bugün

başta anne ve babalar olmak üzere bilimum insanın yaptığı eylemdir efenim. kişi telefonda konuşmaya başladığı an etraftan; "selam söle", "şunu da söle", "bunu getirsin", "annesi napıomuş sor" vs. vs. şeylerin söylenmesi bahsi geçen eylemin bir sonucudur. gerek aile gerekse de arkadaş ortamında ben çok çektim bu dertten. kalabalık ortamlarda, telefonun diğer ucundaki insana kendi hissiyatımdan çok başkalarının düşündüklerini aktardım hep. başlarda bunun sadece benim çevreme özgü bir rahatsızlık olarak düşünsem de zamanla bunun toplumsal bir takıntı olduğunu fark ettim. nirvanaya ulaştım böylelikle.. öne düşen başım tekrar yukarı kalktı, omuzlarım tekrar dikleşti.. bunu öğrenmem o derece etkiledi beni yani..

eylemin yapılışı çok basit. misal aileyle birlikte otururken telefon çaldı ve siz açtınız. yüksek ihtimalle şu tarz bir diyalog yaşarsınız;

+ alo!

+ vaayy ayşe abla nasılsın yaa? ne var ne yok? nie hiç aramıosun? (karşıdan sesi alınca hal hatır sorma faslı başlar)

* kimmiş oo? (salondan ilk ses geldi işte! geç kaldınız anasını satiim)

+ ayşe abla annee. (nolur aktarmamı istediğin uzun şeyler söyleme be annem)

* aaaa! çok selam söle.

+ tamam a.s! annemin de çok selamı var ayşe abla bu arada..

* napıomuş, iş güç nasılmış onu da sor!

+ annem napıomuş ayşe ablan? dio bak. iş güç nasılmış? die soruo ayrıca. (korktuğum başıma geldi işte)

+ iyimiş anne. işgüç de bildiği gibi dio..

* annesi babası nasılarmış? sağlıkları iyidir inşallah.. (gel de kendin konuş be kadın)

+ anneni babanı soruo annem ayşe abla..

+ iilermiş anne. selamları varmış.

* o da benim selamımı sölesin onlara. ellerinden öperim! (yav yeter artık yeter! sus işte)

+ tamam sölüorum anne!

ve ömrünüzden ömür gider. ne anne kendisi gelir, ne de ayşe abla anneyi ister telefona. siz aracılık yapmak zorunda kalırsınız iletilen tüm iyi dileklere. bu durum arkadaş ortamında da aynıdır zaten. biriyle konuşmaya görün, ordan laf atan burdan selam söyleyen gırla çıkar. adam gibi telefonda konuşturmazlar vesselam..