bugün

Evet çok değerli yazarlar, bir peter Jackson filmini daha geride bıraktık, maalesef şimdiden efsane olmuş filmin sadece son filmi kaldı, 55 yaşın verdiği tecrübeyle filme giriyorum hadi bakalım;
*~
Ilk sahneden başlayalım, diğer 4 filmin aksine biraz daha vasat kalmış ilk sahne ancak genede 1 yıl sonra tekrar orta dünyada olmak ilk sahnede bir çarpıntı yaptı açıkçası.

Yüzüklerin efendisine bağladıkları sahneler fazla güzel olmuş hani sürekli hata arayan aptal sinema eleştirmenleri bile bir şey diyemez o sahnelere, azogun dol guldura çağrıldığı ve orda sauronla yaptığı konuşma güzeldi, sauronun gücü, azameti ve sinirini ses tonuna çok iyi yansıtmışlar daha ilk konuşmasında bunu fark edebilirsiniz.

Cücelerin ormanda yakalandıkları sahnede bir eksiklik yada gariplik var yada ben anlamadım, şöyleki; tauril ve legolas bunları yakalarken örümcüklerin üstünden jilet gibi kayıyorlar örümceklere zarar vermeden sonra tauril gidip kiliyi kurtarırken 2 örümceği katlediyor daha sonra örümceklerin düşman olduklarından bahsediyorlar. Ulan madem düşman niye ilk sahnede öldürmek yerine örümceklere sırt çevirip cücelere kafa tutuyorsun be legolas ?!

Thranduil ve krallığı gayet iyiydi, tauril kitapta olmamasına rağmen bence fena olmamış tabi legolasa yardım etmek yerine kiliye yardım etmesi salakça ama beklenen bir şeydi. Bir çok kişi tauril'in kiliye aşık olduğunu veya hoşlandığını düşünecektir ama alakası yok tauril'in gönlü legolasda hatta herkesle iddiaaya varım 3. Filmde nasıl olsa göreceğiz

Gelelim kaçış sahnesine, bilboyu oynayan adam gerçekten harika oynuyor be abi o sahnede çok hoşuma gitti herkesi fıçıya sokuyor sonra kendisi kalıyor ve tepkisi on numara olmuş tabi sonra kendiside düşüyor suya ve bugüne kadar izlediğim en iyi sahnelerden biri başlıyor,

Orcların elflere saldırma anına denk gelmesi cücelerin avantajına oluyor o kapıdan binbir zorlukla kaçıyorlar, sonra orclar peşlerinden gidiyor legolas ve taurilde onları kovalıyor, o kadar hızlı ve güzel olmuş ki resmen ağzım açık kaldı, legolasın cücelerin kafasına basarak orcları vurduğu sahne baya iyiydi, kütüğü kestikleri sahne gene güzeldi.

En sonunda legolasa ok atan bir orc nerdeyse reisi vuracaktı, ok yaydan çıkmasına rağmen bir şey olmadı çünkü tauril oku okla kesti bu sahneye saçma diyecek liseliler vardır mutlaka ama bence harika olmuş çünkü hep ok yaydan çıkmadan iş halledilirdi bu sefer farklı ve güzel olmuş. Tauril kızımızada maşallah diyelim bu sahnede.

Gandalfın radagast ile buluştuğu sahneye değinmeden edemiycem, arkadaş o nasıl bir yer öyle ?! Ama öyle bir çekmiş ki peter reis valla helal olsun, ancak taşların arasından çıkan yarasanın bana attırdığı taklayı görse kendini kötü hissederdi heralde hadi ben gene iyiydim de yanımda ki kız ve önümüzdeki oğlan baya bildiğin biçim değiştirdi. Eminim kendini filme kaptırmış 3 boyutlu izleyen herkesde bir etki bırakmıştır o sahne...

O fıçıyla kaçış sahnesinden sonra biraz düşüyor film nedenine gelince, peter reisi tom bombadil niye yok diye deli gibi eleştirmiştik lotrda hepimiz biliyoruz, adamın bir bildiği varmış işte bu filme bard'ı ekledi de noldu ?! Kopukluk oldu ve açıkçası normal sahneler, o kadar aksiyon dolu sahneden sonra bize sıkıcı geldi çünkü bard'ı zorla eklemiş gibi geldi ama eklemek zorundaydı nedenini anlatıcam sabredin gençler,

Cüceler o şehirden çıktıktan sonra erebora yol alırken tauril ve legolasda şehre geliyor, cücelerin kapıyı buldukları daha doğrusu bilbo nun kapıyı bulduğu sahne güzeldi ama tam istediğim gibi olmamış, haa bu arada söylemeden edemiycem filmin başında bilbonun yüzüğü kaybedip geri aldığı sahnede ki hareketleri ve öldürdüğü yaratığa dönüp "o benim" demesi ve sonra kendisine şaşırıp gözlerinin dolduğu sahne harika olmuş oyunculuk ve verilmek istenen mesaj olağanüstü olmuş hatta...

