bugün

Burada öleceğim...
boslugun dibindeyim.
Ülkenizin erkeğini ya da kadınını kötüleyince çok süper insanlar olmuyorsunuz kötülemekle kalan aciz insanlar oluyorsunuz bilin istedim.

Edit: eksileyin acizler.
Bir yerlere ait değilim.
Birilerine...değil.
Bir yerlere sahip değilim.
Birilerine...değil.
Bir yerlerden uzağım.
Birilerine...uzak.

Bir yerde kalbimi gömdüm.
Birini kalbime.

Bir sabaha yakınım.
Bir geceye uzak.

Bir yerlerde
Biriyle
Hiçbir duvarın hapsetmediği,
Bir huzur diledim.

Nefes
Işık
Derinlerden
Nâlân ederek.

Tevfik diledim.

Yeryüzünde
Bir sinede
Olmadığımı
Bilerek...
Kötü alışkanlıklarımı bırakmam gerek diye düşünüyorum ama bir anda gülme tutuyor.
Ösym tercihleri açıklasın. Tekrar söylüyorum.
herkesi sildim, yeni bir hayata baslayacagim. ne sevgili istiyorum ne baska sey. boyle rahatim.
Odamda deminden beri kocaman bi sinek uçuşuyordu. Demin ise florasandaki örümcek ağına takılmış, kurtulmaya çalışıyordu. Sineği kurtardım dayanamayıp. Sineğe iyilik, örümceğe ibnelik yaptım...
bu iş ortamı fazla sıkıcı. herkes herkesin arkasından iş çeviriyor. ayrıca arkamdan konuştuğunu biliyorum gülçin * seni bende hiç sevmiyorum. ayaklı şeytan seni!
kız çocukları ilk barbie bebekleri sever. erkekler ise arabaları...
yaşlar ilerledikçe işler tam tersine döner.

her ne kadar jet sosyetenin cilalı mermer taslarında dans etmesekte beni konuşturmayın lan.
me and you and you and me
no matter how they toss the dice,
it had to be...
Durmadan hayata hazırlanıyoruz. Şu an yaşadığımızın da aslında hayat olduğunun farkına varmadan.

sürekli çalışıyoruz memur olarak ölüyor biir sürü insan.

Hayatın nasıl geçti sorusuna sabah 8 akşam 5 diyorlar. Boş vakitlerinde de evinde oluyor.

Doğuyor okuyor mezun olup evleniyor sabah akşam çalışıyor sonra çocuğu oluyor kendi hayatıyla ilişiğini kesip onun için yaşıyor
sonra aynı şeyleri onun yaşamasını izliyor bu kısır döngü devam edip gidiyor.

Sevdiğin işi yapabilmek için 16-20 yıl arası okuyorsun. Ki buna rağmen sevdiği işi yapan istediği hayatı yaşayan çok nadir..

hayat bu mu diye sorgulamaktan kendimi alamıyorum.

Aptal bi sınav için senelerimizj heba ediyoruz 18 19 20 yaşlarımızı masa başında büyük bi sıkıntıyla geçiriyoruz.

oysa o yaşlardaki bi gencin hayata atılması gezmesi öğrenmesi eğlenmesi aşık olmasi gerekmez mi?

dün sonuçlar açıklanmış 2 3 yıldır hazırlanmasina rağmen yerleşemeyenler ya da istediği bölümü yine kazanamayanlar dolu etrafım. Yazik değil mi bu gençliğe gerçekten.

çoğumuzun babası yıllardır çalışıyor bi hobileri özgür zamanları yok. Ve neden biliyor musunuz evin kirası suyun faturası alışverişi ödemek için.

hayat bu mudur gercekten içim bunalıyor çünkü bu döngünün içinde olmaktan.
Yaşanmışlıklarını bir yerde bırakıp, bir daha dönemeyeceğini bilerek oradan ayrılmak ne kadar acı. Büyüdüğüm eve bakıyorum. Sokakta yapayalnız kalmış. Bütün binalar yıkılmış. Onun da yıkılmasıyla çocukluğum silinecek sanki. Bu evden çıktıktan sonra tüm ailem hiç bir arada olmadı. Ne güzel günlermiş. Ne değerliymiş.
Ben ilkokul 7.sınıftayken Rusça, 8.sınıftayken ingilizce, üniversite birinci sınıftayken ibranice, üniversite ikinci sınıftayken ispanyolca ve Fransızca öğrenmeye çalıştım (kendi kendime). Fransızca hariç diğerlerini A1-A2 seviyesindeyken bıraktım çünkü çabuk sıkılan bir yapım var, ayrıca bazen koşullar da bunu gerektirdi. Fakat şuan çatpat da olsa ispanyolca, ibranice ve ingilizce konuşabiliyorum. Şimdiki hedefim ise C seviyesine getirmek, tüm bu bahsettiğim dilleri.

