bugün

chandler'ın romanını senaryolaştıran william faulkner'dir. bogart'ın snob çehresine yakışan diyaloglar lezizdir. ancak film polisiyenin doğasına uymayacak ölçüde ivmelenir; kişiler, olaylar, mekanlar takibi zorlaştırır. tekrardan izlenmeyi zaruri kılar.
leziz bir the gathering şarkısıdır. sevişme şarkıları listesinde üst sıralarda yer alır. ahan da sözleri:

Deprivation of my sleep
is so bad
I need to weep
myself into a coma

And drift far far away
from reality

sing me a lullaby
"Summertime"

I'm dreaming
I'm dreaming

Temporary failure to close my eyes
leeds to a final
loss of sanity
I need to slip
into a deep sunken sleep

And drift far, far away
from reality

I'm dreaming
I'm dreaming.....
Scott Walker da katkılarıyla, two suns albümünden bir bat for lashes şarkısı.

How can it be the last show
(How can it be)
How can it be the last show
(How can it be)

No more spotlights
Coming down from heaven

It's a goodbye
It's curtain's double time

Not even out of my dress
And already my voice is fading
Goodbye my dear
(Goodbye)
And into the big sleep
howard hawks yönemindeki '46 senesi filmdir. bence coen denilen fargosuyla maruf ve pek fazla muteber yahudi kardeşlerin, bir çok filminde sonraları kullanacağı klişeler bu filmde mevcuttur. lauran bacall mı ne oynardı dünyanın en tuhaf gözlerine sahip bir hatun bogart abini yanında. bu arada bogart amcanın kısa boyuyla dalga geçildiği nadir filmlerden biridir. bunu izleyen bunu da izler orası ayrı:

(bkz: The Maltese Falcon)
fıstık gibi hatunların başından sonuna adeta resmi geçit yaptığı polisiye-macera bir amerikan filmidir. ne var ki güzelliğiyle en çok başrolde humphrey bogart'a eşlik eden lauren bacall göz doldurmaktadır. alengiri bol bir filmdir. bu nedenle, bazen kafa bulandıracak düzeye ulaşsa da; gizem, heyecan ve aksiyon pek aşağı düşmemektedir. e. mars rolündeki abi de oldukça karizmatiktir.
you are cute repliğini akıllara kazıyan filmdir.
raymond chandler, bu kitabındaki bir karakteri tamamen unutmuştur.
Ölüm döşeğindeki yaşlı milyoner General Sternwood’un başı, kayıp bir kaçakçıyla evli kumarbaz büyük kızı ve ölçüsüz deneyimleri nedeniyle şantaja uğrayan küçük kızı yüzünden sürekli derde girer. General ölmeden önce bu meselelerden kurtulabilmek için özel dedektif Philip Marlowe’u tutar. Marlowe sadece para için yapılan basit bir şantajı çözmeye çalıştığını sanırken kendisini kaçırılma vakaları, istismar, pornografi ve kanlı cinayetlerin ortasında bulur.
Okurunu uzun yıllar boyunca Marlowe’un peşinde türlü maceralara sürükleyen Raymond Chandler’in Büyük Uyku’su baştan çıkarıcı, incelikli ve son derece sürükleyici bir ilk roman.

“Büyük Uyku’yu okumak o kadar eğlenceli ki büyük ihtimalle yazarının ne kadar zeki olduğunu fark etmeyeceksiniz.
Chandler nüktedanlığın kralı olmaya devam ediyor.”
–Ian Rankin

“Polisiye roman ustası Raymond Chandler’ın ‘şehirli, eksiksiz özel dedektif’ Philip Marlowe’u tanıttığı ilk ikonik romanı.”
–Los Angeles Times.