Dönüyorum kapıda ki sahneye, kapının açılıp içeri girdikleri sahne çok güzeldi tabi balin in gözlerinin dolduğu sahnede dahil buraya,

Azog'un sevgili oğlu bold babasının emri üzerine cüceleri o takip ediyor ve şehirde bard'ın evini basıyor bu sırada legolas ve tauril gelip onları kurtarıyor,

Legolas boldun peşine düşerken tauril e gel diyor ancak yukarda dediğim gibi salak kızımız herkesin o sahnede tahmin ettiği şeyi yapıyor ve kilinin hayatını kurtarıyor,

Legolas tek başına gidiyor 2 3 orc öldürdükten sonra bold ile vs atıyor ve kısmen biraz daha döven taraf oluyor ancak kendiside baya bir hasar alıyor, bu sırada gelen 2 3 orcu daha tokatlıyor reis bundan istifade bold kaçıyor, legolas burnunun kanadigini fark ediyor sinirlenip arkasından depara kalkıyor, bu bahsettigim sahneleri harika yapmışlar gene, hani kamera açısından tutun gerçekciliğe kadar 10 numara olmuş.

Geldik Yüce smaug'a...bir şukuda smauga benden çünkü harbiden baya azametli ve güçlü olmuş ayrıca ses tonu harika olmuş ve tabi konuşmaları çok güzel olmuş. bilbonun smaug uyanırken oturur pozisyonda beklediği sahne gercekten cok hoştu,

Kazanların yakıldığı sahne çok iyiydi ve erebor gerçekten çok güzeldi peter reis öyle bir çekiyor ki hayran olmamak elde değil, bunun dışında 2. Kafa karıştıran sahneye geliyorum, thorin'in altın heykeli smaugun üzerine bıraktığı sahnede koskoca ejderha altının içinde kayboluyor tamamen pürüzsüz bir şekilde duruyor altın, sonra birden çıkıyor ve şehre gidiyor. O sahnede smaugun öyle durması imkansız aslında ama neyse olur böyle şeyler bunlar çok ufak ayrıntılar.

Gelelim gandalf reisin dol guldur atağına, azog ile karşılaştığı sahne fena değildi, sonra kaçarken sauron ile attığı vs ise efsaneler arasında yerini alır, sauron reisin siluetini görmek bile anlatılamaz anlar yaşattı, ayrıca gandalfın sauronun gücüne karşı 3-5 saniye dayanması bile başarıdır bence ki o sahneyi çok güzel yapmışlar gene haklarını vermek lazım.

Öncelikle şunu söyleyim kitabını okumadım, ancak 3. Filmin yarısını tahmin edebiliyorum mesela smaug'un nasıl öleceğini bilmek zor değil, çok az kişi fark etmiştir bence fark edemeyenlere iyiliğim olsun hadi söylüyorum gene iyisiniz, yukarıda bard'ı eklemek zorundaydı derken şunu kastettim bard'ın oğluna saklattığı kara ok ve germe yay şehirde zaten smaug da şehre gidiyor bence orda indirirler bizim ceylanı indiren kişide bard olur büyük ihtimal.

Ayrıca gandalfın nasıl kurtulacağınıda tahmin etmek zor değil, yüzük kardeşliğinde ve hobbit 1 in sonundaki sahnede gandalfa kimlerin yardım ettiğini hatırlamanız yeterli. Tabi bu son dediklerimin tamamen benim tahminim forum veya herhangi bir platformda görmedim.
*~
Evet sevgili yazarlar film bu şekildeydi, o bahsettiğim kopmalar olmasa ve biraz daha konu dikleştirilse imdbde ilk 20'ye çok rahat girebilecek seviyedeydi bence, genel olarak gayet iyiydi gidin izleyin valla sonra pişman olmayın, ayrıca filmden keyif almaya çalışın akoyum eleştirmen gözüyle izlemeyin bazı deliler öyle yapıyor mubarek sanane sen izle filmini keyfine bak.
legolası izlerken malkoçoğlu geliyor aklıma sözlük bi adamnın oku hiç bitmez mi arkadaş.

