piyango yoluyla seçilerek katılabildiği "uzun yürüyüş" yarışması yapılmaktadır. Saatte belli bir hızın altına düşmemesi gereken yarışmacılar, belli yaşlardaki gençlerden oluşmaktadır ve mola, duraklama, yatma, uyuma, oturup dinlenme tamamen yasaktır. Yemek yemek veya işemek bile yürürken yapılmaktadır.

Bütün bunlara aykırı davranan yarışmacı iki uyarı alır, üçüncü uyarı "çıkış biletini" almaktadır. Askeri bir konvoy eşliğinde yürütülen yarışmada "çıkış bileti" almak, bildiğimiz anlamda diskalifiye olup, eve dönmek değildir. Bir nevi, "kazanamazsan buradan çıkış yok" anlamındadır.

Yarışmayı 99 genç "çıkış bileti" aldıktan sonra en son ayakta kalabilen yarışmacı kazanacak ve ömür boyu hem kendisi hem de ailesi istediği her şeye kavuşacaktır.

Yürüyüş rotası, ABD'nin heyecanla bu yarışmayı çoluk cocuklarıyla izlemeye gelmiş binlerce ailenin arasından geçmektedir. Kalabalıklar, gençler kanlı ayakları üzerinde yıkılmamaya çalışırken, teker teker çıkış biletlerini alırken orgazm çığlıkları atmaktadır.

King sadece basit bir korku romanı yazarı diyenler, bu öyküyü kesinlikle okumalı. King'in insan karakteriyle ilgili psikolojik çözümlemelerine, gençlerin bizim bile anlayamadığımız dünyasını nasıl ustalıkla yansıttığına hayran olmamak mümkün değil.

Unutmadan King bu romanı 70lerde yazmış, yani bu tür yarışmalar veya Hunger Games moda olmadan neredeyse 40 yıl önce.
Bir de yargıç filminde emekli olan baştargıcın eline bir tüfek verip hadi eywallah dedikleri olaydır.
Sağlıklı bir yürüyüş şeklidir. Evet.