bugün

Şimdiye kadar hiç bi sözlükte silinmedim, belki inadına silen olur dedim ama yok arkadaş silmiyorlar.
inci sözlük'te görmüştüm.
hic bi hikayesi yok ilk aklima geleni yazdim cikti. (bkz: ya sen ne sandin)
Ash Ketchum, Pokémon çizgi filminin baş kahramanıdır.Başlangıç pokemonu olarak Pikachu'yu almıştır daha sonraki macerlarında bir çok pokemon yakalamıştır. Yakaladığı pokemonlardan bazıları Caterpie, Pidgeotto, Bulbasaur, Charmander ve Squirtle. Bu pokemonlarıyla birçok turnuvaya katılıp çoğunluğundan birincilikle çıkmıştır. Ash'in en büyük hayali bütün pokemonları yakalayarak gelmiş geçmiş en iyi pokemon eğiticisi olmaktır. Indigo liginde ilk 16'ya, Johto ve Hoenn liginde ise ilk 8'e girmiştir. Orange Island ve Battle Frontier Şampiyonu olmuştur. Sinnoh liginde ilk 4'e girmiştir.
benim nickim yeterince açık ve anlaşılır heralde, hikayesi falanda yok.
çok ve pek ünlü alman fizikçi albert einstein olduğum için böyle nick almayı kendime uygun gördüğümdür.
bir gün bir film izledim ve kahramanı çok hoşuma gitti. o yüzden nickim rancho.
ilginç hikayelerdir.
bir genç vardı, ateistti kendisi. efendi bir çocuktu, en azından uludağ sözlüktekiler kadar öküz değildi.
metafiziksel konularda tartışıyoruz, bir ara inanan kesimin cahil olduğunu, ne sanattan ne edebiyattan ne bilmem neden bi haber olduğunu söyledi.
tabi lafı dolandırmadım, gereken cevabı verdim. kimseyi test etmek haddimize değil, ancak arkadaşımızın ezbere konuştuğunu bir kaç örnekten sonra anladım, lafı nietzsche'ye getirdim. onun aforizmaları üzerine tartıştık.
böyle olacağını bildiğim için sordum;

-nietzsche zırladığında adlı eserini okudun mu?
+okumaz mıyım, kütüphanemde baş köşede durur?!

kırk yıllık nietzsche ağladığında'dan bahsediyoruz!

kütüphanede baş köşede duran kitabın adını bilmiyor zerzevat. tabi bu ''nietzsche zırladığında'' muhabbeti yarım saat sürdü ve bastıra bastıra ''nietzsche zırladığında'' deyimi kullanmama rağmen uyanmadı. ben uyandırdım sonunda, gülmek için kendini zor tutan arkadaşlarımı dışarı çıkardım, gülmedim. sadece yüzüne baktım ve sustum, gülünecek halde değildi.
bunu bir fırsat olarak görüp yüklenmek ahlaki değildi.
işte bir çoğunuzun hali o arkadaş gibi.
bu olayı unutamam elbet, ama dediğim gibi o genç arkadaşı üzmemek adına bunu koz olarak kullanmadım, bağnaz ve ön kabullu fikrine katılmasam da kırılmaması için sustum.
tabi böyle de bir nicke sahip oldum.
budur hikayemiz.
15 Yil once ilk gitara basladigimda mirc'e girdigimde kullandigim nickti. halada ayni nicki kullaniyorum.
red hot chili peppers'ı çok severim, vedat isimli arkadaşım da hiç yok; bunu fark etmemle birlikte wolframı oluşturdum.
annemn oglum bi su istedik be dedikten sonra,
geliyorum bi saniye anne demem sonrasi direk yazdigim nick.
gitar çaldığım ve çevremde komik tanındığım için 2sinin birleşiminden oluşan bu nicki tercih ettim.
'sözlük bu.. çok herif vardır buralarda..' şeklinde ulu bir aforizmayla ortaya atılan gıdıman yarimin içini rahatlatmak için aldığım bu maskülen nickin hikayesi böyle tuhaftır. (buji meme yapmaz diyenlere bir çift sözüm var, bırakalım bujiyi mujiyi de sahip çıkalım dedeye!)
uzun hikaye... şaka şaka; https://pbs.twimg.com/med...Ay6GP-BCAAAHNsa.jpg:large
yok bu cidden soru cümlesi.
kahvaltıda sürekli mayonez yiyordum. sonra düşündüm bu benim nickim olmalı dedım!
yazar alımı yaparken bana türkçe dersi veren, format format diye kıvranan moderasyona "bu ne mına koyim bu ne?" demek istercesine seçilmiş bir nick.
Tamamen yaratıcılığımın ürünü.
ismim soyismim olan hidayet cem öztürk. Hdyt cm ve türkçe karakter kullanılmadığı için o yu kombine ederek oluşturdum nickimi.
October Road dizisinin ana kahramanının ismi Nick Garret,ünlü bir yazar olmadan önce bir sürü arkadaşı ve sevgilisi olan şahsiyet şöhret hastalığına yakalanınca 10 yıl boyunca ailesi dahil kimseyle görüşmeyip yaşadığı yere gitmez ama 10 yıl sonunda kaybettiği ilhamı kazanmak için eve geri döner ama artık herkes çok çok yabancı olmuştur kendisine.
takım elbiseyi sevmemden ötürü.
basrolu volkan demirel ve ridvan dilmen paylasiyor.
kahvaltıda sıcak simit yerken...
yaşama daha geniş çaplı bakmama sabebiyet veren, hayatımın filmi.

(bkz: the matrix)
üniverstede beni sinir etmiş bi çocuk vardı. uludagsozlukte yazıyordu. sonra ben buna inat olsun diye sözlükte yazmaya başladım. o yüzden adım da onun nickinin basına anti getirilmiş halidir. evet cok rezilce ezik bi davranış. ama sözlük sardı ve ismimi degistirebilecegimi ögrendigimde süreyi aşırmıştım.

(bkz: storax)
(bkz: antistorax)

edit: bu entryi storax bile eksilemez kim acaba o sakil *