yalnız bu elf'ler olmasa orglar ve cücelerle çekilmez bu film.

filmle ilgili de birşeyler söylersek ...

abiler bir ara film nasıl yapılır onun tam dersini vermişler. herşey 3. filme kaldı hele sonu ...

neyse bilet + gözlük parasını gözden çıkarıp gidin izleyin.
Hobbit, smaugun hayal kırıklığı başka bir şey değil. Hic bir sonuca bağlanmadan biten, ara dizi bölümü gibi bi filmdi. Hele de o son yok mu beni benden aldı.

Orta dunyayı iyi yansıtmış diyenlere, bir tane şarkı yoktu filmde ne orta dünyası.

Umutlarımız son filme kaldı.
film bir çok açıdan iyi bir film, yalnız hiç bir lotr izleyenini memnun etmemiştir. 3 saatlik fimin bir sonuca bağlanmadan bitmesi kötü olmuş ayrıca aksiyon çok azdı filmde. filmin baş karakterleri çok ezik kalıyor, bir tek bilbo idare ediyor. 3. film muhtemelen bol aksiyonlu olacak, ama bu filmi türk dizileri gibi bitirmeleri kötü olmuş.
peter jackson'ın ilk sahnede havuç yemesi ile başlayan devam filmi.

mantık hatası:

--spoiler--
ejderha'nın altınlar içinde ateş püskürttüğü sahnede nasıl olurda bir altın bile erimez, arkadaş ya.

--spoiler--

edit: bu arada sorun bende midir, sinemanın en ön sırasından izlediğimden midir bilinmez fakat filmden o kadar sıkıldım ki filmin yarısında bu elf orlando bloom muydu ya diye düşündüm geri kalan yarısındaysa orlando bloom miranda kerr'i nasıl boşar ya diye düşündüm. hatta filmden çıktıktan sonra da arkadaşlardan miranda'nın orlando'yu justin bieber ile aldattığını öğrenip şoklardan şok beğendim. keşke bunları düşüneceğime filmi izleseydim anasınısatıyım.
tek eksiği müzikleri olan film. diğer her şeyi sevdim ben.
Bır ork kafası kestıklerınde kafayı havada yakalamaya calıstıgım fılm. Guzeldı ama en guzel yerde bıttı fılm.
beğenerek izlediğim ve hayran kaldığım film. yok yahu şaka yapıyorum, filmi izlemek için 2 avm gezdim, seansların hepsi doluydu. bu talihsizlikle filmi izleyemeyeceğim sanırım.
yarın izleyeceğim filmdir. hakkında spoiler okumayayim, görmeyeyim diye internete girmeye korkuyorum sözlük. sadece şunu söyleyin: polat ölüyor mu sonunda?
hfr 3d teknolojisiyle izlemesi harika olan the hobbit üçlemesinin ikinci filmidir.

--spoiler--
filmin sonunda yüzük yok edilir.
--spoiler--

bu yüzden izlemenin lüzumu yoktur.
Orta dünya hayranlarını yine mest etmiştir.bir sene beklemek zor bir iş.
Filmde tek eksik gördüğüm taraf müzik oldu. Yüzüklerin efendisiyle yarışamaz denmişti ama bu film biraz yaklaştı.
filmin ilk yarisi gayet guzeldi. ikinci yarida ise maalesef baydi. imax 3d bir salonda izledigimden gorsel acidan cok iyiydi.
--spoiler--

Peter Jackson orta dünya 'dan Türkiye'ye "Chapul Makers" ile selamı eksik etmemiştir. anırasım geldi o sahnede. hani cevirmen kayağı falan değil bildiğin "Chapul Makers" diyor 2-3 kez.

--spoiler--
hobbit üçlemesinin ikinci filmi... altyazılı ve dublajlı olarak arka arkaya 2 defa izledim. neden öyle bir manyaklığa giriştiğimi bilmesem de anormal baş ağrıları haricinde durumdan gayet memnunum. altyazılıyı izlediğimde salonda ortalama bir kalabalık vardı, dublajlıya gittiğimde tıka basa doluydu, bunu da belirteyim. neyse, 1 sene aradan sonra uğuruna günler saydığımız filmin irdelemesine artı ve eksi yönlerine gelelim.

