bugün

Sevmem ama demirtaş ın tayyibe "ben saz çaldığımı söylüyorum, sen de çaldıklarını söyle" ifadesi tarihe geçmiş bir ayardır.
metehan düşünceli bir şekilde yüksek bir tepeden mahşer kalabalığı çin ordusuna bakar. yardımcıları metehana kızmaktadır. böyle kalabalık bir orduya nasıl savaş açarız falan diye. kesin kaybettik derler. fakat metehan sessizliğini hiç bozmaz ve bu yardımcılarını daha da sinirlendirir. bağırırlar falan. metehan hala sessiz ve düşünceli. ve en sonunda yardımcılarından biri yüksek bir sesle ne düşünüyorsun diye sitem eder.

metehan : bu kadar çinliyi nereye gömecem onu düşünüyorum der.
necip fazıl mahkemede burdaki insanların yarısı salaktır der. hakim derhal özür dilemesini ister. o da tamam özür dilerim burdaki insanların yarısı salak değildir der.
görsel
Yugoslav Kralı Aleksandar Karacorceviç (1888-1934) ve eşi Kraliçe Mari 4 Ekim 1933 tarihinde büyük Önder Atatürk’ü istanbul’da ziyaret etmiştir. Dubrovnik yatıyla gerçekleşen bu tarihi ziyaret sırasında bizim arşivlerimizde Atatürk ile Kral Aleksandar arasında Dolmabahçe Sarayı’nda başbaşa yapılan görüşmede aşağıdaki anekdot bulunmaktadır. Kral Aleksandar görüşme sırasında Atatürk’e batılı devletlerin kendisine Yunanistan’ın yerine Türkiye’ye asker çıkarmalarını istediklerini, ancak kralın bu teklifi reddettiğini iletmiştir. Büyük bir devlet adamı olan Atatürk, krala tek kelime ile cevap vermiştir ” Size Geçmiş Olsun Ekselans”

Ancak bu tarihi görüşme ile ilgili olarak bazı ek bilgiler sunmak istiyorum ki bu bilgiler bizim arşivlerimizde olmayıp Yugoslav arşivlerinde mevcuttur. Bu bilgi doğrudur ancak 1988 yılında Yugoslavya’nın Ankara Büyükelçisi ve kişisel dostum olan Sn. Vladislav Yovanoviç bu konuda aşağıdaki bilgileri anlatmıştır.
Söz konusu görüşme sırasında Kral Aleksandar Atatürk’e Yunanlıların yerine değil, Yunanlıların başarısından pek emin olmayan ingilizler tarafından Yunanlılara takviye olarak Türkiye’ye asker gönderilmesini bir kripto mesajıyla iletmişlerdir. Bu husus doğrudur. Bilindiği gibi Yunanlılar 15 Mayıs 1919 tarihinde izmir’e çıkarma yapmışlardır. O tarihte Kral Aleksandar henüz tahta geçmemiştir. Dolayısıyla ingilizler’in kendisine böyle bir teklifte bulunması pek inandırıcı değildir. Ancak Kral Aleksandar 1921 yılında tahta geçer geçmez kendisine böyle bir teklif gizlice yapılır ve o tarihte 33 yaşında olan Genç Kral bu kriptoyu deneyimli bir siyasetçi olan Başbakanı Nilola Pasiç ile istişare eder. Pasiç Krala “Majesteleri biz bu işe karışmayalım, biz Türklerle Balkan Savaşı sırasında sınır sorunumuzu çözdük, Türkler onurlu bir millettir, başımıza iş açmayalım, ingilizler büyük bir ihtimalle bu kriptoyu Romanya Kralı Birinci Ferdinand’a da gönderecekler, lütfen bu konuda Romanya Kralı’nı da bir maceraya girmemesi konusunda uyarınız” der. Kral da bunun üzerine bir kripto mesajı ile ingilizlere buna evet demeyeceğini iletir ve ayrıca Romanya Kralı Ferdinand’ ı da bu konuda uyarır. Kral Aleksandar bu olayı aynen Atatürk’ e anlatır ve Büyük Önderimiz işte bu sırada o müthiş zekâsıyla yukarıdaki cevabı verir. Atatürk kibar, centilmen ve iyi bir ev sahibidir aynı zamanda.
Yavuzun sah ismaile verdigi ayar unutulmaz elbette.
macellan portekiz vatandaşı iken akrabası olan kraldan gemi mürettebat ve hindistana batıdan gitmek için izin ister ve kral siktir et deyip kovar. bunun üzerine macellan ispanya kralı karla gidip tasarısını açıklar ve kral karl 5 gemi ve mürettebatını macellanın emrine verir ve macellan uzun ve zorlu bir yolculuk sonrası macellan boğazını keşfedip hindistana batıdan gider. yolun geri kalanını avucunun içi gibi biliyordur ama tüm yolculuk boyu yaptığı tek aptallıkla hindistana az bir mesafe kala can verir. Adamları ispanya'ya ulaşmayı başarırlar.
Bu yanlış, diye düşündü Jon. “Durun.”
Emmett döndü, kaşları çatılmıştı. “Lordum?”
“Onu asmayacağım,” dedi Jon. “Onu buraya getirin.”
Lord Janos’un gülümsemesinde, bayat yağın bütün tatlılığı vardı, ta ki Jon, “Bana bir kütük bulun,” deyip Uzunpençe’yi kınından çıkarana kadar.
azerbeycan milli kahramanı "mübariz ibrahimov" tarafından ermenilere verilen ibretlik ayardır.