1.) Not: fransızca da günlük konuşmadan öteye gidemedim çünkü aşırı zor geldi. ileride kursuna gideceğim büyük ihtimalle.

2.) Not: önerebileceğiniz internet adresi vs varsa söylerseniz sevinirim. Bazı siteler biliyorum fakat önerilere de açığım.
bir insan size ihtiyaci oldugunu soyledigi zaman onu kaale almayip gunler sonra yazarsaniz eger elbette yalniz kalirsiniz. yaninizda olan insanlari gormezden gelip sonra caniniz istedigi vakit yazamazsiniz, gorusmek isteyemezsiniz. her zaman yalniz birakilan olursunuz.

yalnizligi hakedecek ne yaptim diye dusunurken bir de bunu gozden gecirin derim ben.
Hayatımdan çok sıkıldım...
Benden şu ömrümü çalanı getirseler.
Sadece gülerim hafifçe.
Kendime...
Görüntü kayan, renkleri değişen, farklı şekillere giren laptobumun ekranını düzeltme umuduyla açıp anasını siktim. Hatta çıtayı da kırdım ohh. Bir süre tv ye bağlayıp kullanmak zorunda kalacağım. Bu durum üzdü.
Neden hayatı birbirimize zindan ediyoruz ki bizler?
Neden hakikaten neden ya? Kolay mı kuruluyor köprüler? Kolay mı bir insanla beraber gülüp beraber ağlamak? Yani sevmenin sevilmenin daha ötesinde bir değer ne var ya? Ciddi ciddi aklım almıyor benim.
Ne bu işkence soruyorum? Ne için?

Bak mimist öldü. Etrafımızda birileri ölüyor. Birilerini bizler öldürüyoruz.
Bu mu yani hayat?
Eğer buysa öyle kalsın ulan.
banka kuyruğu savaşlarında daha başarılı olabilseydim keşke. Geçen pazartesi banka açılmadan gittim bankaya. emekli bir dayı kendine vazife edinmiş gelenleri sıraya sokuyor, sağolsun beni de banka sıra numarası alabilmem için
16.sıradan aday gösterdi. Banka açılıp sıra numarası aldığımda 55.sıradaydım.
az önce beğendiğim bir beyefendinin 71 doğumlu olduğunu öğrendim. dedeler genç göstermesin ya da seksen sonrasında doğan nesil götümüze benziyor.

ya da

galiba yine gözümün derecesi yükseldi..
haklıyım ve haklı olmak canımı yakıyor. haklıyım ve yaşanan durum hiç hoş değil. ama susmak zorundayım. tamam demek zorundayım. ölmek için sebebim çok ama neden yapamıyorum? ölmek zormuş. o güce ihtiyacım var. başka türlüsü olmuyor.
Ananı zigeyim gs.
hiçbir şeye sahip olmadım bu hayatta. ne baba sevgisine, ne sağlığa, ne de paraya. bu virane kalbime küçük bir ışıltı girdi, atışlarını duymakta zorlandığım kalbim yeniden atmaya başladı. hasta olsa da daha hızlı çarptı, bomboş olduğu için tüm gücü ile sevdi. tek çabası aydınlığa çıkıp yaşadığını hissetmekti, bu yüzden sevgiyi kullanmaya karar verdi. hani en iyi ilaç sevgidir derler ya, o da inandı işte. kendine bakmadan, gerçekliğe aldırmadan inandı ve sevdi.

insanlar iki can hakkı ile gelir bu dünyaya, bu yüzden iki kez ölür. biri kalbi kırıldığında, diğeri kalbi durduğunda. şimdi yaptığım hesaba göre yarım canlıyım, benden bir can bile bırakmadın geriye..
Bu ayda üşüyorum, düşünebiliyor musunuz.