--spoiler--

artılardan başlarsak;

film peter'ın dediği gibi "bilindik bir yerde beklenmedik bir şekilde" başladı. aylar boyunca, son ittifak savaşıyla başlayacak, balrog'un uyanışıyla başlayacak (ilk uyanışı hobbit dönemine denk gelmekte), dol guldur'dan başlayacak diye yüksekten ayıp tutarken, bree'de peter'ın havuç yiyerek "hadi iyi seyirler" bakışı atmasıyla başlaması güldürse de kişisel olarak beni biraz üzdü. yine de bree içindeki sahneler filmin kurgusu bakımından oldukça doyurucuydu. o sahnelerde gözler yolgezeri aramadı değil...

ayrıca peter bu rolüyle yüzüklerin efendisin'de havuç yiyen "kendisinin" dedesi rolünü oynayarak bu kulvarda anormal bir yere geçti. 3. filmde ne kılıkta görüneceğini en az filmin sonu kadar merak ediyorum, o derece.

filmin ilkine kıyasla aksiyonu ve komedi yönü oldukça bol. mesela bombur'un korkudan 100 metre deparı basması ve fıçılarla kaçışta tek başına şov yapması. cücelerin kafasına basarak kuğu gölü balesi yapan legolas ve legolas'ın gloin ile girdiği muhabbet, gloin ailesinin abuk fotoğrafları... bilbo'nun mimikleri ve el hareketleri oldukça güldürdü. tabii ki havuç yiyen peter'ı da unutmuyoruz...

bree'deki gandalf ile thorin'in sahnesi, arkenstone'un gerek thorin için gerekse taşın stratejik öneminin ne kadar fazla olduğunu anlamak açısından oldukça doyurucu olmuş.

fragmanda fıçılarla kaçış sahnesinin o çizgi filmden hallice animasyonla yapılmış bir bölümünü gördükten sonra filmde buranın vasat şekilde işleneceğini düşünmüştüm ama oldukça yanıldım. aksiyonu bol ve görsel olarak da bayağı güzeldi. yine de bazı yerlerin direkt bilgisayar destekli olduğu apaçık göze batsa da genel olarak durumu kurtardılar.

mirkwood'un ortamını gerçekten beğendim. karanlık ve kasvetliydi. sahnelerin atlı kovalıyormuş gibi hızlıca geçiştirilmesi dışında bir eksisi yok.

bombur'un hakkı sonuna kadar verilmiş.

bard ve göl kent'in efendisi karakter olarak kitaba göre çok güzel yansıtılmış filme. thranduil'in atarlı ve asi bir yapıda görünmesini bekliyordum, suratındaki o uydurma bir hikaye ile eklenmiş yanığın aşırı gereksizliği haricinde bir problem yoktu. oyunculuklar üst seviyedeydi.

sanıyorum filmde kitapla en uyumlu olan yer, woodland realm sahneleriydi. cücelerin karşılanması, uğurlanması gayet kitaba uygundu. ve lake-town şehiri kitapta betimlendiği gibi ne görkemli ne de göze çirkin geliyor. tam kıvamında olmuş, çok beğendim.

dol guldur'un ambiyansı karanlık ve gerilim doluydu. filmde erebor'dan sonra favori ikinci mekanım.

gandalf sağolsun bu film eski dost sauron reyisi de görmüş olduk. bize yüzüksüz de o ürpetici sesiyle ne kadar güçlü olabileceğini gösterdi. gerçi zayıflamış biraz o ayrı. gandalf ile kapışmaları biraz uzun sürse de görsel olarak ortalama üstündeydi. gandalf'ı bu kadar sık büyü yaparken görmek ayrıca güzel. lotr'de bunun eksikliğini çekmiştik. o değil de yine asası gitti. adama asa dayandıramıyoruz arkadaş.

bilbo'nun mirkwood'da örümcek ağlarıyla oynaması onun took yönünü ortaya çıkarmış. ve bu film gördük ki bilbo yüzüğe bayağı bağlanmaya başladı. ve yüzüğü taktığında örümceklerin konuşmalarını duyuyor olması da hoş bir detay. lotr'de bu detay atlanmıştı.

erebor... ilk filmde erebor'u görünce oha nidaları atarken bu filmde bolca erebor'un içini görmem beni fazlasıyla tatmin etti. o sahneler hiç bitmesin istedim. tasarımcılar her kimse cüce işi mimarisini oldukça kapmış.

