bugün

can tanrıyar'ın ülkemize yaptığı müthiş katkı. fakir, okumayan, gezemeyen, tek eglencesi televizyon olan bir halkın kültürsüzlüğünü kitsch bir kültüre çevirmiştir daha ne yapsın.1000 kişi geziyor, banal ve sakil bir şekilde eğleniyor, aşksız tatsız tuzsuz sevişmeler yaşıyor,70milyon onları izliyoruz, beynimiz sulanıyor, ilkgençliklerinin baharında bunları izleyerek beyni sulanan aptal kızlar her türlü kaşarlığa aptal oğlanlar her türlü itliğe özeniyor, tükeniyoruz. alkışlar can tanrıyar'a. bir diğer eseri için (bkz: petek dinçöz)
ilk başta futbolcularla başlayıp daha sonra klüp yöneticilerinin izin vermemesiyle sanatçılara yönelip yeni bir kültür oluşturan akım. şöhret olmanın herşey sayılabileceği ve bu yolda her türlü ahlaksızlığın ve kuraldışılıklarının sergilendikleri kültür
ünlüleri saklandıkları köşelerden çıkaran, gözüne kamerayı burnuna mikrofonu dayayan, içerdiği bilgiden şüphe edilmesi gereken bir kültür.
(bkz: televole)
ÜLKE GENÇLiĞiNE DiKKAT EDiLDiĞiNDE ÇOK CiDDi BiR MAKAMDA OLAN BiRiNE DAHi SORULDUĞUNDAN BiR KAÇ iSiMDEN VE KONUDAN BAŞKASINI BiLMEYEN FAKAT ŞU MANKENiN ADI NEDiR ? YA DA ŞU ŞARKININ SÖZLERi NEDiR ? DiYE SORULDUĞUNDA ANINDA CEVAP VEREN KÜLTÜRDÜR . ÖNEMLi OLAN TÜRK GENCiNi iYi BiR ELDEN KANALiZE ETMEKTiR , TECRÜBENiN ÖNEMi NE KADAR DEGERLi iSE BU TECRÜBE TARAFINDAN KANALiZE EDiLMEK DE O KADAR DEGERLi OLSA GEREKTiR .
Halkın sadece %10 luk bir kesimini tv lerde gösterdiği halde devasa reytingler alan alnı öpülesice güzel halkımınsa hiç bıkmadan usanmadan izlediği, kendisini ailesini çoluğunu çocuğunu yaşama daha bir karamsar bakmasını sağladı ve kendi yaşadığı hayatla onların hayatını görünce bazen sonucunun ölümlere bile varabileceği bir kültür. Aşağılık bir kültür. Lanet Olsun Televole çıktığın günede seni fikir olarak kabul edip tvlerde oynatanlarada...!
(bkz: kültürel yozlaşma)
hıyar kökenlilerin turfanda satıldığı, kamerayı gören kaz kökenlilerin tavuk taklidi yaptığı zübük kültürüdür.
kim kimi yalamış, neresinden yalamış, niye yalamış, ne zaman yalamayı kesecek, yalak potansiyeli olan ünlüler, yalama bölgeleri... gibi konuları içeren kültürdür. yalama bir kültürdür.
Televole kültürü nedir? Magazin kültürü ile bir alakası var mıdır? Peki ya eski magazin dergileri? Peki ya magazin kavramı? Olayın sosyolojik boyutu önemli olmakla beraber bu benim haddime düşmeyeceğinden ben sadece dikkatimi çeken birkaç hususu belirtmek istiyorum.
Nasıl ki Almanya da Adolf Hitler çatır çatır iktidara gelirken ona kimse müdehalede bulunmamış ise bu Televole denen kültürü ve onu temsil edenleri bu noktaya getiren nedir? Bence taa Televole nin yılışık muhabirlerinin; salak futbolculara sorduğu abuk sorulardan buralara gelecekleri belliydi. Tabii bunda eski magazin dergileri, magazin kültürü ve magazin kavramı ne kadar etkilidir o başka bir tartışmanın konusudur. Ama bu işin asıl ilginç yanı kronolojik bir sıralamayla bu noktaya gelinmiş olması. Ben kafamdan herhangi bir hesaplama yapmadan şu şekilde bir sıralama çıkarttım:

