bugün

11 ekim 1917'de doğan thelonious monk, 5 yaşında new york'a taşındı. ergenlik dönemine kadar piyano dersleri alıp ev partilerinde ve kilise törenlerinde çaldı. teddy wilson ve stride piyano geleneği içerisindeki sanatçılardan etkilenmiştir.

1940'ların başında monk, new york'ta sahne alıyordu ve coleman hawkins ile sahne alması kendisi için büyük bir fırsat oldu. daha sonra dizzy gillespie ile çaldı. 1947 yılında art blakey, sonny rollins ve milt jackson gibi yeteneklerle kendi grubunu kurdu. sonraki dönemlerde kurduğu gruplarında saksofoncu john coltrane ve charlie rouse da yer aldı.

thelonious sphere monk bir dahiydi. kullandığı her ezgiye melodik, armonik ve ritmik olarak imzasını atan monk, durmak bilmeyen yaratıcılığı ile piyano tuşları boyunca ilerler, gezinir ve zıplardı. bir grup lideri olarak ilk günlerinde, radikal üslubu bop`tan ziyade stride, blues ve swing etkisindeydi.

monk, 1947 yılında ''blue note'' ile ilk albümünü çıkarırken, caz dünyasına adını kazımayı başarmıştı. 60`lı yıllarda columbia etiketi altında albümler çıkardı.
Caz piyanisti Thelonious Monk yarı deliydi. Piyanosunun başında kendini kaybettiği anlarda sandalyesinden kalkar ve garip sesler çıkarak şöyle bir kendi etrafında dönerdi. Bu harekete arkadaşları ''spin'' adını takmışlardı. Müziği ve besteleri kadar mizacıyla da caz tarihine konu olan Monk, ölümünün üzerinden geçen 25 yıla rağmen tuhaflıklarıyla halen bir esin kaynağı
sıra dışı piyanistin ''round midnight'', ''straight, no chaser'', ''ruby, my dear'' ve ''epistrophy'' gibi parçaları caz standartları haline gelmiş ve cazın pek çok önemli ismi tarafından yorumlanmıştır (hala da yorumlanmaktadır).

son albümü 1971 çıkışlı ''black lion'' ve son çaldığı yer 1974 yılındaki newport jazz festival idi. dünyaya gözlerini yumduğu 1982 yılında ise neredeyse unutulmuştu...
jazz tarihinin en onemli muzisyenlerinden. kendi kendine ogrendiği için, kişisel bir piyano tekniğine sahip olan gergin akor dahisi.
Kompozisyonlarında çok yüksek bir müzik vardır monk' un. Piyanist olarak yetenekleri hiç sorgulanmasa da, (Stride, blues, Teddy Wilson’un romantikliği ve kendi geniş zekasının bir karışımı) asıl bir kompozitör olarak etkiledi caz dünyasını. Gelgelelim çalış stiliyle kompozisyon stili birbirlerini tamamlayan öğelerdir. Belki de bugüne kadar en çok yorumlanan sanatçıdır, ancak gerçek değeri kariyerinin çok sonunda anlaşıldı ve değeri ölümünden sonra daha da arttı.