ve gelelim filmin başrolüne, yüce, haşmetli smaug'a... fragmanda kendisini ilk gördüğümde animasyon yüzünden beklentimi biraz düşürmüştüm, daha sonra sesini duyunca tekrar beklentilerim artmaya başladı, çünkü umduğumdan iyi bir dublajla karşılaştım. film de ise fragmandaki o görüntüsünün ne kadar yanıltıcı olduğunu görmüş olduk. muazzamdı. ilk gözünü açıp lake-town'a direkt dalış yaptığı sahneye kadar zerre sırıtmadı. sanıyorum filmin bütçesinin yarısı sadece smaug'a harcanmış. bu kadar uzun süre boyunca, oldukça tempolu bir halde sıfır hata ile koca ejderhayı ekrana yansıtmak her benim diyen ekibin yapabileceği bir iş değil. sanıyorum sinema dünyasında ejdarha figürü olarak üzerinde en çok uğraşılmış ve filme bu derece gerçekçi şekilde yedirilmiş tek ejderha. işine gelince nasıl da uğraşıyorsun peter... seslendirmesine zaten diyecek yok, benedict döktürmüş.

şimdi gelelim filmin eksi yönlerine, bu kadar övdüğüm yeter.

öncelikle beorn olmamış. beorn'un evi olmamış. kitap ile zerre alakası olmayan sırf laf olsun diye çekilmiş geçiştirme sahnelerden ibaretti. oysa benim kitapta en çok hoşuma giden bölümlerden biriydi. cüceler eve o şekilde mi giriyor peter efendi? cücelere servis yapan hayvanlar nerede? hadi onu atladın, devasa hayvanları nerede? beorn neden onları hemen kabulleniyor? kaldı ki o beorn tasarımı ne öyle? wolwerine kılıklı... hiç olmamış.

mirkwood bölümünde örümcekli sahnelerini bir nebze anlayabiliyorum ama saraydaki sahnelerin bu kadar kısa olması yüzünden güzelce küfürleri sarf ettim peter'a. cücelerin mapus damına girmesiyle çıkması 10 dakika bile sürmedi. onlar orada en az 1 ay barınıyordu, bilbo içeride kaçış yolu için plan yapıyordu. bunlar en azından daha detaylı şekilde anlatılabilirdi.

thranduil'in suratının o hale gelmiş olması lüzumsuz. resmen adamla dalga geçilmiş. hiç lazım değildi.

peter pan kılıklı, dip boyası gelmiş tauriel hakkında da bir kaç kelam etmek lazım. öncelikle tee en başından böyle bir karakterin olacağını öğrendiğimden beri kendisine kılım. eğer mirkwood'da uslu bir elf olsaydı kendisi hakkında düşüncelerim değişebilirdi ama olmadı. sen git hayali bir karakter ile bir cüce arasında aşk yaşat ve bu işin içine legolas'ı da sok. direkt çıkıp tolkien'e sövsen daha iyiydi peter efendi. kimse bana peter'ın "filmdeki erkek karakter bolluğu çok fazla" bilmem ne demesin. galadriel tek başına o işi görebilir. olmadı bard'a bir kadın bulsaydınız. olmayan bir karakteri yaratıp illa ki biriyle aşk yaşatmaya zerre gerek yok. ki cilveleştiği kişi de bir cüce. sonra tolkien ailesi neden bu adama dava açıyor. az bile yapıyorlar. kitaptan çıkılabilir, ek materyaller eklenebilir ama bu kadar ileriye gitmek fazladır. çok meraklıysa peter efendi kendisi bir kitap yazıp onu filme uyarlasın. neyse, ayrıca legolas ve tauriel'in lake-town'da bulunması kadar alakasız başka bir şey olamaz. legolas gibi bir elfi cüceye tercih eden peter pan'ı da orklar kaçırsın.

legolas'ın bolg'un peşinden gitmesi anlamsız. bire bir dövüşü bir nebze anladım ama bolg wargıyla çekip gittikten sonra at ile onu kovalamanın manası nedir? mümakili tek başına indirmiş, gözle görülemeycek uzaklıktaki nazgulu vurmuş bir elf pekâlâ bolg'un ensesine oku yapıştırabilirdi.

azog bolg değişiminin mantığı açıklanmalı. bolg'u cücelerin üzerine sürmesinin ekstra bir sebebi olmalı.