Televole ortaya çıkıyor ve salak futbolcuların üzerinden sağlanan reyting başları döndürüyor.
Bu salak futbolculardan bir iki demet seçiliyor ve normalin aksine çürükler üste koyularak bunlarla ilgili röportajlara daha bir sıklıkla başvuruluyor.
Bu futbolcuların en bi gereksizi burada dönen paranın büyüsüne kapılarak futbolu bırakıp yanına kattığı yılışık muhabirle beraber kendi programını yapıyor.
Maradona Türkiye ye geliyor ve o meşhur talihsiz sözü söyleyerek halkın gözünde Televole denen programı ve televole kültürü nü meşru hale getiriyor.
Televole yavaş yavaş futbol camiasından uzaklaşarak magazine doğru geçiş yapıyor. Ama adı artık bir marka halini aldığı için adından vazgeçmiyor.Tabii işte bu kırılma noktasında televole kültürü doğuyor.
O ana kadar farklı bir çizgide bulunan bazı magazin dergileri giderek yönlerini sansasyona çeviriyor.
Futbolcu eskisi Afrikalı kişi medyanın ve sözde sanatçıların yaşlı gözlerini arkasında bırakarak sınırdışı ediliyor. O zaman insanların aklına bir soru geliyor onsuz bir Türkiye nasıl düşünülebilir ki?
O zamana kadar bir ya da iki manken adı bilen yurdum insanına bu camia aleni empoze ediliyor ve en cılkı çıkmış camianın üzerindeki tozlar bir Televole üfürüğü ile temizleniyor.
Cılız eleştirileri ardında bırakan Televole yoluna dolu dizgin devam ediyor.
Magazin dergileri artık haftanın bir günü en cıvık haliyle her standart insanın evine giren Televole programına yenik düşerek gazetelerin pazar günü verdikleri bir ek halini alıyor.
Pazar günleri verilen magazin dergilerinde artık sosyetenin osu busu yerine daha bir tanınmış kişiler arzı endam ederek çıplak fotoğrafları ve çarpıcı açıklamaları! ile her eve girmeye başlıyorlar.
Televole furyası bir kanal değişikliği ile ikiye bölünüyor ve insanların kafasında "Acaba hangisi gerçek?" şeklinde bir soru oluşuyor. Türkiyenin gündemini oldukça meşgul eden bu soruya cevap bulma savaşına giren tek yumurta ikizlerinden biri sonunda diğerini öldürerek tahta oturuyor.
Televole yi takiben diğer magazin programları da yayına giriyor ve her kelime ve her görüntü arası bir şarkı, bir melodi kavramı iyiden iyiye kalıplaşıyor.
Televole nin yayınlandığı kanal bu pastanın büyüklüğünü görerek aynı tarzda bir program daha yayına sokarak 2 gün üstüste insanları magazin bombardımanına tutuyor ve magazin alanında tekel haline geliyor.
Evet bu şekilde bir gelişim gözlerimin önünden geçti benim. Bu gelişimin içinde nice yıldızlar büyüttük ellerimizle. Nicelerini de tarihin tozlu sayfalarına gömdük. Eteğini sıyırarak şarkı söyleyenin daha sonra her Perşembe gecesi Kur'an okuduğunu öğrendik. Eski resimlerine mastürbasyon yaptığımız insanların daha sonra "Bacınız geldi" sloganlarıyla ekranda göründüğünü görünce mastürbasyon yapmayı bırakıp utandık eski günlerden. Hayatında bir defile izlememiş ev hanımı Fatma Teyzemizin mankenlerin içini dışını bildiğini görünce onun bilgi seviyesine karşı gözlerimiz yaşararak elini sıkmak istedik. Daha neler neler istedik, düşündük, yaptık kimbilir. Bu gidişle daha neler neler görücez kimbilir. Çözüm ise çok uzaklarda. Hiçbir olay için biraraya gelememiş insanlar bu tarz programlara karşı mı biraraya gelecekler? En aklı selim çözüm nedir diye sorarsanız tek bir cevap vardır: izlemeyin. Bu cevap içinize sinmedi ise bu konuda bir girişimde bulunun bakalım arkanızda kaç kişiyi bulucaksınız.
(bkz: magazin kültürü)

aslen bir kültür olacak kadar gelişmemiş kavramdır.

sosyete dediğimiz ünlüler ve paralılar güruhunun yemeğini kaç ailenin akşam yemeğini karşılamaya yetecek parayla yediğini, tatil harcamalarının kaç kanser hastasının tedavi masraflarına denk düştüğünü öğretiyor bize. namus bacak arası değildir deyip, her gece başka biriyle yatıp kalkmayı olağan gösteriyorlar sonra da haber bültenlerinde fuhuş haberleri izliyoruz. hani kozmetik sanayiine de az katkı yapmıyorlar değil.

peki neden varlar? arz talep meselesi.. imiş.. sen uyuşturucuyu ver insanlara, arz talep meselesi de! sorunlardan uzaklaştırıyoruz, rahatlatıyoruz de! kafa boşaltıyorsunuz evet, böylece de dibe vurmuş siyasetçileri "ülke sorunlarından haberi olmayan blabla insan var!" müjdesiyle rahatlatıyorsunuz.
çalışıp didinmeden kolay yoldan para kazanmak için zengin adamlarla ilişki yaşayan mankenlerin ve oynadığı top sayesinde köşeyi dönmüş futbolcuların özel hayatlarını yansıtan ve özellikle genç toplumu hedef alıp, onları etkilemiş olan kültürdür.
hülya-helin avsar,ibrahim tatlıses,alisan,mahsun kırmızıgul,hadise,hande yener,ajdar,demet akalın,sinan akçıl vb ne işe yaradığı ne yaptığı belli olmayan fakat esek yukuyle para kazanan insanları(!) hayatımıza sokan pembe dunya.