lake-town efendisinin yanındaki o solucandil çakması karakter gereksiz.

sanıyorum büyücüler arasında istedikleri zaman birbirlerinin yanına gidebilecek bir özellikleri var. gandalf ne zaman radagast'ı çağırsa 2 dk'da yanında beliriyordu. ilginç. galadriel'de durup dururken kayboluyordu mesela ilk filmde.

hazır galadriel demişken, normalde filmde bulunmaması gereken bir karakter ama peter'ın 3. filmi yüzüklerin efendisine bağlayacağı bahanesi ile kendisine göz yumduk. sanıyorum bu film 15 saniye görünmesi bize yetmedi.

bombur'un mirkwood'da bayılıp rüyalandığı sahneyi umarım gösterirler, oradan güzel bir komedi çıkar. extended'ı bekliyoruz. çekilmemişse eksiklik hissederim.

cücelerden bazılarının lake-town'da kalması çok gereksiz. böyle atraksiyonlara hiç gerek yoktu. tauriel'in arwen moduna girip kili'yi iyileştirme çabalarına zaten hiç girmiyorum.

haşmetli smaug'a dönersek... yukarı da o kadar övdüm beklentilerimi fazlasıyla karşıladı dedim ama üzerinde bu kadar uğraşılmış bir ejderhayı da bu derece şamar oğlanına çevirmek ayıptır. ne haşmeti kaldı, ne de yüceliği. cüceler bu kadar kıvrak zekalıysa eğer neden smaug ilk erebor'a saldırdığında alt etmediler de burada öldürmekten beter ettiler diye sorarım sana peter. smaug'un the golden lakabı ancak bu kadar kötü bir biçimde yansıtılabilirdi ekrana.

bir film böyle pat diye bitirilmez, ayıptır yazıktır günahtır. diziler bile böyle bitmiyor. daha iyi bir kurgu yapılabilirdi...

soundtracklere gelirsek. bu üçlemede howard shore gerçekten vasat. ilk filmde yeni maceraya ısınmak için eski alışık seslerin duyulmasını yadırgamadım ama bu film yeni parçaların da çoğunun sönük kaldığını gördüm. çok yavan ve geçiştirme. hiç ön planda değiller. orta dünya filmlerindeki en önemli unsurlardan biri soundtracklerdir bence. lotr dönemindeki bir çok parça diğerlerinden farklı ve bireysel olarak dinlenilebilecek seviyede. filmde ön plana çıkan parçalar bile ne yazık ki lotr dönemindeki parçaların tekrar düzenlenmiş haliydi. ayrıca kapanış parçası da bu filmin havasına uymamış. güzel müzik ama buraya uygun değil. biz enya'lara alıştık bir kere.

soundtracklerden en sevdiğim 2 parçadan birinin en kıl kaptığım sahnelerden birinde çalması beni oldukça üzdü. bkz; http://www.youtube.com/watch?v=WtNS4l6Kr2M

--spoiler--

neyse, uzun lafın kısası, övdüğüm kadar sövdüğüm yerleri de olan bir orta dünya filmini geride bıraktık. teknik olarak 1 ile 3 arasında geçiş filmi olarak duruyor, umuyoruz ki peter el mahkum izleyeceğimiz bildiği için bizi sömürüp kitaptan bu kadar bağımsız işler yapmaz.
devam filmidir. ancak üç parçaya ayrılmış olan kitabın ikinci ve en sıkıcı kısmıdır. olayların gelişimi tamamlanmışken, karakterler oturmuşken ve aksiyon beklerken pat diye filmin sonlanması, heyecanın üçüncü filme bırakılması hoş olmamıştır. ayrıca kitabı okuyanlar daha da sıkılacaktır. çünkü kitaba nazaran oturmayan bazı şeyleri rahatlıkla göreceklerdir.
(bkz: Ed Sheeran - i See Fire)
jackson'un hadi bi siktirin gidin artık dediği filmdir.
Bütün olay ve ümitler 3.filme kaldı
300 sayfalık kitabı 3 film yapmayı başaran peter jackson ve kankalarının*** hobbit hakkında çektiği 3. filmdir. kitapla her uyarlamadaki gibi pek alakası yok. olayların sıraları, çevre tasvirleri, sarumanla buluşmalar, radagass kitapta geçmiyor. fakat şahsımca çok güzel yapılmış bir filmdir. sonu dizi mantığı ile bitmiş olsada gidilmelidir.
Filmi gecen hafta carsamba sinemaya girdigi ilk gün izledim. Biletimi zaten haftalar once ayirtmistim sonucta sabirsizlikla bekledigim filmler arasindaydi. LOTR sinemada izledigim ilk film uclemesiydi. Orta dunyayla ilk tanistigim ucleme. O zamandan beri bu filmlerin yeri ayri benim icin. Bir anlami var. 10 uzerinden 1 verilse de sinemada izlenecek bu filmler o kadar. Efennim Arkadaslarla gitmek yerine tek basima gitmeyi tercih ettim film sonrasi ise tam olarak yerin dibine nasil girilir cinsinden bir olay yasadim ama bu konu baska bir basligin konusu neyse. Filme dönersek, film benim beklentilerimi fazlasiyla karsiladi. Kitabi okumus olsaydim muhtemelen cogunluk gibi agiz burun kiviracaktim ama okumadigim icin gordugumle yetindim ve gayette memnun kaldim. Hatta okumadigima sevindim desem yalan olmaz. Okumus olsam eminim ki beklentilerim karsilanmayacakti. Bu hissiyati cok iyi biliyorum cunku okudugum bircok kitabin film veya dizisinde feci hayalkirikligina ugramisligim var.

--spoiler--
Oncelikle bu film ilkinden cok daha iyi onu once bir kabul edelim. Daha cok aksiyon daha cok macera var bu ikincisinde. Bilbo karakteri sagolsun baya guldurdu. Hikaye ilk bolumunde biraz yavas ilerlese de ikinci yarisinda baya hizlaniyor. Cucelerin ficilarla kacis sahnesi mukemmeldi mesela. Baya tum sinemada oturanlar soluksuz izledik. IMAX olarak izleyince kafama kafama gelen oklar yuzunden kafami egisim ve yanda oturanlarin bu duruma katila katila gulmesi gibi sebeklikler de yasamis oldum. Legolas'i gormek eski bir dostu gormek gibiydi. Tabiki o LOTR serisindeki genc deluganli orlando bloom yoktu karsimizda ama yine de olmustu. Sadece lenslerinde bir sorun vardi sanki. Asiri bir mavilik vardi boyle ara ara beyaza kacan. Bunun disinda yasina bakisin adam gayet formundaydi. Hakkini yemeyelim. Evangeline Lilly tauriel rolunde cokta siritmamisti bana gore. Bir cuceye yildirim askiyla vurulmasi olayi zorlama olmus olabilir ama oyle cok goze batmadi. Ben sevdim kili tauriel ikilisini. Hatta orc'lar saldirdiginda yetis tauriel kurtar kili'yi diye diken ustunde oturdum bir ara. Oyle cok yakinildigi gibi acayip sulu bir askta yasanmadi bu ikili arasinda.

Smaug ile bilbo sahnesinde kahkalarla gulduk dersem yalan olmaz. Smaug ile bilbo'nun arasindaki konusmalar, kacislar, kovalamacalar tam yerindeydi. Onun oncesinde bilbo'yu asagiya yollarken cucelerin arkenstone'u bulacaksin isin kolay canim demeleri ve bilbo'nun altin ve mucevherlerle dolu sonsuz buyuklukteki alana bakmasi ve pekala demesi tam komediydi.

Filmin sonu sacma bitmis olabilir ama nerere bitirseler bize sacma gelecekti. Ki yani biz kitabi okumadik. Film orda bitmemis olsaydi zaten ucuncu filmi gerek kalmazdi. Bu baglamda 'ne bicim bir yerde bitti lan bu film' serzenislerini anlamiyorum. Olmadi alip kitabi okuyacaksin merakina son vereceksin. Bence tam da yerinde bitti.

Bilbo 'What have we done?'
--spoiler--

Lost disizinden sonra Evangeline Lilly'i tekrar gormek guzeldi, elf olmak yakismisti da. Fakat biraz aksan kasar gibiydi, ilkin alisamadim aksanina. Filmin genelinde hakim olan ingiliz aksanina uyum saglamak istedi belkide bilemiyorum. Kitabi okumadigim icin sevmis olabilirim kendisini. Okumus olsam nefret edebilirdim bilemiyorum.

Richard Armitage olayi yine goturuyor ilk filmde oldugu gibi. Thorin rolunde cok ama cok basarili. Zaten o ses tonuyla sabaha kadar konussa oturup dinlerdik tum salondakiler. Thorin'in agirligini, karizmasini ve zaman zaman bencilligini cok iyi yansitiyor Richard Armitage. Film sadece kendisi icin bile izlenir.

Benedict Cumberbatch'ta masallah smaug'a sesini vererek harikalar yaratmis. Smaug'un buyuklugunu,, ihtisamini birebir yasatiyor size.

Bu filmi kesinlikle IMAX 3d olarak izlemelisiniz. Normaliyle hicbir fark yok diyenler ne tur bir imax 3d olarak bu filmi izlediler bilmiyorum ama ben sanki orta dunyanin icindeydim 3 saat boyunca. Kaliteli bir imax 3d'de izleyin filmi ama gidip bok atmayin, yapmayin.

Son olarak film bitince hemen kalkip gitmeyin, credits akarken ed sheen'den I see fire sarkisini dinleyin. cok guzel bir sarki zaten kulak kabartin, acmayin hemen o gozleri. kalin biraz daha orta dunyada. Seneye son film ve orta dunya tamamen bitmis olacak. Tadina varin abi bu filmlerin, elestirin tabi ama kiymetini de bilin.
en fazla 7.5 o da lotr fanı olduğum için.
3D izlemedikten sonra bir anlamı kalmayan hatta bazı sahnelerinin hiç tadı olmayan film.
10 numara filmdir.

gerek oyunculuk gerek görsellik açıdan beni aşırı derecede tatmin etmiştir. hatta orgazm yaşadığım söylenebilir.

bard karakterini canlandıranı jude law'a benzettim ilk başta ama luke ewans'mış. benzemiyor diyen yalan söylüyordur.

peter jackson yine harikalar yaratmış.

filmin bitiminde çalan müziğe de bayıldım. şurada, http://www.youtube.com/watch?v=bb90SJRGiM8

kitabını okuyup izledikten sonra daha net anlayabiliyorsunuz geçen olayları.

kitabı okumayıp öylesine zevk için izleyenlere sesleniyorum. mutlaka kitabını da okuyun muhteremler.

eyyorlamam bu kadar.
Lotr hayranı olarak hobbiti de okudum tabi ki. Kitap lotr serisine göre çocuksu kalıyor yine de hikaye akıcı keyif veriyor zaten tolkien'ın amacı çocukları için yazmakmış hobbiti. Ama film olmamış tek güzel yanı 'dişi elf'ti sanırım. Tam çocuk filmi gibi kaç kovalasınlar şeklinde geçiyor. Umarım kitabın sonundaki savaşı-detay vermiyorum- adam akıllı işlerler Miğfer dibi ya da Minas Tirith savaşları gibi tadı damağımda kalır.
çok da kötü değil amma velakin tikkat spoiler geliyor ejderhayı bu filmde öldürselerdi iyiydi. bu kadar uzatmanın mantığı ne fazla naz aşık usandırır ölecekse ölsün artık.
kitabı okumadan izleyen herkes için bir şölen havasında geçtiğinden eminim. lakin benim gibi " nerd " tayfadansanız, filmi beğenmeme ihtimaliniz yüksek.

gelelim sebeplerine ;

--spoiler--
hacı, öncelikle ben lotr serisinde de arwen'in kahramanlıklarına takılmış bir adamdım, peter jackson'un kafasına göre iş yapmasına kızıyorum. lotd'da tom bombadil ve glorfindel'in başını yemişti, şimdi de beorn'un yemiş ve tauriel diye ne sikim olduğu belli olmayan bir elf'i eklemiş. eğer yanılmıyorsam legolas hobitte sadece bir kere kral babasının yanında gözüküyordu, tasvir ediliyordu ama konuşması yoktu diye hatırlıyorum. yanılıyor olabilirim.

dragon sahneleri çok uzun ve gereksiz. cücelerin yarım akıllarıyla bilmemkaçbinyıllık dragonu oynatması akıl alacak gibi değildi.

başka bir yerde daha okudum bu eleştiriyi ama, rohan bile görüntü olarak skindirik dururken bu göl kasabasının adeta fantastik dünyanın parisi gibi gözükmesi göz tırmaladı.

ha bir de, fire dragon'u fire ile öldürmeye çalışmak... bi ben güldüm zaten sinemada.

işin özü, tek filmlik kitabı 2 filmde versen gene olurdu da, 3 film olmadı hafız.

--spoiler--